Günümüzde dünyada karşılaşmakta olduğumuz bir çok sorunun gerisinde 2008 yılının Eylül ayında patlak veren derin mali kriz vardır. Krizin 10. yıldönümünde şu sorulara cevap arayalım. 2008 krizi olmasaydı İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alır mıydı? Amerikan halkı Donald Trump’ı başkan seçer miydi? Euro bölgesinde bazı ülkeler mali krize girip kurtarma talep eder miydi? Kemer sıkma politikaları uygular mıydı? Transatlantik ilişkiler bu kadar kötüleşir miydi? AB en büyük krizini yaşar mıydı? Karamsarlık, korku, kaygı bu kadar yaygın olur muydu? Popülizm bu kadar başarılı olabilir miydi? Yabancı düşmanlığı, ırkçılık bu kadar güçlenir miydi? Demokraside yaşanan gerileme gündeme gelir miydi? Bu soruları çoğaltabiliriz. Mali krizin etkileri ve mirası çok yönlü. Evet 2008 krizinden sonra dünya savaşı yaşanmadı ama sonuçlar kötü.
Kapitalizmin krizlerini Karl Marx incelemiş ve öngördüğü gibi kapitalist sistem zaman zaman krizler yaşamıştır. Bunlar içerisinde sonuçta dünyayı İkinci Dünya Savaşı’na sürükleyecek olan 1929 Buhranı en iyi bilinen krizdir ve korkunç savaştan sonra aşılabilmişti. 2008’de ABD Merkez Bankası Başkanı olan Ben Bernanke, 2009 yılında yaptığı bir değerlendirmede, 2008 krizinin 1929 krizinden daha kötü olduğunu söylemişti. Şimdi geriye bakıldığında bir çok uzman Bernanke’nin değerlendirmesine katılıyor. Krizin başlamasının en büyük işareti “batmaz” denen Lehman Brothers şirketinin 15 Eylül 2008’de batması olmuştu. Bu Amerikan kapitalizmi için büyük bir depremdi. Arkasından başka şirketler battı ve kriz ABD’den Avrupa’ya, dünyaya yayıldı. Çok kötü sonuçlar doğurdu. Tabii kriz bir günde başlamadı, çeşitli olaylar zincirinin sonucuydu. Lehman Brothers’ın iflasının 10. yıldönümünde kriz konusunda çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Farklı oranlarda da olsa tüm dünyayı, hepimizin hayatını etkileyen bu mali krizden gerekli dersler alındı mı? Gelecekte patlak verecek krizler için daha hazırlıklı mıyız? Genel kanı 2008 krizinden yeteri kadar ders çıkaramadığımız yönünde.
The Economist dergisi bu haftaki kapağını 2008 krizinin 10. yıldönümüne ayırdı ve dünyanın mali krizden gerekli dersleri çıkarmadığı tespitinde bulundu. Dergiye göre alınan tedbirler sonucu şimdi bankalar daha güvende ama 2008’de yaşananların çoğu şimdi de yaşanabilir. Kapitalizm doğası gereği mutlaka yeni krizler yaşayacaktır. Geçmiş krizlerden dersler çıkarmak mümkündür. The Economist’in karamsar tespiti öncelikle hükümetleri, sonra da herkesi düşündürmelidir. Foreign Affairs dergisinde yer alan “The Forgotten History of the Financial Crisis” başlıklı makalesinde Adam Tooze krizin ilk belirtilerinin 2007 yılında ABD ve Avrupa’da konut piyasasında ortaya çıkmaya başladığını hatırlatır. Kaliforniya’dan İrlanda’ya kadar konut fiyatlarında düşüş başlar. Ev sahipleri borçlarını ödeyemez duruma gelir ve kredi kuruluşları, bankalar zora girer. Küreselleşme nedeniyle kriz kısa sürede dünyaya yayılır. 2008 yılı sonuna geldiğimizde bir çok ülkede bankalar derin kriz içindeydi. Kimileri iflas etmiş, kimileri iflasa sürükleniyordu. 2008 çöküşünün boyutu çok büyüktü. Tooze’nin aktardığı gibi 2008 yılı sonları ile 2009 yılı başlarında sadece ABD’de 800 bin kişi işini kaybetti. 2015 yılına kadar 9 milyon Amerikan ailesi evlerini kaybetti.
2008 krizi önceden öngörülen bir kriz miydi? Bu konuda tartışmalar var. 2015 yılının “The Big Short” filmi krizin gelişini çok az insanın öngördüğü mesajını verir. Mutlaka izlenmesi gereken bir film. Adam Tooze, aslında krizin öngörüldüğünü, iktisatçıların uyarılarda bulunduklarını yazar. Örneğin Paul Krugman’ın 2006’da böylesi bir uyarı yaptığını hatırlatır. Şöyle veya böyle kriz herkesi hazırlıksız yakalamıştı. Sadece Amerikalı yetkililer değil, İngiliz, Fransız, Alman yetkililer şok içindeydi. Krizin verdiği acı giderek arttı. Yunanistan halkı örneğinde olduğu gibi bazı halklar çok ağır fatura ödedi ve ödüyor.
10 yıl sonra durum ne? Kriz sona erdi ama etkileri bizimle olmaya devam ediyor. Tamamen geride kaldığını söyleyemeyiz. Faiz oranları düşük. Borçlar artmış durumda. Yatırımlar istenen düzeyde değil. Gelişmiş ülkelerde sosyal eşitsizlik inanılmaz boyutlara ulaştı. Toplumun yüzde biri zenginliğin büyük kısmını elinde bulunduruyor. Gelir dağılımındaki büyük uçurum bu toplumların en ciddi sorunu. Türkiye, Arjantin gibi ülkeler kur krizi ile birlikte sarsıntı geçiriyorlar. Daha büyük ekonomik krize girmelerinden korkuluyor. 2008 krizinden gerekli dersleri çıkarmayı başarabilirsek gelecekteki krizlere daha iyi hazırlanabiliriz.