kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
STERLIN
40,5683
BITCOIN
$63.122
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
9°C
LONDRA
9°C
Orta şiddetli yağmur
Pazar Orta şiddetli yağmur
15°C
Pazartesi Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
17°C
Salı Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
19°C
Çarşamba parçalı az bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
17°C

Politik demografi ve Türkiye

13.06.2012
0
A+
A-

Politik demografi, bir ülkenin (bölgenin ve dünyanın) nüfus değişiminin iç ve dış politika açısından doğurduğu sonuçlarla ilgilenir. Nüfusun büyüklüğü, yapısı ve dağılımını, yönetim ve siyaset açısından inceler. Demografi bilimi ile siyaset bilimi arasında yer alan önemli bir disiplin. Siyasetle demografi arasındaki ilişkiler karmaşıktır. Demografi siyaseti, siyaset de demografik eğilimleri etkiler. Politik demografi açısından nüfusla ilgili veriler (doğum oranı, ölüm oranı, iç ve dış göç oranı, nüfusun yaş gruplarına, etnik, dini gruplara dağılımı v.s.) önemli olmakla birlikte, halkın ve hükümetin nüfus konusuna yaklaşımı da son derece önemlidir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önce 3 çocuk önerisi, sonra da kürtaj karşıtı söylemi ile politik demografi konusuna girmiş oldu. Başbakanın görüşlerinin dini inançlarla bağlantılı olup olmadığı tartışılıyor. Ancak, kendisinin bu konuda ortaya koyduğu argüman politik demografi bağlantılı. “Eğer 2037’de biz genç bir nüfus olarak yolumuza devam edeceksek, şu anda her ailenin üç çocuk sahibi olması lazım… Bunu da bir milli beka meselesi olarak görüyorum” sözleri bunu yansıtıyor. Ülkenin nüfusu ve bu nüfus içinde gençlerin oranı ile ülkenin gücü arasında bağlantı kuruyor.

Bir ailenin kaç çocuğa sahip olacağı o ailenin kararına bağlı. Başta maddi faktör olmak üzere bu kararı etkileyen bir çok faktör var. Kadının şehirli olup olmadığı, eğitim düzeyi, çalışıp çalışmadığı, özgürlüğü bu faktörler arasında. Ancak, çocuk sayısı ile ilgili karar sadece aile açısından değil, toplum ve devlet açısından da sonuçlar doğurur. Bu nedenle tüm ülkelerde hükümetler doğum oranı ile ilgilenirler. “Devlet bununla ilgilenmesin!” demek mümkün değil. Devletin konuya yaklaşımlarının doğru olup olmadığı ayrı bir konu.

Nüfusun büyüklüğü önemli mi? Tarih boyunca nüfusun büyüklüğü ile devletin uluslararası gücü arasında bağlantı kuruldu. Büyük nüfus güç kaynağı olarak görüldü. Fransız Devrimi sonrasında tüm erkekler için mecburi askerliğin (Levée en masse) getirilmesi ile dev ordular yaratıldı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında böylesi ordular savaştı. Stalin, ülkelerin gücünü “Kaç tümeni var?” sorusu ile belirliyordu. 1870’te Almanya’nın Fransa’yı yenilgiye uğratması sonrasında Fransız politikacı ve aydınların en büyük derdi nüfus büyüklüğü olmuştu. 1890’da, aralarında Emile Zola’nın da bulunduğu aydınlar “Fransız Nüfusunun Artması için Ulusal İttifak” örgütünü kurmuşlardı. 1930’larda Nazi Almanya’sı ve Stalin de, askeri ve stratejik nedenlerle nüfusu artırma politikaları izlemişti. Birinci Dünya Savaşı’nda Avustralya Başbakanı halkına “ya çoğalacaksınız, ya da yok olacaksınız” mesajı vermiş, ülkenin güvenliği için nüfusun 30 milyon kişi olması gerektiğini savunmuştu. Aynı dönemde Kanadalı politikacılar da ülke nüfusunun 30 milyon olması gerektiğini söylüyordu.

Yığınsal orduların yerini profesyonel orduların aldığı, savaşta insansız araç ve robotların öneminin hızla arttığı günümüzde insan sayısı ile askeri güç arasındaki bağlantı değişiyor. Şimdi ülkelerin uluslararası gücü sadece askeri güçle ölçülmüyor. “Yumuşak güç” de önemli. Ayrıca nüfusun sayısının yanısıra kaliteli yönetim, kaliteli eğitim, hukun üstünlüğü, insanların yaratıcılığının önünü açan kaliteli kurumlar önemli. Bunlar yoksa insanların çok olması bir anlam ifade etmez.

Nüfus içinde gençlerin oranının yüksek olması önemli mi? Gençlerin nüfus içindeki oranı ülkedeki doğum oranı ile yakından bağlantılı. Doğum oranının azaldığı ülkelerde nüfus yaşlanıyor. BM demografi modeline göre şimdiki doğum oranı ile bu yüzyılın sonunda Çin’de çalışma yaşındaki insanların sayısı yarıya inecek. Japonya nüfusunun yarısından fazlası 60 yaşın üzerinde olacak. İtalya’da 2040’ta her 5 kişiden 3’ü emekli statüsünde olacak. Nüfusun yaşlanması ülkeler için büyük sorun. Genç nüfusa sahip ülkeler gelişmekte olan ülkeler. Türkiye’nin nüfusu görece genç. Bu avantajı iyi kullanabilmesi için kaliteli yönetim, eğitim, hukuk sistemi ve kurumlar, ekonomik büyüme şart. İşsiz gençler avantaj yaratmaz. Şehirleşme, modernleşme, zenginleşme, eğitim düzeyinin yükselmesi, kadınların özgürleşmesi ile doğum oranları azalıyor. Türkiye istisna değil. Başbakan Erdoğan 2037’den itibaren Türkiye’nin genç nüfus avantajını kaybetmeye başlayacağını söylüyor. Zoraki yöntemlerle, yasaklarla doğum oranını artırmak mümkün değil. Devletler teşvik yöntemini kullanıyor ama çok başarılı oldukları söylenemez. BM’nin tahminlerine göre dünyada doğum oranları giderek birbirine yaklaşacak. Avantaj varken kullanmak gerek. Türkiye zenginleşmeye devam ederse dıştan insan akışı da olacak. ABD, bu sayede Avrupa’nın durumuna düşmüyor. Türkiye’nin politik demografi konusunu daha soğukkanlı bir şekilde tartışması gerek.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.