kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,3350
EURO
35,1334
STERLIN
41,0673
BITCOIN
$70.857
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
13°C
LONDRA
13°C
Orta şiddetli yağmur
Cuma Hafif yağmur
14°C
Cumartesi Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
12°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
10°C
Pazartesi orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
8°C

Su sorunu ve uluslararası su hukuku

09.07.2014
0
A+
A-

Kıbrıs’ta Temmuz ayının sıcaklarını, bu yılın aşırı kuraklığını yaşarken, Türkiye’den su getirme projesi ilerlerken su konusuna değinmenin tam zamanı. Yazımın çıkış noktası son Sovyet lideri Mihail Gorbaçov’un “The Unity of Water” (Suyun birliği) başlıklı ilginç makalesi.

Kıbrıs’ta Temmuz ayının sıcaklarını, bu yılın aşırı kuraklığını yaşarken, Türkiye’den su getirme projesi ilerlerken su konusuna değinmenin tam zamanı. Yazımın çıkış noktası son Sovyet lideri Mihail Gorbaçov’un “The Unity of Water” (Suyun birliği) başlıklı ilginç makalesi. Gorbaçov, makaleyi, BM’nin Uluslararası Su Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanımı Sözleşmesi’nin (UN Convention on the Non-navigational Uses of International Watercourses) 35 devletin meclisleri tarafından onaylanması ile 17 Ağustos’ta yürürlüğe girecek olması nedeniyle kaleme almış. 16 Mayıs 2014′de Vietnam 35. ülke olarak sözleşmeyi onayladı. BM Uluslararası Hukuk Komisyonu, 1970’den itibaren üzerinde çalıştığı Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanımı Sözleşmesi’ni 21 Mayıs 1997’de BM Genel Kurulana sunmuş ve 103 kabul, 27 çekimser ve 3 ret oyu ( Çin, Burundi ve Türkiye) ile kabul edilmişti. Dünyada 276 sınır aşan suyolu bulunduğu belirtiliyor. Sözleşmeyi meclislerinden geçirerek onaylayan 35 ülkenin 12’si Afrika’dan, 16’sı Avrupa’dan, 5’i Afrika dışından. Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinden 8 ülke imza atmış. Asya’dan sadece Özbekistan ve Vietnam imzalamış. Amerika kıtasından ise hiçbir ülke imza atmamış. Gorbaçov, sözleşmenin hazırlanarak onaylanmasının 50 yıl almasının bu konuda uluslararası işbirliğindeki zayıflıkları, siyasi liderlik yetersizliğini sergilediğini yazıyor.

Sözleşmenin nihayet yürürlüğe girecek olması uluslararası su hukuku açısından önemli bir gelişmedir. Sözleşmeye ret oyu veren Türkiye açısından da önemlidir. Konunun Türkiye açısından ne gibi sonuçlar doğurabileceği konumuzun dışında. Orsam uzmanı Seyfi Kılıç, bu konudaki makalesinde, “1997 Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesi uluslararası hukuk bakımından Türkiye’yi sıkıntıya sokmayabilir. Ancak Sözleşme’nin yürürlüğe girmesinden sonra her türlü platformda Türkiye’yi sınır aşan sulardan faydalanma konusunda eleştirmek, bölge ülkeleri ve konuya müdahil olmak isteyen diğer taraflar bakımından daha kolay olacaktır” tespitini yapıyor. (Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isteyenler orsam.org.tr sitesinde Seyfi Kılıç’ın “Uluslararası Suyollarının Ulaşım–Dışı Kullanımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve 2012 Değerlendirmesi” başlıklı makalesine başvurabilir.)

İngiliz bilim insanı John Beddington, “2030 yılına kadar yaşayanlar yüzde 50 daha fazla enerji, yüzde 50 daha fazla gıda ve yüzde 30 daha fazla su ihtiyacı olan bir dünya görecekler. Ancak iklim düzensizlikleri bu talebin karşılanmasını çok zora sokacak” tespitini yapmıştı. 2030’a çok zaman kalmadı. Dünyada su tüketimi hızla artıyor. Su tüketiminin artışı nüfus artışından çok daha süratlidir. BM’nin öngörülerine göre 2025’te 1,8 milyar insan su kıtlığı olan bölgelerde yaşayacak. Dünya nüfusunun üçte ikisi su sıkıntısı yaşayacak. BM’nin ilan ettiği “2005-2015 Yaşam için Su” on yılı ile ilgili internet sitesinden bazı veriler aktarayım: Su kıtlığı tüm kıtaları etkiliyor. Artan sayıda bölgede kronik su sıkıntısı var. Dünyada 7 milyar insana yetecek kadar su var ama bu suyun dağılımı eşit değildir. Şimdiki iklim değişikliği senaryolarına göre 2030’da dünya nüfusunun yarısı su yetersizliği yaşayacak. Bazı bölgeler çölleşecek. 24 milyonla 700 milyon arasında insan susuzluk nedeniyle göç etmek zorunda kalacak. Gorbaçov’un işaret ettiği gibi gerekli önlemler alınmazsa su sorunu yığınsal göçe, istikrarsızlığa, şiddete yol açacak. “Su savaşları” konusu uzunca süredir tartışılıyor. Bu durum dünya barışı ve güvenliği için tehdit oluşturacak. Hızla artmakta olan su tüketimi ve küresel ısınmanın sonuçları nedeniyle su kıtlığı yaşayacak bölgeler arasında Ortadoğu da yer alıyor. Kıbrıs coğrafi olarak bu bölgeye dahil. Türkiye’den kuzey Kıbrıs’a su getirme projesini bu açıdan da değerlendirmekte yarar var.

Mihail Gorbaçov, Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanımı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesinin sorunların ve soru işaretlerinin geride kalacağı anlamına gelmediğini özellikle vurguluyor. Onaylama sürecinde var olan sorulara yeni sorular eklendiğini yazıyor. Sözleşmenin uygulanması pratikte ne anlama gelecek? Büyük oranda onay sürecinin dışında kalan Asya ve Amerika ülkeleri ne yapacak? Onay veren ülkelerle onay vermeyen ülkeler arasında işbirliği nasıl sağlanacak? Bu soruların cevapları henüz bilinmiyor.

Gorbaçov, dünyanın karşı karşıya olduğu su sorununu sadece politikacıların ve diplomatların çözümleyemeyeceği tespitini yapıyor. İş dünyasının, sivil toplum örgütlerinin de bu çabalara katkı koymaları gerekir. Ayrıca, su sorunu ile mücadele ve küresel ısınma ile mücadele bir biri ile yakından bağlantılıdır. Küresel ısınma konusunda Kyoto Protokolü’nün yerini alacak yeni bir uluslararası anlaşma konusunda uluslararası topluluğun vakit kaybetmeden adım atması gerekiyor.

Sıcaklardan kavrulurken su bizi serinletir. Maalesef su sorunu ile ilgili küresel tablo serinletici olmaktan uzak. Düşündürücü, bazı bölgeler için ise ürkütücü.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.