kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
STERLIN
40,5683
BITCOIN
$63.034
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
10°C
LONDRA
10°C
Orta şiddetli yağmur
Pazar Orta şiddetli yağmur
15°C
Pazartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
17°C
Salı Orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
16°C
Çarşamba hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
13°C

Suriyeli göçmenlerin faturası

06.10.2012
0
A+
A-

Akçakale’de sivil insanların  hayatını kaybetmesi sonrasında Türkiye ile Suriye arasında tırmanan kriz tüm dünyanın dikkatlerinin bu bölge üzerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Türkiye’nin askeri misillemede bulunması ve TBMM’nin onayladığı tezkere, uluslararası aktörleri harekete geçirdi. Suriye’de devam eden iç savaşın komşu ülkeleri de içine çekmesi riski her zaman vardı. Bu tehlikeye devamlı işaret ediliyordu. Türkiye, bu konuda Suriye’ye gerekli uyarıları yapmıştı. Akçakale trajedisi sonrasında durum çok ciddi. Krizin iyi yönetilmesi gerek. Orantısız adımlardan kaçınmak, tek yanlı davranmamak, uluslararası toplulukla işbirliği içinde çalışmak son derece önemli. Türkiye hükümeti savaş istemediğini, ama böyle bir tehlikenin var olduğunu açıklayarak tezkere ile Suriye üzerinde oluşturduğu baskıyı sürdürüyor. Rusya gibi aktörler Suriye hükümetine tavsiyelerde bulundular. Beşar Esad’ın bundan sonra çok dikkatli olması lazım.

   ABD, AB gibi aktörlerin Türkiye’yi Suriye ile savaşa sürüklemek istedikleri çok yazılıp konuşuldu. Batılıların amacının Türkiye’yi tek başına savaşa itmek olduğu senaryoları yaygın. Peki, Akçakale olayı sonrasında Batı Türkiye’ye “Haydi savaşa başla. Esad’ın

dersini ver” dedi mi? Hayır. Batılı müttefikler Türkiye ile dayanışmalarını dile getirdiler. Suriye’nin saldırısını kınadılar. Ama, aynı zamanda Türkiye’ye itidal çağrısı yaptılar. Gerek ABD, gerekse AB yetkilileri savaş istemediklerini, Türkiye’nin soğukkanlı olması gerektiğini belirttiler. Batı basınının tavrı da bu yöndeydi. Bu tavır, yukarıda sözü edilen senaryolara pek uymuyor.

     Türkiye ile yaşanan kriz geride kalsa bile Suriye’de iç savaş tüm şiddeti ile devam ediyor. Her gün 200-300 insan hayatını kaybediyor. Şehirler harabeye döndü. Suriyeli göçmenlerin sayısı devamlı artıyor. Suriyeli göçmenler komşu ülkeler için büyük külfet. İç savaş uzadıkça bu ülkelerin ödediği fatura artıyor. Londra Üniversitesi’ne bağlı Queen Mary öğretim görevlisi Christopher Phillips, Chatham House’ın “The World Today” dergisinin Ekim sayısında yayınlanan yazısında, Suriyeli göçmenlerin Türkiye ve Ürdün’e etkisini ele aldı. Phillips, sadece Ağustos ayında 100 bin Suriyelinin komşu ülkelere geçtiğini aktardı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verilerine göre komşu ülkelere kaçan  Suriyelilerin toplam sayısı 235 bini aştı. Gerçek rakamın bunun üstünde olduğu sanılıyor. Mültecilerin sayısının devamlı artması, komşu ülkeler açısından ekonomik, siyasi, sosyal sorunlar yaratıyor. Bu sorunlarla en iyi baş edebilecek ülke Türkiye. Ürdün, Lübnan ve Irak’ın olanakları daha az. Türkiye’nin imkanları ise sınırsız değil.

    Christopher Phillips, Suriye krizinin patlak vermesinden itibaren Ürdün’ün göçmen kabul etmeye başladığına işaret ediyor. Suriyelilerin rejime karşı ilk direnişi Deraa kentinde başlamıştı. Bu kent Ürdün sınırına çok yakın. Ürdün fakir bir ülke. ABD ve Körfez ülkelerinin yardımı ile ayakta durmaya çalışıyor. Göçmenler sorunu ile baş edebilmek için Ağuston ayında uluslararası topluluktan 429 milyon dolar talep etti. ABD 100 milyon dolar vaad etti. Bunun dışında ciddi bir yardım alamadı. Ürdünlüler Suriyeli göçmenlere sempati ile yaklaşıyorlar ama ülkenin ekonomik sorunları ve siyasi gerginlik artıyor. Kral Abdullah, gerginliği azaltmak için meclisi feshederek seçimlere gidilmesini kararlaştırdı. Muhalefet, geçen Cuma günü Amman’da büyük bir protesto gösterisi düzenleyerek reform talep etti.  Ürdün’ün kendi iç sorunlarına mültecilerin yükü eklenince ülkede istikrarsızlık artmaya başladı. .

     Suriyeli göçmenler konusunda Türkiye daha hazırlıklıydı. Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin sayısı 85 binin üzerinde. Türkiye’nin ekonomik durumu daha iyi olmakla birlikte yük giderek büyüyor. Siyasi ve sosyal sorunlar da artıyor. Türkiye, Suriye içinde güvenli bölge oluşturulması ve göçmenlerin orada barınmalarını istiyor. Ne var ki bunun gerçekleşmesi kolay değil. Rusya ve Çin’in tavrı nedeniyle BM Güvenlik Konseyi’nden bu yönde karar çıkması beklenmiyor. Demek ki, Türkiye’nin omuzlarındaki yük artarak devam edecek.

    Mülteciler sorununun çözümlenmesi için Suriye’de  iç savaşın sona ermesi ve mültecilerin güven içinde ülkelerine geri dönmeleri koşullarının oluşturulması gerekiyor. Şimdilik bu olasılık zayıf. Türkiye ve Ürdün gibi ülkeler bu durumun ekonomik, siyasi, sosyal faturasını ödemeye devam edecekler gibi. Christopher Phillips, yazısının sonunda, Esad’ın yaptıklarını engelleyemeyen uluslararası topluluğa, kış yaklaşırken Suriyeli mültecilerin ve onlara evsahipliği yapan ülkelerin yükünü hafifletme çağrısı yapıyor. Umarız bu çağrıya kulak verilir.      

   

   

                                               

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.