kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,2919
EURO
35,0340
STERLIN
40,8719
BITCOIN
$66.206
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
20°C
LONDRA
20°C
Hafif yağmur
Cumartesi Orta şiddetli yağmur
19°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
17°C
Pazartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C
Salı parçalı az bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
16°C

Ortak akıl ihtiyacı

11.12.2013
0
A+
A-

Kıbrıslı Türkler açısından 2013’ün iyi bir yıl olduğunu söylemek mümkün değil. Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarında kayda değer bir gelişme olmadı. Ekim ayında başlaması beklenen müzakereler hala başlamadı. Alexander Downer’in adadaki temasları devam ediyor. Bu satırlar yazıldığı sırada ortak açıklama konusunda yoğun temaslar devam ediyordu. Downer şapkadan tavşan çıkarabilir mi? Bu, ortak açıklamada egemenliğin nasıl formüle edileceği ile ilgili pazarlığa bağlı. Türk tarafı topun Rum tarafında olduğunu söylüyor. Rum tarafı ise çıkmaza girildiğini açıklıyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yarın Atina’ya gidecek. Türkiye ve Yunanistan, Kıbrıs konusunda bir hareketlilik yaratabilir mi? Göreceğiz.  2013 yılını müzakere çabaları açısından kayıp bir yıl olarak nitelemek abartılı olmaz. Elbette, müzakereler bir noktada başlayacak. Bize kalan 2014’ün bu açıdan daha iyi sonuçlar vermesini dilemek.

Kıbrıs Türk siyasal yaşamı açısından da 2013 kaybedilmiş bir yıl olarak nitelenebilir. UBP kurultayları, geçici hükümet, erken seçimler, CTP-BG ve DP-UG hükümeti, CTP kurultayı… Olaylar akıp giderken siyasi hayat iyileşmiyor. Yönetim kalitesi artmıyor. Sorunlar çözüm bekliyor. Siyasi partilerimiz ve siyasetimiz iyimser bir tablo sergilemiyor. Parlamentonun kısmen yenilenmesi beklentiler yaratmıştı ama henüz somut bir sonuç göremedik. Eski sistem devam ediyor. Partilerin tümü vizyon sergilemekte zayıf. Siyaset, iktidara gelip iktidar nimetlerinden yararlanmaya indirgenmiş durumda. Sağ-sol ayırımının pek bir önemi kalmadı. Beylik laflar, sloganlar tekrarlamanın ötesinde benzer şeyler yapılıyor. Kısacası siyasi partilerin tümü çıkmaz içinde. Siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmazıdır. Partiler kendilerine çeki düzen vermeden siyasetin halkın sorunlarını çözümleyen, hizmet üreten bir kurum haline gelmesi zor. Halk siyasete inanmıyor. Şimdiki durum devam ettiği sürece inanmayacak. Bu da demokrasi için çok sakıncalı. Siyasi partiler kendi açmazlarını aşacak bir potansiyel sergileyecek mi? Kişisel kavgalar, sandalye, mevki kaygıları ön planda. Yakın bir gelecekte bu durumun değişmesi beklenmiyor.

Siyasetteki tıkanma ekonomiye yansıyor. 2013 ekonomik sorunları çözümleme anlamında başarılı bir yıl sayılabilir mi? Ekonominin ciddi ve acı verici bazı önlemlere ihtiyaç duyduğunu herkes biliyor. Ama, kimse adım atmıyor. Çene çalmanın ötesine geçilemiyor. Ekonomik sorunlar mucize ile çözümlenmeyeceğine göre şapkayı öne koyup adım atmak gerek. Kimileri ideolojik, kimileri kişisel veya grup çıkarları nedeniyle ekonomiye neşter vurulmasını istemiyor. “Cebime dokunmayın da ne yapacaksanız yapın!” anlayışı yaygın. Siyasiler oy kaybetmeme kaygısında. Zaman akıp gidiyor. Sorunlar daha da birikiyor. Çözümlerin faturası artıyor. “Türkiye nasıl olsa para yollar” anlayışı ile statükoyu devam ettirmek en kolay yol olarak görülüyor. En küçük değişim girişimine karşı yaygara koparılıyor. Bu durumda sözü çok edilen “ekonomik olarak kendi ayaklarımız üzerinde durma” nasıl sağlanacak? Akıl tutulması nasıl aşılacak?

Peki hiç olumlu şeyler olmuyor mu? Elbette oluyor. Kanımca 2013 açısından en olumlu gelişme sivil toplumun etkisini artırması, sesini daha güçlü bir şekilde duyurmasıydı. Demokrasimiz, siyasal yaşamımızın iyileşmesi açısından sivil toplum çok çok önemli. Seçimler sürecinde ve sonrasında bunu net bir şekilde gördük ve görüyoruz. Karamsar tablo içinde umut vaad eden bu olgunun kıymetini bilelim ve sivil topluma destek verelim diyorum.

Dışarıdan bakıldığında Kıbrıslı Türkler yönünü, stratejik düşünme yeteneğini, stratejik iyimserliğini yitirmiş, kafası karışık, iyi yönetilmeyen, enerjisini, kavgalarını yanlış konularda harcayan, bu nedenlerle de manipüle edilmeye açık bir toplum görünümü veriyor. Herkesin kafasına geleni yaptığı, ortak yönün kaybedildiği, kişisel, siyasal hırsların uzun vadeli toplumsal çıkarların önüne geçtiği, gerçekçiliğin yerini sloganların, hayalciliğin aldığı bir görünüm var.

Peki, bu durum kader mi? Değil. Bu durumu aşmak için ortak akıla ihtiyaç var. İdeolojik farklılıkları, sağ, sol kalıplarını aşarak ülke ve halkın sorunlarını çözümlemek, toplumu düze çıkarmak amacıyla bir diyaloğa, düşünce üretimine ihtiyaç var. Buna katkı koyabilecek herkesin biraraya gelerek uzun vadeli stratejiler üretmesi gerekiyor. Bu entelektüel potansiyelimiz yok mu? Bence var. Acil olarak önemli konularda ortak akıla ihtiyaç var. Gidişattan kaygı duyan herkese görev düşüyor.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.