2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta meydana gelen olaylarda yaşamını yitirenler Londra’da düzenlenen bir yürüyüş ve törenle anılacak.
Etkinliklere ilişkin IAKM-Cemevi’nden yapılan açıklamada bir yürüyüş düzenleneceği belirtilerek toplumumuza katılım çağrısı yapıldı. 2 Temmuz günü saat 16.00’da Dalston’daki dernek binasında başlayacak yürüyüşün ardından Stoke Newington Common Park’ta bulunan Sivas Şehitleri ve Pir Sultan Anıtı önünde bir tören düzenlenecek.
Londra’da faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin de destek vermesi beklenen etkinliğe ilişkin bir açıklama yayınlayan Britanya Alevi Federasyonu, aradan geçen 21 yıllık sürede devletin sorumluluları bulup yargılamak istemediğini savunarak davanın zaman aşımına uğramasına seyirci kaldığı öne sürüldü. Yetkililerin, olayın yaşandığı Madımak Oteli’nin ‘utanç müzesi olması’ çağrılarına kulak tıkadığı ifade edilen açıklama şöyle devam etti: “Devlet, önce acımızla dalga geçti ve aynı mekanın uzun yıllar kebabçı olarak işletilmesine destek verdi. Uzun mücadelelerimiz sonucu kebabçıyı kapatmak zorunda kalan devlet, dalga geçer gibi aynı binayı sözde ‘bilim ve kültür merkezi’ olarak değiştirdi. Binanın giriş salonuna bir tabela koyarak orada katledilen canlarımızın isimlerini yazdı. İnsanlarımızı katleden ve otel binasına girerek daha fazla insanımızı yakmak isteyen ama kendi ateşlerinde yanarak ölen iki katilin de adları aynı tabelaya yazıldı.
Sivas katliamı davasında katillerin avukatlığını yapan kişiler TBMM’de milletvekili ve bakan yapıldılar. Katillerin avukatlarının pekçoğu bugün AKP hükümetinin içinde bakan ya da milletvekili olarak görevini sürdürüyor.
Bugün ülkemizin yanıbaşında suriye’de ve Irak’ta, Alevi Kürt ya da Hıristiyan olduğu için binlerce insan eşi görülmemiş bir vahşilikle öldürülüyor. İslam adına bugün Suriye ve Irak’ta katliam yapanlar Sivas’ta Canlarımızı diri diri yakan güruhun devamıdır.
2 Temmuz 1993’ten günümüze kadar her 2 temmuz günü katledilen canlarımızı anmak için Madımak önüne giden ailelerimiz, kurumlarımız ve demokratik kitle örgütleri polisin saldırısı ve baskısıyla karşılaştı.
Bugün ülkemizde Alevi düşmanlığı üzerine iktidarını inşaa eden AKP, devletin Alevi karşıtı politikalarını en güçlü şekilde sürdürmekte, katliamlarla asimilasyon politikalarıyla ve her türlü baskı ve saldırı uygulamalarıyla Alevileri ve Aleviliği yok etmeye çalışıyor.
Sözde Alevi açılımları yaparak, paravan Alevi dernekleri kurarak, Cami-Cemevi projeleri üreterek, dedeleri umreye götürerek, dedelere maaş ve gri pasaport vererek yapamadıklarını, Cemevleri’mize silahlı saldırılar düzenleyerek, gezi sürecinde Alevi gençlerini öldürerek, bizleri kendi içimizde parçalara ayırmak, asimile etmek ve sindirmek istemektedir.
Biz Aleviler; Madımak utanç müzesi oluncaya kadar, birdaha tekrarlanmaması için bu ve benzeri katliamlar eğitim sistemi içinde gelecek nesillere anlatılıncaya kadar, katliamın tüm sorumluluları yargılanıncaya ve cezalandırılıncaya kadar, mücadelemize devam edeceğiz.”
