Kim derdi ki AB’nin temellerini Ortadoğulu mülteciler sarsacak? Şimdi bu gerçek oldu. “Arap Baharı”nın 5. yıldönümündeyiz. Tunus ve Mısır’da diktatörlüklerin yıkıldığı, tüm bölge için umutların arttığı dönem gerilerde kaldı. Son 5 yıl içerisinde Ortadoğu’da yaşananların bölgenin geleceğini nasıl şekillendireceği ayrı bir konu. Bu yazıda Ortadoğu’daki kaosun sonucu olarak milyonlarca kişinin insanca yaşayabilecekleri bir yer arayışı içine girmesinin AB projesini nerelere sürüklediğine kısaca değineceğiz. Mülteci krizi nedeniyle AB’nin varlığının tehlikede olduğunu herkes kabul ediyor. AB’nin mülteci krizine ortak bir çözüm üretememesi durumu vahimleştiriyor. Üye ülkeler kendilerine göre kararlar alıyorlar. Birleşmiş Milletler, her geçen gün AB’nin mülteci krizine ortak bir çözüm bulmaktan uzaklaştığını açıkladı. BM Genel Sekreteri’nin Uluslararası Göç Özel Temsilcisi Peter Sutherland, sorunlara çözüm bulmak için ortak bir yaklaşım gerektiğini ancak Avrupa’nın bu krize ortak bir yaklaşım geliştirmesi olasılığının hızla azalmakta olduğunu söyledi. Almanya Maliye Bakanı Schäuble, Der Spiegel’le yaptığı söyleşide mülteci krizi konusunda zamanın daraldığını söyledi. AB Koseyi Başkanı Donald Tusk, Şubat ayına kadar zamanları olduğunu açıklamıştı. Şubat geliyor.
AB’nin serbest dolaşımı öngören Şengen sistemi ciddi tehlikelerle karşı karşıya. Avusturya Başbakanı Werner Faymann, ülkesinin Şengen sistemini geçici olarak askıya aldığını açıkladı. AB İçişleri Bakanları, Şengen sistemini askıya almayı düşünebileceklerini açıkladılar. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya Başbakanları, mültecilerin ülkelerine geçişini engelleyemediği için Yunanistan’ı sert bir dille eleştirerek sınır kontrollerinin artırılmasını istediler. Yunanistan’ın Şengen bölgesinden ihraç edilmesi talepleri dile getiriliyor. İsveç İçişleri Bakanı Anders Ygeman bu talebi dile getirenlerden biri. Almanya ve Fransa’nın da aralarında olduğu bir çok AB üyesi ülke sınır kontrollerini yoğunlaştırmış durumda. Almanya Maliye Bakanı Schäuble, Der Spiegel’deki söyleşisinde Şengen sisteminin yıkılmasının Avrupa’ya büyük siyasi ve ekonomik zarar vereceği uyarısında bulundu. 1995’te yürürlüğe giren ve genişleyerek 26 ülkeyi kapsayan Avrupa entegrasyonunun gurur kaynaklarından Şengen sistemi yaralı. Sağ kalıp kalmayacağı belirsiz.
Bazı AB üyesi ülkeler mülteci krizi karşısında soğukkanlılıklarını kaybederek sınır kontrolleri ötesinde adımlar atıyorlar. Danimarka parlamentosunun geçen Salı günü aldığı utanç verici karar bunun son örneği. Bu karara göre ülkeye girişte mültecilerin 1340 Euro’dan değerli eşyalarına (örneğin nakit para, saat, cep telefonu, bilgisayar vs.) el konulacak. Sığınmacıların aileleri ile birleştirilmesi üç yıl geciktirilecek. Parlamentoda karar lehinde 81, aleyhinde 27 oy kullanıldı. (Benzeri uygulamalar İsviçre ve güney Almanya’da da var.) İş çığırından çıkıyor gibi. Danimarka parlamentosunun kararı geniş yankı uyandırdı ve sert eleştiriler aldı. Savaştan, felaketten, ölümden kaçan, çok tehlikeli yolculuklardan sonra kapısına varan insanlara böylesi muamele yapmak nasıl izah edilebilir? Amaç mültecileri caydırmaktır ama verilen mesaj Avrupa için yüz karası. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Danimarka’nın kararından üzüntü duyduğunu açıkladı. Uluslararası Af Örgütü sert bir açıklama ile Avrupa ülkelerinin “dibe batmakta” olduğunu vurguladı. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, bu yasaya karşı çıkılmasını istemişti. Sığınmacıların aileleri ile birleştirilmesinin 3 yıl geciktirilmesi kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni çiğnediğine inanılıyor.
Mülteci krizi uzadıkça tablo çirkinleşiyor. Krizden çıkış yolu bulunacak mı? Yunanistan’la Balkanlar arasına duvar çekerek mültecileri Yunanistan’a hapsetme fikrini savunanlar var. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán bunlardan biri. 2015 yılında Yunanistan’a 850 bin mülteci ayak bastı. Sorun duvarlarla çözümlenebilir mi? Aklı başında insanlar çözümlenemeyeceğini biliyor. Ayrıca AB üyesi ve ekonomik krizin pençesinde olan Yunanistan’ı dışarıda bırakmak bu ülkede ne gibi sonuçlar doğurabilir? Almanya Maliye Bakanı Schäuble ise mülteci akışını durdurmak için Avrupa’nın Türkiye, Ürdün, Libya gibi ülkelere milyarlarca Euro’luk yatırım yapmasını öneriyor. Yapılacak yatırımların mültecilerin yaşam koşullarını iyileştirerek Avrupa’ya göçlerini durduracağı düşünülüyor. Almanya, 12 milyar Euro’luk bütçe fazlasını mülteci krizi ile mücadeleye ayırmış. Tabii, diğer AB üyesi ülkelerin de pamuk elleri cebe atması gerekecek. Bu nedenle Schäuble’nin önerisine sıcak bakmayanlar var. Konunun bir diğer boyutu Suriye iç savaşına son vermeyi amaçlayan Cenevre sürecidir. Önümüzdeki günlerde başlayacak Cenevre müzakereleri istenen sonucu doğuracak mı? Kolay değil.
Mülteci krizi AB’nin temellerini sarsıyor. Bakalım bu konuda ortak bir AB politikası üretmeyi başaracaklar mı? Umarız başarırlar.