Terörizm bir kez daha korkunç yüzünü gösterdi. Paris’te gerçekleştirilen saldırı ve 12 kişinin hayatını kaybetmesini haklı gösterecek hiçbir gerekçe olamaz. “Ama” diye bir şey de olamaz. Bu terörizmdir ve terörizm tüm insanlığın, hepimizin düşmanıdır. Paris saldırısını şiddetle kınar, Fransa halkı ile dayanışma ifade ederiz. Geçmişte de korkunç terör saldırıları oldu. Gelecekte de olacak. Alınan tüm güvenlik önlemlerine rağmen böylesi saldırıları önlemek zordur ama karşısında dik durmak mümkündür. Bu saldırıları gerçekleştirenler belirli sonuçlar elde etmeyi amaçlıyorlar. Bunların başında da korku salmak ve kendi propagandalarını yapmak gelir. Tüm ülkelerin ve insanların buna geçit vermemesi, korkuya kapılmaması, sesini yükseltmesi, şiddeti reddetmesi teröristlerin oyununu bozmada önemli rol oynar.
Paris’te gerçekleştirilen saldırı Fransa’yı şoke etti. Tüm dünyada kınandı. Dünya liderleri kınama açıklamaları yaptılar. İslam ülkeleri de saldırıyı şiddetle kınadılar. En önemli İslam ülkelerinden biri olan Türkiye’nin Başbakanı Ahmet Davutoğlu “Gerekçesi ne olursa olsun her türlü terör ve şiddete karşıyız. Bu saldırının İslam’la bağlantısı kurulamaz. Bu faaliyetlerin zaten tırmanmakta olan kültürel gerilim alanlarına dönüşmesine engel olmak lazım. İslam dini asla bu tür eylemlere cevaz vermez” açıklaması ile net tavır ortaya koydu. Arap ülkeleri de saldırıyı kınadı. Siyasi görüşü ve inancı ne olursa olsun bir çok aydın saldırıyı kınadı. Bu kınamalar devam ediyor.
Başbakan Davutoğlu “tırmanmakta olan kültürel gerilime” işaret etti. Sanki birileri Samuel Huntington’un kültürler çatışması teorisinin gerçeğe dönüşmesi için çaba harcıyor. 11 Eylül terör saldırıları ile tırmanmaya başlayan bu gerilimi her iki tarafta da (bilerek veya bilmeyerek) körükleyenler var. Kültürler çatışması insanlığı felakete götürür. Bu konuda hükümetlere, sivil toplum örgütlerine, dini kuruluşlara, aydınlara, medyaya büyük görevler düşüyor. Din veya başka bir temelde düşmanlığı, çatışmayı, şiddeti ön plana çıkarmaya çalışanlara geçit verilmemelidir. Fikir ayrılıkları fikir tartışması ile çözümlenebilir. Mizaha mizahla cevap verilebilir. Görüş ve inanç farklılıklarına hoşgörü ile yaklaşılır. Şiddet, terör kesinlikle kabul edilemez, sonucu kimseye yarar getirmez. Tırmanmakta olan kültürel gerilimi yumuşatmak ve diyaloğun ön plana çıkmasını sağlamak için herkese görev düşüyor. Terör, konunun bir boyutudur. Kültürel gerilimi azaltmak için çok yönlü ortak bir stratejiye gereksinim var. Batı ve İslam ülkelerinin bu konuda ortak çalışma yapmaları gerek.
Teröristlerin amacı hükümetleri ve toplumları provoke ederek hata yapmalarını, yanlış tepki vermelerini sağlamak ve bundan yararlanarak bulanık suda balık avlamaktır. Bu oyuna gelmemek gerek. Terörizm karşısında soğukkanlı olmak, teröristlerin hedeflerini anlamaya çalışmak, terörizme taviz vermezken halkı doğru yönde bilgilendirerek, hoşgörüyü, karşılıklı anlayışı ve demokratik normları hakim kılmak gerekir. Küreselleşme çağında farklı kimliklerin bir arada yaşaması kaçınılmazdır. Bu giderek artacaktır. Farklılıklara tahammülsüzlük, nefret söylemleri birlikte yaşamayı imkansız kılar ve trajedilere yol açar. Nefret sorunları çözümlemez artırır. Geçmişte bunun acı deneyimleri var. Avrupa’da Müslümanların sayıca en fazla olduğu ülke Fransa’dır. Fransa’nın atacağı adımlar, alacağı önlemler, hem kendisi, hem de Avrupa için önemli olacak. Bir yanda şiddete başvuran Radikal İslamcılar, diğer yanda da giderek artan İslamofobi karşısında çok iyi düşünülmüş, sağlam politikalara ihtiyaç var. Fransa’nın bu sınavı başarıyla vereceğini düşünüyorum. Diğer Avrupa ülkeleri de benzeri zorluklarla karşılaşıyor. Avrupa Birliği’nin de bu konuda önemli rol oynaması gerek.
Fikir ve fikirleri ifade etme özgürlüğü demokratik toplumların temelini oluşturur. Fransız düşünür Voltaire “Senin görüşlerine katılmıyorum ama görüşlerini özgürce ifade edebilmen için hayatımı bile verebilirim” demişti. Doğru ilke budur. Demokratik toplumlarda haklar hukuk temelinde aranır. Şikayetler de hukuk temelinde yapılır. Silahla, terörle değil. Görüş veya inançları ne olursa olsun şiddeti temel alan gruplar, kendi görüşlerini şiddet ve korkutma, yıldırma yolu ile toplumlara dayatmaya çalışanlar tüm toplumlar için büyük tehlike oluşturuyor. Onlara karşı birlik içinde olmak büyük ihtiyaç. Terörizmi yüksek sesle mahkum edelim.
