kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,5592
EURO
34,9748
STERLIN
40,7649
BITCOIN
$64.332
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Parçalı bulutlu
9°C
LONDRA
9°C
Parçalı bulutlu
Cumartesi Orta şiddetli yağmur
13°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
15°C
Pazartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
18°C
Salı hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
20°C

Toprakları kanlı Yemen

28.03.2015
0
A+
A-

“Anlı Yemen, şanlı Yemen. Toprakları kanlı Yemen.” Bizim için Yemen buruk türkülerdir, ağıtlardır. Anaların “Giden gelmiyor. Acep nedendir?” diye sorduğu, “Gitme Yemen’e, Yemen’e”, “Yemen bizim neyimize?” diye haykırdığı, imparatorluk topraklarını savunurken binlerce Mehmetçiğin şehit düştüğü, çöllerde kefensiz yattığı yerdir. Acılarla dolu, hüzünlü bir geçmiştir

“Anlı Yemen, şanlı Yemen. Toprakları kanlı Yemen.” Bizim için Yemen  buruk türkülerdir, ağıtlardır. Anaların “Giden gelmiyor. Acep nedendir?” diye sorduğu, “Gitme Yemen’e, Yemen’e”, “Yemen bizim neyimize?” diye haykırdığı, imparatorluk topraklarını savunurken binlerce Mehmetçiğin şehit düştüğü, çöllerde kefensiz yattığı yerdir. Acılarla dolu, hüzünlü bir geçmiştir. “Kahve gelir Yemen’den” sözü de kahvenin Yemen’den imparatorluğun başkenti İstanbul’a geldiği ve “Türk kahvesi” olarak pişirildiği günlere dayanır. Kısacası Yemen bizim için tarihtir. 1552-60 döneminde Özdemir Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı’nın Yemen topraklarını kontrol etmesi kolay olmadı. Ayaklanmalarla uğraşmak zorunda kaldı. İngiliz İmparatorluğu’nun Hindistan’a giden yolda stratejik öneme sahip Aden bölgesine göz dikmesi ile İngilizlerle rekabet başladı. Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgi ile Yemen mazide, türkülerde, ağıtlarda kalır.

Yemen’in Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki tarihi çok karmaşık, iç kavgalar ve dış güçlerin müdahaleleri ile doludur. Ülkenin kuzeyi daha erken bağımsızlık kazanırken, güneyi 1967’ye kadar İngiliz idaresindeydi. 1967’de Güney Yemen devleti kuruldu. İki Yemen 1990’da kanlı bir savaş sonrasında kuzeyin lideri Ali Salih yönetiminde birleşti. Ali Salih, “Arap Baharı” başlayıncaya dek ülkeyi babasının çiftliği gibi yönetti. Ayaklanan Yemenliler onu devirdi ama ülkede özlenen demokratik düzen kurulamadı. Ali Salih dahil farklı siyasi gruplar arasında iktidar kavgası giderek yoğunlaştı. İçte zayıflayan ülkeler dış aktörleri mıknatıs gibi çeker. Hem devlet, hem de devlet olmayan aktörler oluşan boşluktan yararlanmaya çalışır. Bunu Suriye’de gördük. Şimdi aynı şey Yemen’de yaşanıyor. El Kaide ve İŞİD gibi örgütler Yemen’de de güçlendiler. Bölgede devam eden İran-Suudi Arabistan rekabetinin zayıflayan Yemen’e yansımaması mümkün değildi. Suudi Arabistan’ın Yemen’e askeri müdahalesi ile yeni ve tehlikeli bir durum oluştu. ABD işin içinde.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan öncülüğündeki Sünni koalisyona lojistik destek sağlanacağını söylemesi ve İran’a yönelik sert açıklamaları “Acaba Türkiye Yemen girdabına çekilir mi” sorusunu gündeme getirdi. Türkiye’nin kesinlikle bu girdaba çekilmemesi gerekir. Suudi Arabistan’ın peşine takılıp maceralara sürüklenmek büyük hata olur. Belli ki Yemen’i zor günler bekliyor. Oradaki kavgada Türkiye’nin hiçbir çıkarı yoktur. Türkiye, sorunun çözümü için tüm taraflarla konuşan aktör olmalıdır. “Sünni cephede” yer almak Ortadoğu’da zaten kötü olan durumunu daha da kötüleştirir. Türkiye’yi yönetenler Osmanlı’nın Yemen deneyimlerini iyi incelesinler ve bu bataklıktan uzak dursunlar. Yeni Yemen türküleri istemiyoruz. Yemen bizim neyimize?

Yemen’de Zeydi Husilerle Cumhurbaşkanı Hadi’yi destekleyen güçler arasındaki iktidar mücadelesi dünyaya Şii-Sünni çatışması olarak yansıtılıyor. Ortadoğu genelinde devam etmekte olan Sünni-Şii rekabetinin yeni bir tezahürü olarak sunuluyor. Bu analiz konuyu çok basitleştiren bir analizdir. Eski Cumhurbaşkanı Ali Salih’e sadık askeri birlikler Husilere destek veriyor. Ali Salih Sünni’dir. Söz konusu olan farklı gruplar arasında kıyasıya iktidar mücadelesi ve bölgesel güçlerin bundan yararlanmaya çalışmasıdır. Konunun mezhep boyutu elbette vardır ama sadece bu yön yaşananları anlamamıza yetmez. Olay daha karmaşıktır. Middle East Journal editörü Michael Collins Dunn, “Beware the Sunni-Shi‘ite Conflict Narrative” başlıklı yazısında bu noktaya dikkat çeker. Konunun dünyaya Sünni-Şii mezhep çatışması olarak sunulmasında hem İran’ın, hem de Suudi Arabistan’ın rolü var. İran, kendine övünme payı çıkarmak ve gücünü olduğundan fazla göstermek için konuyu bu şekilde sunarken, Sünni çoğunluğun yönettiği ülkelerde Şii azınlık İran’ın 5. kolu olarak sunulmak isteniyor. Suriye ve Irak’ta mezhep çatışması söylemi geçerli. Şimdi buna Yemen de eklendi. Dunn’ın yazdığı gibi İran ve Suudi Arabistan’ın propagandasını güçlendiren bu söylem kabul edildikçe “self-fulfilling prophecy” haline geliyor.

Ortadoğu’ya yaklaşırken temel alınması gereken kriter din veya mezhep olamaz. Kriter ülkenin çıkarları olmalıdır. Karmaşık olguları basite indirgeyerek, siyah-beyaz ikilemi çerçevesinde anlamaya çalışmak, grinin farklı tonlarını görmemek insanlara özgü bir şeydir. Dış politikada böylesi analizlere yer yoktur. Olayları, olguları tüm karmaşıklığı içinde anlamaya çalışmak, incelemek gerekir. Yemen için de bu geçerlidir. Suudi Arabistan ve İran mezhep söylemi arkasında kendi devlet çıkarlarını ilerletmeye çalışıyorlar. Olan Yemenlilere olacak. Yemenliler ulusal diyalog başlatarak, uzlaşarak ülkelerine sahip çıkmazlarsa felakete sürüklenecekler. Suriye’ye bakıp ders alsınlar.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.