kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,4565
EURO
34,7891
STERLIN
40,7209
BITCOIN
$63.432
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
18°C
LONDRA
18°C
Hafif yağmur
Çarşamba Hafif yağmur
14°C
Perşembe Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
16°C
Cuma Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C
Cumartesi orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
18°C

Suriye: Şiddet ve diplomasi

19.09.2012
0
A+
A-

Ortadoğu’daki diktatörler kendi halklarına karşı yaptıklarını kimlerden öğrendiler? İngilizler ve Fransızlardan. Yani, Birinci Dünya Savaşı sonrasında bölgeyi Osmanlı’dan alan sömürgeci güçlerden.  The New York Review of Books’ta çıkan bir yazıda bu konuda ilginç bilgiler veriliyor. 1920 yılında Irak’ta aşiretlerin ayaklanmasını bastırmak için İngilizler sivillere karşı zehirli gaz kullanmışlar. 1988’de Saddam Hüseyin Kürtlere karşı kimyasal silah kullanmıştı. Beşar Esad şimdi kendi başkenti Şam’ı bombalıyor. Peki, daha önce Şam’ı kim bombalamıştı? Fransızlar. Kendilerine karşı ayaklanan Suriyelileri hizaya getirmek için Fransızlar Ekim 1925’te Şam’ı iki gün toplar ve uçaklarla bombalamışlar. Bin beş yüz kişi hayatını kaybetmiş. Mayıs 1945’te Fransızlar Şam’ı yine bombalamışlar. Altı yüz kişi hayatını kaybetmiş. Suriye’nin bağımsızlığından sonra şehir bombalama yöntemini Hafız Esad kullanmıştı. 1982’de, Hama kentinde, ayaklanmayı bastırmak için şehir iki hafta bombalanmış, on binlerce insan öldürülmüştü. Şimdi, Beşar Esad Fransızların ve babasının yaptığını tekrarlıyor. Halkına karşı savaş uçakları, helikopterler, ağır silahlar kullanıyor.

    Suriye ordusu iki aydan beri Qasyoun Tepesi’ndeki ağır silahlarla Şam’ı bombalıyor. Halep ve Humus kentleri de aynı kaderi paylaşıyor. Ülkenin üçüncü büyük kenti Humus’un büyük bölümü yıkıldı. 18 aylık ayaklanmada 23 binden fazla Suriyeli hayatını kaybetti. Kesin rakam bilinmiyor. Günde ortalama 200 kişi hayatını kaybediyor. On binlerce insan yaralandı. Hapishanelerde binlerce insan var. Ülke içinde ve dışında göçmenlerin sayısı hızla artıyor. Ülke içindeki göçmenlerin sayısının bir buçuk milyon olduğu tahmin ediliyor. On binlerce Suriyeli ise ülkeyi terketti. Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin sayısı 80 bini aştı. Tam bir trajedi. Beşar Esad, Fransızların ve babasının yöntemlerini çok daha büyük boyutta uyguluyor.

    Der Spiegel dergisinde yer alan bir habere göre Suriye ordusu Ağustos ayı sonunda kimyasal silahlar taşıyacak füze sistemleri denemiş. Deneme, ülkenin en büyük kimyasal silah tesisi Safira yakınlarında yapılmış. Denemelerde İranlı subaylar da hazır bulunmuş. (İran, Suriye’de askeri uzmanları olduğunu artık gizlemiyor.) Elinde büyük miktarda kimyasal silah olan Beşar Esad, İngilizlerin ve Saddam Hüseyin’in Irak’ta yaptıklarını tekrarlamaya mı hazırlanıyor? Umarız böyle bir çılgınlık yapmaz. 

    Devletin gaddarlığı halkı yıldırdı mı? Hayır. Halk direniyor. Rejim, halkın barışçı protesto gösterilerine silahla cevap verdi. Şimdi karşısında silahlı bir direniş var. Şehirleri bombalaması bu direnişi ortadan kaldırmıyor. Direniş her yere yayılmış durumda. Varılan noktada, dıştan ciddi destek almadan taraflardan birinin dengeleri değiştirmesi, diğerini kısa sürede yenmesi mümkün görünmüyor. Bunun anlamı uzun sürecek bir iç savaş. Faturayı siviller ödemeye devam edecek.

     Peki, diplomatik alanda bir sürpriz olabilir mi? BM’nin yeni Suriye özel temsilcisi Lakhdar Brahimi, diplomatik çözüm için kolları sıvadı. Ancak, bunun kolay olmayacağını herkes biliyor. Brahimi, Suriye, Mısır, Türkiye ve Ürdün’de temaslarda bulundu. Verdiği mesaj şu: “Suriye’de durum kötü ve daha da kötüye gidiyor.” Suriye konusunda bir diğer  umut Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin girişimi ile kurulan Mısır, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan dörtlü grubu. Bu grup ilk toplantısını Kahire’de gerçekleştirdi. Mısır, Türkiye ve İran Dışişleri Bakanları Kahire’de Suriye konusunu masaya yatırdılar. Ancak, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanının toplantıya katılmaması dikkat çekti. Dört İslam ülkesi acaba Suriye konusunda ciddi adımlar atabilir mi? İran, Beşar Esad rejimini, Mısır, Türkiye ve Suudi Arabistan muhalif güçleri desteklemekten vazgeçmeyeceklerine göre bu kolay olmayacak. Yine de bu grubun BM temsilcisi Brahimi ile koordineli girişimleri önemli.

    Eylül ayında  BM Genel Kurulu çalışmaları nedeniyle uluslararası diplomasinin kalbi New York’ta atar. Genel Kurul nedeniyle çok sayıda liderin New York’a gitmesi, Suriye konusunda diplomatik çabaların New York’a kaymasını beraberinde getirecek. Beklentiler az olmakla birlikte bunu da hesaba katmak gerek. Aksi takdirde Kasım ayında ABD başkanlık seçimlerinin yapılmasını bekleyeceğiz. O zamana kadar Suriye’de ölenlerin, yaralananların, göçmen olanların sayısı daha da artacak. İnsani trajedi büyüyecek. Suriye, komşu ülkeler ve bölge için istikrarsızlık kaynağı olmaya devam edecek.   

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.