kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
34,6904
EURO
36,7503
STERLIN
44,2604
BITCOIN
$96.624
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Parçalı bulutlu
13°C
LONDRA
13°C
Parçalı bulutlu
Pazar Hafif yağmur
12°C
Pazartesi Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
8°C
Salı Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
7°C
Çarşamba hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
10°C

Yine mülteci konusu

14.08.2016
0
A+
A-

İnsanların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir bölgeden başka bir bölgeye göçü yeni bir şey değildir. İnsanlık tarihi boyunca çeşitli oranlarda böylesi insan hareketleri olmuştur.

İnsanların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir bölgeden başka bir bölgeye göçü yeni bir şey değildir. İnsanlık tarihi boyunca çeşitli oranlarda böylesi insan hareketleri olmuştur. Ulaşım araçlarının gelişmesi bunu kolaylaştırmış, göç eden insanların sayısının artmasına neden olmuştur. Küreselleşen dünyamızda göç olanakları, nedenleri daha da artmıştır. İnsanların göçü devam edecek. Bu olgu ülkelerin, bölgelerin sosyal, politik, ekonomik yapılarını olumlu veya olumsuz yönde etkileyecek. Şu anda mülteci sorunu Avrupa üzerinde yoğunlaşmış olabilir. Bunun nedenleri var. Hayat tarzı, ekonomisi, sosyal hakları, gelişmiş demokrasisi ile Avrupa mıknatıs gibi insanları çekiyor. Dünyanın tüm gelişmiş, zengin, demokratik bölgeleri için bu geçerli. Şu anda başı dertte olan Avrupa. Avrupa’nın geleceği, Türkiye-Avrupa ilişkileri bunlardan etkileniyor. Ancak göç konusu sadece Avrupa’yı değil tüm dünyayı ilgilendiren önemli bir konudur. Bu konuda rasyonel politikalar geliştirilmesi, uluslararası işbirliği sağlanması çok önemli.

“People on the Move: The New Global (Dis)Order” başlıklı Challiot Papers’de Roderick Parkers göç konusunu detaylı olarak inceliyor. Raporda en ilginç noktalardan biri Avrupa’ya gelen göçmenlere “Niçin geliyorsunuz? sorusu sorulduğu zaman büyük kısmının “Umudumuzu yitirdiğimiz için geliyoruz” cevabını vermeleridir. Umutları olduğu sürece insanlar kolay kolay yaşadıkları yerleri terketmezler. Gelecek konusunda umutlarını yitidikleri zaman doğup büyüdükleri yerleri terkederler. Umudu yitirmenin çeşitli nedenleri olabilir. Bunların başında savaş, iç savaş, doğal afetler, baskıcı siyasi rejimler, kötü yönetim, kaynak kıtlığı, işsizlik gelir. Sonuçta umudunu yitiren insanlar bir çok tehlikeyi göze alarak yollara düşerler. Hedefleri kendilerine ve çocuklarına umut verecek bir yer bulmaktır. Şimdi umut kaynağı Avrupa. Ülkeler kendi insanlarına gelecek konusunda umut veremezse göç artarak devam edecek.

Parkers’in verilerine göre aslında ülkesinden göç eden insanların oranı dünyanın toplam nüfusu ile karşılaştırıldığında büyük değildir. 1965’te ülkeleri dışında yaşayan insanların toplam dünya nüfusuna oranı yüzde 2.3’tü. Şimdi bu oran yüzde 3.3’e ulaştı. Dünyanın nüfusunun artmış olduğunu ve artmaya devam edeceğini unutmamamız lazım. Göç eden insanların çok az kısmı ülkelerine geri dönüyor. Büyük kısmı göç ettikleri yerlere yerleşiyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) “devletsiz” statüsündeki insanların sayısının arttığına da dikkat çekiyor. Göçmen kamplarında doğan çocuklar bu duruma düşüyor. Türkiye’de göçmen kamplarında 170 bin Suriyeli çocuğun doğduğu hesaplanıyor. İran’da 2-3 milyon civarında Afganistanlı var. Çok sayıda Afgan çocuk İran’da doğdu. Dolayısıyla göç konusu çok boyutlu, karmaşık bir konudur. Bu şekilde incelenmesi gerekir.

İnsanların göçü sadece sorunlar değil fırsatlar da yaratır. Konunun bu yönünü unutmamak gerek. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde doğum oranları çok düşüktür. Gençlerin toplum içindeki oranı azalmakta, yaşlıların oranı artmaktadır. Avrupa’da 15-64 yaşa grubunda olan yani çalışabilen insanların oranı azalırken 65-80 yaş grubundakilerin oranı artıyor. Yaşlanan ve nüfusu azalan toplumlar ülkelerine gelen mültecilerden yararlanabilirler. Bu konuda nüfusu hızla artmakta olan, gençlerin nüfus içindeki payı yüksek olan ülkelerle göç konusunda karşılıklı yarara dayalı işbirliği yapılabilir. Parkers, nüfus azalması ve yaşlanmanın içe kapanmayı, milliyetçiliği güçlendirdiğine işaret ediyor. Nitekim bunu Avrupa’da ve diğer gelişmiş ülkelerde güçlenen yabancı düşmanlığında görüyoruz. Donald Trump, Le Pen gibi popülist politikacılar bundan yararlanıyorlar. Bu durum gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında işbirliğini değil gerginliği artırıyor. AB ile Türkiye arasında Mülteciler Anlaşması konusunda devam eden gerginliği, karşılıklı suçlamaları hatırlayalım.

Mülteci konusunu Batı’nın önderliğinde yürütülen küreselleşmenin karşılaştığı sorunlar ve dünyada uluslararası sistem bağlamında bir geçiş dönemi yaşanmakta olması, dünya düzeni yerine dünya düzensizliğinin yaşanmakta olması etkiliyor. Bu süreçler kısa zamanda tamamlanmayacak. Küreselleşmede gerekli düzeltmelerin yapılması, yeni uluslararası güçler dengesinin oluşması zaman alacak. Bu arada insanlar göç etmeye devam edecek. Mülteciler konusu hep gündemimizde olacak. Avrupa Birliği’nin bu hassas konuyu nasıl yöneteceğini (veya yönetemeyeceğini) birlikte göreceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.