Bundan tam 100 yıl önce 11 Kasım 1918’de “Compiègne ateşkesi” olarak bilinen ve Birinci Dünya Savaşı’nda silahların susmasına yol açan ateşkes anlaşması imzalanmıştı. Almanya ile ateşkesten önce müttefikleri Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan’la ateşkes anlaşmaları imzalanmıştı. Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918’de imzalanmıştı. Dünya tarihinde bir dönüm noktası olan Birinci Dünya Savaşı’na 40 ülke katıldı. Savaşta milyonlarca insan öldü. Toplam 9,7 milyon askerin ve 10 milyon sivilin öldüğü tahmin ediliyor. Osmanlı ordusunun kayıpları 772 bin, ölen sivillerin sayısı 2 milyon civarında. Savaşta sadece insanlar değil hayvanlar da öldü. 8 milyon atın öldüğü biliniyor. Savaşın sonunda imparatorluklar yıkıldı. Avrupa harap oldu. Ateşkes anlaşmasından sonra Almanya ile 28 Haziran 1919’da imzalanan Versailles Anlaşması daha büyük felaketlere yol açacak İkinci Dünya Savaşı’nın tohumlarını ekti. Birinci Dünya Savaşı konusunda çok sayıda kitap, makale yazıldı ve hala yazılıyor. Bu savaşın sona ermesinin 100. yıldönümü nedeniyle üniversitelerin konferanslar, sempozyumlar düzenlemesinde yarar var. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları Avrupa’yı tahrip etmiş ve bunun tekrarlanmaması için şimdi Avrupa Birliği (AB) adını alan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kurulmuştu. 11 Kasım ateşkes gününün 100. yıldönümü törenlerle anılıyor. Avrupa ve dünya tarihinde unutulmaması gereken bir gün. Önemli olan bu felaketlerden gerekli dersleri alarak dünyada barış ve istikrarı korumaktır. Ne var ki dünyada yaşanmakta olan gelişmeler, büyük güçler arasında tırmanmakta olan gerginlikler kaygı verici. Umarız insanlık yeni felaketler yaşamaz.
Birinci Dünya Savaşı teknolojik gelişmeler nedeniyle savaşın karakterini değiştirmişti. Bu nedenle savaşın kısa sürede (Noel’e kadar) sona ereceği beklentileri gerçekleşmemiş, 4 yıl sürmüş ve ölenlerin sayısı çok yüksek olmuştu. Bu savaş, insanlığın geçmişte bildiği savaşlardan çok farklıydı. Savaşta ilk kez kimyasal gaz, gaz maskesi kullanıldı. Hardal gazı savaşın simgeleri arasında. Bilindiği gibi savaşlarda kimyasal silahların kullanımı 3 Eylül 1992’de, Birleşmiş Milletler’de imzalanan bir anlaşma ile yasaklandı. Makineli silahların kullanımı ölen askerlerin sayısını çok artırmış ve hendek savaşları ile sonuçlanmıştı. Hendekten çıkıp saldırıya geçen askerler makineli tüfeklerle öldürüldüğü için cephe pek değişmiyor, askerler hendekler içinde, çok kötü koşullarda yaşam sürdürüyordu. Zırhlı trenlerin, denizaltıların, telefonun, telgrafın, uçakların, uçaksavarların, tankların, dikenli tellerin vs.savaşta kullanımı bu döneme rastlar.
Birinci Dünya Savaşı Avrupa’da kadın-erkek ilişkilerini de etkilemişti. Erkekler savaşa gittiği için kadınlar üretimde önemli roller üstlenmişti. Yaralı askerlerin bakımında hemşire olarak rol oynamıştı. Bu durum savaştan sonra kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesine yol açtı. Savaştan önce ve savaş sırasında Finlandiya (1906), Danimarka (1915), Kanada (1917) kadınlara seçme seçilme hakkı vermişti. Savaştan hemen sonra, 1918-1919 yıllarında Litvanya, Azerbaycan, Estonya, Macaristan, Kırgızistan, Letonya, Polonya, Rusya, Avusturya, Almanya, İrlanda, İngiltere gibi ülkeler kadınlara bu hakkı tanıdı. Türkiye’de 1930’da yerel, 1934’te genel seçimlerde kadınlara seçme seçilme hakkı verildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu süreç dünyaya yayıldı.
Birinci Dünya Savaşı Osmanlı İmparatorluğu ve Türklerin kaderini de belirledi. Çanakkale savaşlarının bu süreçte önemli rolü oldu. Savaş öncesinde Avrupa’daki topraklarını yitirmiş olan imparatorluk savaş sonrasında Ortadoğu topraklarını da yitirdi. Müttefiklerin Ağustos 1920’de Osmanlıya empoze ettiği Sevr Anlaşması’nın yırtılıp atılması ve Lozan Anlaşması’na varılması için 1922 Eylül’üne kadar savaşa devam edilmesi gerekti. Sonuçta, beş yıl sonra 100. yıldönümünü kutlayacak olan Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.
Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaşananları bilmek, anlamak son derece önemli. 100 yıl önce bugün sağlanan ateşkes 1 Eylül 1939’da yeni bir dünya savaşının başlamasını önleyememişti. Bilindiği gibi 1919 Paris Konferansı’nda İngiltere delegasyonu içinde yer alan ünlü iktisatçı John Maynard Keynes o zaman yazdığı “The Economic Consequences of the Peace” başlıklı kitabında Versailles Anlaşması’nın yeni bir dünya savaşına yol açacağı uyarısında bulunmuş ama onu dinleyen olmamıştı. Nükleer silahların dünyayı bir çok kez yok edebileceği günümüz dünyasında büyük güçler arasında savaş çıkması insanlığın sonu olur. Tarihten ders almak hepimizin görevi.
Birinci Dünya Savaşında hayatını kaybedenlerin tümünü saygıyla anarız.