Ulaşım başta olmak üzere yaşamımızın bir çok yönü petrol ve petrol ürünleri ile bağlantılı. Son 125 yılda petrolün hayatımız ve ekonomilerimiz için önemi hızla arttı. Petrol fiyatlarındaki artış veya düşüş cebimizi doğrudan etkiliyor. Ekonomi için önemli olan siyaset için de önemli. Petrol, uluslararası ilişkilerde çok önemli bir faktör. Petrol kaynaklarına sahip olmak önemli bir güç kaynağı. Petrol tüketimimizdeki hızlı artış küresel ısınmaya neden oluyor. Dünyamızı ve dünyadaki canlı türlerini tehlikeye sokmuş bulunuyoruz. Peki, petrolün geleceği konusunda ne söyleyebiliriz? Uzun süre, petrol kaynaklarının sonuna yaklaşmakta olduğumuz söylemi ağır basıyordu. Şimdi bu yaklaşım terkediliyor.
Harvard Üniversitesi Belfer Center, geçtiğimiz günlerde petrolün geleceği konusunda ilginç bir rapor yayımladı. “Enerji Jeopolitiği Projesi” çerçevesinde Leonardo Maugeri tarafından kaleme alınan “Oil: The Next Revolution” (Petrol: Bir Sonraki Devrim) isimli rapor çok ilginç veriler içeriyor. Maugeri, İtalyan petrol devi ENİ firmasında üst düzey yöneticilik yaptı. Halen Belfer Center’de Enerji Jeopolitiği Projesi’nde çalışıyor. 75 sayfalık raporu Belfer Center internet sitesinden indirip okumak mümkün. Enerji konusu ile ilgilenenlere tavsiye ederim.
Rapora göre halen dünyada günde 93 milyon varil petrol üretiliyor. 2020’de bu rakam 110 milyon varil olacak. Yani, üretilen petrolün miktarı artacak. Maugeri’ye göre petrol üretimindeki artış sadece bir bölgede olmayacak. Her yerde olacak. Başta Irak olmak üzere ABD, Kanada, Brezilya, Venezuela petrol üretimlerini artıracaklar. Maueri, bunu petrolde gelecek devrim olarak niteliyor. Konvansiyonel olmayan petrol üretiminde teknolojik gelişmeler ABD’nin petrol üretimini büyük oranda artıracak. 2020’de ABD, Suudi Arabistan’dan sonra dünyanın ikinci en büyük petrol üreticisi olabilir. Batı yarımküresi, 2020’de kendi petrol ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Dünya için bunun anlamı ne? Bunun ekonomi, iklim değişikliği, iç ve uluslararası politika, güvenlik açısından ciddi sonuçlar doğurması kaçınılmaz. Dünyada, çıkarılma potansiyeli olan 7.9 trilyon varil petrol kaldığı hesaplanıyor. Bu petrolün yüzde 90’ı Ortadoğu’da değil. 2002’de dünya petrol rezervlerinin yüzde 66’sı Ortadoğu’daydı. 2010’da bu oran yüzde 56’ya düştü. Ortadoğu’nun payının azalması eğilimi devam edecek.
Petrol üretimindeki artışın fiyatlara yansıması ne olacak? 2002 yılından beri petrol fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Maugeri’ye göre üretim miktarının artması ile fiyatlarda ciddi düşüş yaşanacak. Ucuz petrol dönemi geri gelebilir. Global ekonomik kriz erken atlatılamaz ve talep güçlenmezse, fiyatlardaki düşüş daha fazla olabilir. Maugeri, petrol üretimindeki artışın kazanç getirmesi için varil başına 70 dolarlık fiyat gerektiğini hesaplıyor.
Petrol üretimindeki artış çevre açısından ne gibi sonuçlar doğuracak? Maugeri bu konuda ciddi uyarılarda bulunuyor. Çevre risklerinin azaltılması için petrol endüstrisinin çok ciddi çalışmalar yapması gerekecek. Raporda, insanlığın tahmin edilenden çok daha uzun süre petrol ve doğal gaz tüketecek olmasının çevre açısından doğuracağı tehlikeler detaylı olarak incelenmiyor. Konunun bu yönü son derece önemli. Gerekli önlemler alınmazsa, fosil yakıtlardaki artış iklim açısından felaket getirebilir.
Maugeri’nin raporundan hareketle şu soruyu da sormak gerek. Ortadoğu bu gelişmelerden nasıl etkilenecek? Ortadoğu’nun önemi görece azalacak. Ortadoğu’nun petrol konusunda belirli avantajları var. Ortadoğu’da petrol çıkarmak diğer bölgelere göre daha ucuz. Petrol daha kaliteli. Dünya petrollerinin yarısından fazlasının hala Ortadoğu’da olması bölgeye avantaj sağlıyor. ABD’nin güvenlik garantisi altında olduğu için riskler az. Üretim ve pazarlamanın kesintisiz devam edeceğinden herkes emin.
Bu durum yavaş yavaş değişiyor. Elbette Ortadoğu aniden önemini yitirmeyecek. Önümüzdeki dönemde de önemli olmaya devam edecek. Ancak, görece avantajlarını yitirme süreci bir realite. Maugeri’nin raporunda aktarıldığı gibi dünyanın diğer bölgelerinde petrol üretiminin payı giderek artacak. Ortadoğu’ya bağımlılık azalacak. ABD, Ortadoğu’ya önem vermeye devam edecek ama esas ilgisi Asya-Pasifik bölgesine kayacak.
Petrol ve petrol fiyatlarının geleceği ile ilgili değerlendirmeler konusunda her ülkenin kendi çıkarları açısından hesap kitap yapması gerekiyor. Bu gelişmelerden kimileri kazanacak, kimileri kaybedecek. Umarız en büyük kaybeden iklim, dolayısıyla da tüm insanlık olmaz.