Lübnan Kıbrıs’ın çok yakınında. Komşu ülke. Ne var ki bu ülke konusunda çok bilgimiz veya ilgimiz olduğu söylenemez. Bir zamanlar Kıbrıslılar Beyrut’ta seyahat ederdi ama bu gerilerde kaldı. Sadece haberlerde gündeme geldiğinde bu ülke hakkında bir şeyler öğreniyoruz. O kadar. Halbuki Doğu Akdeniz bölgesindeki tüm ülkeler gibi Lübnan’ı da daha yakından izlememiz, oradaki gelişmelerden haberdar olmamız kendi yararımızadır.
Lübnan, Arap ülkeleri içinde kendine özgü, bir çok yönden farklı bir ülkedir. Daha moderndir. Dünya ile daha çok bağlantılıdır. Ama heterojen bir nüfusa sahip olmasının yarattığı anlaşmazlıklarla boğuşup durur. Arap kimliği, dili ortak olsa da farklı gruplar, bu grupların içinde mezhep ayrılıkları var. Farklı kimlikler arasındaki anlaşmazlıklar 1975-1990 yılları arasında korkunç bir iç savaşa yol açmıştı. Küçük bir ülke olduğu için komşuları ve bölge ülkeleri ile ilişkileri eşit koşullarda olmuyor. İç işlerine müdahale ediliyor. Uzun süre (1976-2005) Suriye işgali altında kaldı. İsrail ordusu birkaç kez Lübnan’ı istila etti. Şimdilerde İran ve Suudi Arabistan rekabeti Lübnan üzerinde de yaşanıyor. İran Şii nüfusa ve Hizbullah’a dayanıyor. Suudi Arabistan Sünniler aracılığı ile nüfuzunu kullanmaya çalışıyor. Sünni Başbakan Hariri’nin Suudi Arabistan’da istifasını açıklaması, ülkesine dönünce bu istifayı geri alması Riyad’ın Lübnan’a müdahalelerinin ilginç örneğiydi. Suriye savaşı nedeniyle çok sayıda Suriyeli göçmene ev sahipliği yapmasının yarattığı sorunlar da var. Ülkenin siyasi sistemi farklı gruplar arasında güç paylaşımı temelinde kurulmuş. Bu sistemin çok iyi çalıştığı söylenemez. İki yıl (2014-2016) Cumhurbaşkanı seçilemedi. Bu yıl 6 Mayıs’ta ülkede parlamento seçimleri yapılacak. Bakalım nasıl bir siyasi tablo, nasıl bir hükümet oluşacak?
Bu yazıda Lübnan’ın Doğu Akdeniz hidrokarbon kaynakları içindeki yerine kısaca değinmek istiyorum. Lübnan’ı yakından izlememizi gerektiren konulardan biri de enerji konusudur. Lübnan, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları arayışlarının bir parçasıdır. Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde petrol, doğal gaz olabileceği tahmin ediliyor. Ancak bu konuda Mısır, İsrail ve Kıbrıslı Rumların çok gerisinde. Hem iç sorunları, hem bölgesel gelişmeler, hem de Münhasır Ekonomik Bölgesi konusunda İsrail ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle şimdiye dek enerji konusunda fazla bir şey yapamadı. (Devam eden savaş nedeniyle Suriye de benzeri konumda.) Lübnan hükümeti enerji kaynaklarının ülkenin sorunlarının çözümünde önemli rol oynayacağını söylüyor. Jeo-politik rekabet alanı ve siyasetin çok kırılgan olduğu bir ülke bunu başarabilir mi? Lübnan enerji alanında önemli bir aktör haline gelebilir mi?
Chatham House internet sitesinde yer alan “Is Lebanon Set for an Oil Bonanza?” başlıklı yazılarında Dr. Valerie Marcel ve Jessica Obeid bu sorulara cevap arıyorlar. Lübnan ilk enerji ruhsatlandırmasını 14 Aralık 2017’de gerçekleştirdi. Ruhsat Fransız Total, İtalyan Eni ve Rus Novatek şirketlerinin oluşturduğu konsorsiyuma verildi. Parlamentoda ulusal enerji şirketi ve enerji fonu oluşturulması yönünde yasama çalışmaları var. Marcel ve Obeid’in aktardığı verilere göre sismik araştırmalar Lübnan’ın 25 trilyon tcf doğal gaz rezervlerine sahip olabileceğini gösteriyor. Ancak bu rakam sondajlarla doğrulanmış değil. Ticari yönden rantablite belli değil. Politikacılar çok umutlu açıklamalar yapıyorlar. Ancak sondaj yapılmadan kesin bir şey söylemek mümkün değil. Sondaj çalışmalarının 2019’da başlaması bekleniyor. 2019’da iki blokta iki sondaj yapılacak. Ruhsatlandırılan bloklardan biri konusunda İsrail ile anlaşmazlık çözümlenmiş değil. Lübnan İsrail’i tanımıyor. Anlaşmazlığa çözüm bulunması kolay olmayacak. Suriye savaşı sona doğru giderken İsrail İran’ın ve Hizbullah’ın bölgede güçlenmesinden korkuyor. Yeni bir Hizbullah-İsrail savaşı yaşanır mı? Ayrıca sondaj çalışmalarından ciddi bir sonuç elde edilmesi halinde enerji gelirlerinin ülkeye ulaşması için en az 10 yıl gerekecek.
Marcel ve Obeid’in vurguladığı gibi Lübnan’ın enerji üreten ve satan bir ülke haline gelebilmesi uzun ve risklerle dolu bir yol. Yolda kazalar olabilir. Sondajlar istenen sonucu vermeyebilir. Hayal kırıklıkları yaşanabilir. Politikacıların vaadleri gerçekleşmeyebilir. Lübnan, Doğu Akdeniz’deki enerji satrancının oyuncularından biri. Oyunda elinin güçlenip güçlenmeyeceği henüz belli değil. 6 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden istikrarlı ve uyumlu bir hükümet çıkarsa enerji konusunda daha kapsamlı çalışmalar yapabilir. Bunları izleyip görmek lazım.