Serap Kısa ve Halil Argon, Londra’nın her geçen gün artan nüfusu ve gittikçe pahalılaşan yaşam koşulları sebebiyle Londra dışında küçük bir köye yerleşmeye karar verdiler.
Röportaj: Yasemin Bakan
Serap Kısa İzmir’deki yerel kanallarda haber yönetmenliği yaparken 2000 yılında aupair olarak İngiltere’ye geldi. Eşi Halil Argon ise 1993 yılında İstanbul’da Turizm Otelcilik Yüksek Okulu’nu bitirdikten sonra İngilizcesini geliştirmek üzere Londra’ya geldikten sonra bu kente yerleşmeye karar verdi. Serap Kısa ve Halil Argon 2001 yılında tanışıp, 2002 yılında evlendi. O yıllardan 2014’e kadar Londra’da yaşadılar. Bu arada iki oğulları oldu. Londra’nın her geçen gün artan nüfusu ve gittikçe pahalılaşan yaşam koşulları sebebiyle Londra dışında küçük bir köye yerleşmeye karar verdiler. 2014 yılının Kasım ayında İngiltere’nin kuzeybatısında yer alan Derby isimli bölgeye yerleştiler. Cafe Lavanta ismiyle şehir merkezinde bir cafe açtılar. Serap Kısa Londra’da başlayan ve şimdi Londra dışında Denby Village isimli küçük bir köyde devam eden aile hikayelerini Londra Gazete’ye anlattı.
“Ben 2000 yılında aupair olarak Londra’ya geldim. İzmir’de Cumhuriyet Lisesi’nde grafik dizayn bölümünü bitirdikten sonra İzmir’deki yerel kanallar Sky TV ve Ege TV’de haber yönetmenliği yaptım. Yakın bir arkadaşımın Londra’ya gelmesiyle ben de gelmeye karar verdim. Doğma büyüme İzmirliyim. Babam ayakkabıcı, annem terzi.
Eşim Halil, İstanbul’da Turizm Otelcilik okulunu bitirdikten sonra İngilizcesini geliştirmek üzere Londra’ya gelmiş ve daha sonra yerleşmeye karar vermiş. Tabi o zamanlar vize işleri çok daha kolaydı. Ben, eşim Halil’le 2001 yılında ortak bir arkadaşımız sayesinde tanıştım. 2002 yılında evlendik. Benim aupair vizem vardı. Evlendikten 1 yıl sonra süresiz oturum vizemi aldım. Halil İstanbul’da doğdu, Susurluk’ta büyüdü. Babası kaptan, annesi ev hanımı.
LONDRA’DA BİRÇOK RESTAURANT VE CAFE’DE ÇALIŞTIK
İkimiz de Londra’da bulunduğumuz süre içerisinde birçok restaurant ve cafe’de çalıştık. 10 yıldan fazla bir süre Stoke Newington’da yaşadık. Bütün arkadaş çevremiz Kuzey Londra’da yaşıyor. Çocuklar doğana kadar çok pahalı olmasına rağmen Londra’da çok mutlu yaşadık. İkimizde çok sosyal olduğumuz için çok eğlenceli geçti Londra yıllarımız. Oğullarımız Deniz 2007’de Derin 2010’da doğdu. Deniz 3 yaşındayken artık Londra’da yaşamak istemediğimizi anladık.
YAŞAM KALİTEMİZİ YÜKSELTMEK İÇİN LONDRA DIŞINA TAŞINDIK
Çünkü çocuklar olduktan sonra onlar için en iyisini istiyorsun. Biz çocukluğumuzda daha özgürdür, sokakta oynayabiliyorduk. Maalesef bu Londra’da mümkün değil. Biz çocuklarımızın bunları yaşamasını istedik. Bu nedenle nereye taşınabiliriz diye düşünmeye başladık.
Diğer taşınma nedenimizde bir cafe açmaktı. İkimizinde artık yeterince tecrübesi vardı. Ama Londra’da cafe açmak hem çok pahalı hemde Londra’da çok fazla cafe var. Eğer Londra’dan taşınırsak daha büyük bir evde yaşayıp kendi işimizi kurabilecektik. Ve çocuklarımız çok daha özgür büyüyebileceklerdi. Kurulu düzenimizi bozmak arkadaşlarımızı bırakmak tabiki çok zordu ama yaşam kalitemiz daha iyi olacaktı.
BAHÇELİ BÜYÜK BİR EVE 625 POUND ÖDÜYORUZ
Taşınmaya karar verdiğimizde Deniz, Stoke Newington’da Grazebrook Primary School’da ikinci senesindeydi. Derin’de aynı okulun ana sınıfındaydı. İlk önce Wales bölgesinde Tenby’e taşınmak istedik. Ama çok uzak olduğu için vazgeçtik. Bu arada eşimin çocukluk arkadaşı Ebru bize onlarla çalışmayı teklif etti. Ebru ve Mark 4 yıl önce Yummy Cheese Cake isminde bir şirket kurdular. İşlerini büyütmek istiyorlardı. Bizimde onlara yakın biryere taşınmamız gerekiyordu. Birkaç kez ziyaretlerine gidince bizde buraları beğendik ve taşınmaya karar verdik. Denby village’de ev bulduk. Okulu ayarladık. Ağustos 2014’te buraya taşındık. Başlarda biraz zor geldi. Çünkü burası çok sakin ve farklı. Her yere arabayla gitmek gerekiyor. Ama çocuklar çok sevdi. Hemen arkadaş edindiler. Artık sokakta özgürce oyun oynayabiliyorlar. Bisiklete binebiliyorlar. Evimiz üç odalı ve kocaman bir bahçesi var. Birde mükemmel bir manzarası var. Her sabah sessizlikte bu manzaraya uyanmak hem çok güzel hem etrafta gidilebilecek çok yer var. Doğası mükemmel. Peak District National Park 20 dakika. Bu parkta yürüyüş yapmak çok güzel.
CAFE LAVANTA’YI AÇMAYA KARAR VERDİK
Buraya taşındıktan sonra yolunda gitmeyen şeylerde oldu. Arkadaşımız Ebru ile çalışamadık. Ve Cafe Lavanta’yı açmaya karar verdik. Aralık ayında Derby şehir merkezinde dükkanı bulduk. Ocak ayında imzalar atıldı. Bütün dekorasyonu ağabeyimin yardımıyla kendimiz yaptık. 16 Mart’ta cafe’yi açtık. Ne yapmak istediğimizi çok iyi bildiğimiz için çok zor olmadı. Birkaç hafta önce cafe’de açılan resim sergisi için Derby belediye başkanı ziyaretimize geldi. Şu ana kadar herşey yolunda gitti. Buradaki yaşantımızdan çok memnunuz. Londra’ya arkadaşlarımı görmeye birkaç kez geldim. Herkesi çok özlüyoruz ama Londra’yı kesinlikle özlemiyoruz.
selam,
bu boyutta bir işletmeyi kendi el emeği ile hazırladığınız zaman izinleri ile birlikte kaça maloldu