kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,2783
EURO
35,0324
STERLIN
40,8676
BITCOIN
$66.316
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
20°C
LONDRA
20°C
Hafif yağmur
Cumartesi Orta şiddetli yağmur
19°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
17°C
Pazartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C
Salı parçalı az bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
16°C

Ne olacak bu AB’nin hali?

26.12.2015
0
A+
A-

“There is not enough Europe in this Union. And there is not enough Union in this Union.” (Bu Birliğin içinde yeteri kadar Avrupa yok. Bu Birliğin içinde yeteri kadar Birlik yok.)

2015 yılını geride bırakıp 2016 yılına girerken farklı nedenlerle bizi çok yakından ilgilendiren Avrupa Birliği’nin durumuna göz atalım. 2004’te Kıbrıslı Türklere, Kıbrıslı Rumlara ve Türkiye’ye “cennet” gibi görünen (gösterilen), 1 Mayıs 2004’te Kıbrıslı Rumları üye yapan, çözüm durumunda Kıbrıslı Türkleri de içine alacak olan ve mülteci krizi nedeniyle Türkiye’ye “göz kırpan” AB’nin şimdiki durumu hiç de iç açıcı değil. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada durumu çok güzel özetledi: “There is not enough Europe in this Union. And there is not enough Union in this Union.” (Bu Birliğin içinde yeteri kadar Avrupa yok. Bu Birliğin içinde yeteri kadar Birlik yok.) Oxford Üniversitesi’nden Prof. Ngaire Woods, Foreign Affairs dergisinde yer alan makalesinde “The European Disunion: How the continent lost its way?” (Birlik içinde olmayan Avrupa: Kıta yolunu nasıl kaybetti?) başlığını kullandı. Mesaj aynı. Avrupa Birliği, “Birliğini” kaybetti, yolunu kaybetti. 2016 yılına ciddi sorunlarla giriyor.

Prof. Woods, mülteci krizinin AB’nin en önemli ilkelerinden biri olan ortak sınır ilkesini sarstığını, Yunanistan mali krizi ile para birliğinin sarsıldığını hatırlatıyor. İngiltere yakında AB içinde kalıp kalmama konusunda referanduma gidecek. Çekim merkezi olan, ülkelerin üye olmak için yarıştığı Birliğin yerini, üye ülkelerin üyelikten çıkmak istediği bir Birliğe bırakması hiç de olumlu bir imaj vermiyor. Ortak sınırları, para birliği ve üyelik yapısı sınanmakta olan bir AB var karşımızda. İşte bu çerçevede “Ne olacak bu memleketin hali?” sözünü “Ne olacak bu AB’nin hali?” diye uyarlıyoruz.

AB’nin kötü gidişatı 2008 mali krizi ile başladı ve ağırlaşarak devam ediyor. Mülteci krizi ve ortak para birimi Euro’nun sorunlarına rağmen, İngiltere’nin olası üyelikten çıkması halinde de AB varlığını sürdürecektir. Buna kuşku yok. Dünya ekonomisindeki payı giderek azalsa da dünyanın önemli ekonomik aktörlerinden biri olmaya da devam edecek. Ama sorunlarını aşamaması durumunda eskisi gibi yıldızı parlayan, yüksek çekicilik gücüne sahip, yumuşak gücü ile çevre ülkeleri yönlendirebilen bir aktör olma özellikleri zayıflayacak. Daha da önemlisi, gün gele “Avrupa Birleşik Devletleri” haline dönüşme vizyonu havada kalacak.

2008 mali krizi sonrasında Euro bağlamında yaşanan sorunlar, bunun doruk noktası olarak Yunanistan krizinin neden olduğu kavgalar ve anlaşmazlıklar, AB dayanışmasını zayıflattı, “gemisini kurtaran kaptan” veya “her koyun kendi bacağından asılır” anlayışını ön plana çıkardı. Ulusal egemenlik, ulusal çıkarlar yeniden önem kazandı. Federalizm vizyonu zayıfladı. Suriye iç savaşı ve genelde Ortadoğu’da yaşanmakta olan kaos sonucu ortaya çıkan mülteci krizi durumu daha da kötüleştirdi. Tüm üye ülkeleri çevreleyen ortak sınır anlayışı gerilerken ulusal sınırlar ve onları koruma yeniden ağırlık kazandı. Sınırlara tel örgüler gerildi. Şengen Anlaşması zora girdi. AB, mülteci krizi konusunda kötü sınav verdi. Üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları daha da derinleşti. Neredeyse her kafadan bir ses çıktı. İnsan hakları ve hoşgörü temeline dayandığı söylenen AB’nin bazı üyelerinden “Biz sadece Hristiyan mülteci kabul ederiz” hatta “Sadece Ortodoks Hristiyan mülteci kabul ederiz” türü sesler yükselmesi, bir çok AB ülkesinde yabancı düşmanlığının, aşırı sağın, İslamofobi’nin güç kazanması, AB ideallerine darbe vurdu. Bazı AB üyesi ülkelerin sınır görevlilerinin, güvenlik güçlerinin mültecilere uyguladığı şiddetin görüntüleri dünyada hayretle izlendi. Türkiye, Ürdün, hele küçük Lübnan gibi ülkeler çok daha fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yaparken dev AB’nin bunu doğru dürüst bir şekilde başaramaması, yüzüne gözüne bulaştırması, “mültecilerin gelmesini durdurun, sınır bekçimiz olun” koşulu ile Türkiye’ye “ahlaksız teklif” yapması, Türkiye’yi üye yapmayı aklının kenarından bile geçirmezken “üyelik müzakerelerini canlandıracağız” nağmelerine dönmesi gözden kaçmadı.

AB’nin mimarı olarak kabul edilen Jean Monnet’in ortaya koyduğu Avrupa entegrasyonu vizyonu ile şimdi karşımızda duran yapı pek örtüşmüyor. Monnet’nin vizyonuna bağlı federalistler, şimdi yaşanan sorunların geçici olduğunu, trenin “Avrupa Birleşik Devletleri” istasyonuna doğru yol almaya devam edeceğini düşünebilirler. Ancak önemli bir yolcu (İngiltere) 2016’da trenden inebilir. Umarız inmez ama inmesi durumunda Avrupa entegrasyonu vizyonu daha da zayıflamış olamayacak mı?

Avrupa halkları için ideal olan Jean Monnet’nin vizyonudur. Bu doğrultuda ilerlemektir. Ne yazık ki 2016’ya girerken AB bu vizyondan uzaklaşıyor. Bu gerçeklere gözlerimizi kapayamayız.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.