Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (International Institute of Strategic Studies, IISS) dünyada devam etmekte olan silahlı çatışmalar konusunda yaptığı araştırmanın sonuçlarını “Armed Conflict Survey 2015” (Silahlı Çatışmalar Araştırması 2015) başlığı altında açıkladı. IISS, ilk kez böylesi bir rapor hazırladı ama 2003 yılından beri dünyada devam eden silahlı çatışmalarla ilgili bir veri merkezi var. Şimdiki rapor kısmen bu veri merkezinden elde edilen bilgilere dayanıyor. Raporda halen dünyada devam etmekte olan (çeşitli şekillerdeki) 42 silahlı çatışma, bu çatışmaların askeri, siyasi, insani boyutları ele alınıyor. Bu yazıda kısaca raporun verilerine göz atacağız.
Silahlı Çatışmalar Araştırması 2015’te ilk göze çarpan nokta süreç içinde dünyada silahlı çatışmaların sayısının azalmakta olmasıdır. 2008 yılında dünyada toplam 63 aktif silahlı çatışma vardı. 2010’da bu rakam 55, 2012’de 51, 2014’te 42 oldu. Ancak çatışmaların sayısı azalırken ölü, yaralı ve göç açısından sonuçların arttığını görüyoruz. 2008 yılında devam eden 63 silahlı çatışmada ölenlerin sayısı 56 binken, 2012’de toplan 51 silahlı çatışmada 110 bin kişi hayatını kaybetti. 2014’te 42 silahlı çatışmada ölenlerin sayısı 180 bine çıktı. Silahlı çatışmalar sadece insanların ölmesine ve yaralanmasına yol açmıyor. İnsanların ülke içine ve dışına göç etmesi sonucunu doğuruyor. BM Mülteciler Yüksek Komiseri, 2013 yılında silahlı çatışmalar nedeniyle göç eden insanların sayısının 50 milyonu aştığını, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu rakama ilk kez ulaşıldığını açıklamıştı. Silahlı çatışmaların faturasını esas olarak siviller ödüyor. Dünya Bankası, dünyada 1.5 milyar insanın bir tür şidetten etkilendiğini hesaplıyor.
Bu karamsar tablo içinde ön plana çıkan bölge Kıbrıs’ın yanıbaşındaki Ortadoğu bölgesidir. Korkunç sonuçları açısından ön planda olan çatışma, Suriye’deki savaştır. Suriye’de şimdiye dek toplam 200 binden fazla insan hayatını kaybetti. Sadece 2014 yılında ölenlerin sayısı 70 bindi. Milyonlarca Suriyeli göçmen oldu. Bunların bir kısmı ülke içinde, bir kısmı da Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Irak’ta göçmen. Irak’ta da silahlı çatışmalar çok sayıda insanın ölmesine ve göçmen olmasına neden oluyor. Yemen ve Libya bu listede yerini alıyor. Devam eden silahlı çatışmalar bu iki ülkede de sivillere ölüm ve göç getiriyor. Ortadoğu’dan sonra silahlı çatışmalar açısından en sorunlu bölge Afrika kıtası. Afrika’da Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Somali, Nijerya, Sudan, Güney Sudan, Çad, Kamerun gibi ülkeler silahlı çatışma ve bunun sonucunda göç yaşıyorlar. Asya kıtasında en ön planda olan silahlı çatışma Afganistan’da yer alıyor. 13 yıldır devam eden Afganistan savaşının bilançosu büyük ve Amerikan askerlerinin geri çekilmesinden sonra durumun ne olacağı belirsiz. Avrupa’ya baktığımızda silahlı çatışmalar açısından Ukrayna ön plana çıkıyor. Ukrayna’nın doğusunda ateşkes zaman zaman çiğneniyor. Donetsk ve Luhansk bölgelerini elinde bulunduran Rusya yanlısı güçler her an yeni bir saldırı başlatabilir. Ukrayna’da şimdiye dek 5 bine yakın insan öldü. 1 milyon civarında insan göçmen oldu. Kafkaslar’da “donmuş anlaşmazlıklar” diye nitelenen anlaşmazlıkların geleceği belirsizliğini koruyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü raporu dünyada bazı silahlı çatışmaların çözüm yolunda olduğunu belirterek Kolombiya ve Filipinlerdeki silahlı ayaklanmaların çözüme doğru ilerlediği hatırlatılıyor. Afganistan’da şiddet devam ediyor. Gelecek belirsiz. Ortadoğu’da silahlı çatışmaların ve istikrarsızlığın boyutu artıyor. Sonuç olarak dünyada silahlı çatışmaların sayısında azalma olsa da sonuçlar daha kötü oluyor. Rapordaki rakamlar bunu açıklıkla ortaya koyuyor.
İnsanlar olarak tarih boyunca hep birbirimizle savaştık. Savaşlar hep bizimle beraber oldu. 20. yüzyılda iki dünya savaşı ve korkunç sonuçları yaşandı. 21. yüzyılda devletler arasında savaşlar azalırken iç savaşlar, ayaklanmalar, terörizm ön plana çıkıyor. Özellikle Ortadoğu’da korkunç trajediler yaşanıyor. Maalesef Birleşmiş Milletler (BM) bu konularda fazla etkili olamıyor. Başkan Obama yönetimindeki ABD, Irak ve Afganistan savaşlarında dili yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyor.
Silahlı çatışmalara çözüm üretilmesi için hem ilgili aktörlerin, hem de uluslararası topluluğun daha fazla çaba harcaması gerekiyor. Aksi takdirde kan, gözyaşı devam edecek.