Suriye’deki korkunç savaş altıncı yılını tamamladı. “Arap Baharı”nın etkisi ile Şubat 2011’de ülkede patlak veren protesto gösterileri rejimin uzlaşı ve reform yolunu seçmek yerine şiddeti tercih etmesi ile hızla iç savaşa dönüştü. Uluslararası Kızıl Haç örgütü Temmuz 2012’de Suriye’de iç savaş yaşandığını ilan etmişti. Altı yıllık süreçte hükümetle muhalifler arasında yaşanan savaşa çok sayıda başka aktör müdahil oldu. Savaşın neden olduğu boşluk radikal İslamcılar için fırsat oluşturdu ve çeşitli isimler altında Suriye’de boy gösterdiler. Bölgesel aktörler ve büyük güçler savaşa taraf oldular ve şimdiki karmaşık, zor tablo ortaya çıktı.
Altı yıllık savaşın korkunç insani faturasını biliyoruz. Yarım milyona yakın ölü. Milyonlarca mülteci. Harap olmuş şehirler. Tam bir insanlık dramı. Batı’da Suriye’deki savaş IŞİD’le, terörizmle mücadeleye indirgeniyor. IŞİD’le mücadele elbette önemlidir ama Suriye sorunu sadece bundan ibaret değildir. Savaşın bu kadar uzun sürmesinde başta ABD olmak üzere Batı’nın etkili politikalar hayata geçirmemesinin payı da var. Ağustos 2011’de Başkan Obama Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın görevden çekilmesi gerektiği açıklamıştı. Daha sonra “kırmızı çizgilerden” söz etmişti. Ancak “kırmızı çizgiler” çiğnendiği zaman hiç bir şey yapmamayı, Rusya’dan yardım beklemeyi tercih etmişti. ABD’nin bu tavrı Rusya’ya savaşa müdahil olma fırsatı verdi. Rusya 18 ay önce büyük iddialarla savaşa girdi ve Esad rejimini kurtardı ama istediği sonuçları kolayca elde edemeyeceğini gördü. Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkeler de umduklarını bulamadılar. Suriye savaşında en kazançlı aktörler İran ve Hizbullah oldu. Geçen Aralık ayında Halep’in rejim güçlerinin eline geçmesi Esad, Rusya, İran ve Hizbullah için önemli bir başarıydı. Altı yıl sonra Suriye sorununa diplomatik çözüm aranıyor. Bir yanda Astana, diğer yanda Cenevre süreci var. Maalesef henüz tünelin ucunda ışık görünmüyor. Savaşın yakında bitmesi beklenmiyor.
Suriye savaşı sadece ülkeyi ve halkını büyük bir trajediye boğmakla kalmayarak bölgeyi de istikrarsızlaştırdı. Komşu ülkeler Irak, Ürdün, Lübnan, Türkiye farklı şekillerde bu savaşın olumsuz sonuçlarını yaşadılar ve yaşıyorlar. Avrupa Birliği (AB) mülteci dalgası nedeniyle ciddi sorunlar yaşıyor. Ortadoğu’daki kaos ve neden olduğu mülteci sorunu Batı’da popülizmin, yabancı düşmanlığının, İslamofobinin güçlenmesine neden oluyor. Bir Amerikan gazetesinde “Irak’ı işgalimiz bize Trump’ı getirdi” türü bir başlık okudum. Popülizmin Batı’da yükselmesinde Ortadoğu’da uygulanan yanlış politikaların payına dikkat çekilmek isteniyordu. Dolayısıyla Suriye savaşı hem bölgeyi, hem de dünyayı etkileyen bir olgu. Bu savaş sona erip Suriye istikrara kavuşmadan olumsuz etkileri devam edecek.
Şu anda Esad rejimi askeri açıdan daha avantajlı görünse de tüm ülkeyi yeniden kontrol altına alması çok çok zor. En azından uzun süre gerektirir. Rusya’nın askeri gücünün buna yetmediği ortada. Esad tüm ülkeyi kontrol altına alamadığı sürece çözüm uzlaşıya dayalı olmak zorunda. Beşar Esad iktidarı bırakma niyetinde değil. Muhalifler Esad’ı kabul etmiyor. IŞİD konusunda ABD ile Rusya arasında ortak anlayış var olduğu için örgütün toprakları giderek daralacak. “Başkent” Rakka’yı kaybedince toprak kontrolü büyük oranda sona erecek. IŞİD’den alınacak toprakları kimin kontrol edeceği konusu ise ciddi anlamazlıklara neden oluyor ve olacak. Türkiye bu anlaşmazlıklara müdahil. IŞİD sorunu çözümlendikten sonra da Suriye daha uzun süre farklı grupların farklı bölgeleri kontrol ettiği bir ülke olacak gibi. Statükonun bozulması zor. Buna “Somalileşme senaryosu” deniyor. Yani Suriye’nin geleceğini anlamak için Somali’ye bakabiliriz.
Demek ki 6 yıllık savaş Suriye’nin geleceği ile ilgili belirsizliği ortadan kaldırmadı. Rusya, İran ve Hizbullah sayesinde Esad’ın iktidardan uzaklaştırılması beklentileri gerçekleşmedi. “Esad bir süre kalabilir” görüşü ağır basmaya başladı. Batı’da IŞİD karşısında Esad’ı ehvenişer görenler var. Ne var ki Esad’ı iktidarda tutmak, muhaliflere bunu kabul ettirmek kolay değil. Esad askeri zafer elde etmediği sürece kendini kabul ettiremez. Onca ızdırap çekmiş Suriyeliler Esad’ı nasıl kabul edebilir? Niçin kabul etsin? Suriye savaşı çözüm bekliyor ama bu çözümün nasıl sağlanacağını bilen yok. Maalesef savaş hem ülkeyi, hem bölgeyi, hem de dünyayı zehirlemeye devam ediyor.
ABD ve Batı Suriye’de çok etkisiz kaldı. Rusya ve İran Batı’yı marjinalleştirmeyi başardı. Libya’da ağzı yanan Rusya Suriye’de ABD’ye engel çıkardı. Esas kırmızı çizgiyi Rusya çizdi. Batı, Suriye’deki hatalarından ders çıkaracak mı? Trump yönetimi böyle bir şey yapabilir mi? Konu Türkiye için de çok önemli. Türkiye hatalarından ders çıkarabilecek mi?
Dileğimiz savaşın bir an önce sona ermesi ve Suriye’de halkın özlemlerini yansıtan kalıcı bir siyasal sistem kurulmasıdır.