kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,5541
EURO
34,7341
STERLIN
40,5255
BITCOIN
$63.200
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
14°C
LONDRA
14°C
Hafif yağmur
Cuma Hafif yağmur
10°C
Cumartesi Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
9°C
Pazar Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C
Pazartesi hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
13°C

Türkiye-AB ilişkileri nereye?

09.04.2014
0
A+
A-

Bu dönemde Türkiye-AB ilişkilerini gündeme getirmek tuhaf görünebilir. Türkiye’de iç siyasi gelişmeler nedeniyle yaşananların AB tarafından hoş karşılanmadığını biliyoruz.

Bu dönemde Türkiye-AB ilişkilerini gündeme getirmek tuhaf görünebilir. Türkiye’de iç siyasi gelişmeler nedeniyle yaşananların AB tarafından hoş karşılanmadığını biliyoruz. Hükümetin attığı bir çok adım AB normlarından uzaklaşma olarak algılanıyor. Batı’da Türkiye’nin prestijinin epey sarsıldığı sır değil. Brüksel’den bakıldığında AB’ye yaklaşan değil, uzaklaşan bir Türkiye imajı var. Türkiye’nin önünde iki önemli seçim, AB’nin önünde  Avrupa Parlamentosu seçimleri var. Bu nedenle kısa vadede Türkiye-AB ilişkilerinde ciddi bir gelişme beklenmiyor. Nitekim, AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu Yunanistan dönem başkanlığı sırasında bir gelişme beklenmediğini açıklamıştı. Çavuşoğlu “Fasılların açılması konusunda umutlarımızın karşılanmayacağını görüyoruz ama bu, sadece Yunanistan’a bağlı değil. Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde AB’nin de bu konuda doğrusu çok hevesli olmadığını söylemek lazım” demişti. Peki, durum böyleyken niçin Türkiye-AB ilişkileri konusunu gündeme getiriyoruz? Bunun nedeni “Bağımsız Türkiye Komisyonu” tarafından hazırlanan Mart 2014 raporu. “Turkey in Europe: The Imperative for Change” başlıklı rapor Komisyon’un üçüncü raporu.

2004’te çalışmalarına başlayan “Bağımsız Türkiye Komisyonu” önemli isimlerden oluşuyor. Komisyonun Başkanı eski Finlandiya Cumhurbaşkanı ve Nobel Barış Ödülü sahibi Martti Ahtisaari. Komisyonda eski İtalya Dışişleri Bakanı Emma Bonino, eski Hollanda Dışişleri Bakanı Hans van den Broek, eski İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, eski Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Wolfgang Ischinger, eski Fransa Dışişleri Bakanı Michel Rocard, eski İspanya Dışişleri Bakanı Marcelino Oreja Aguirre, dünyaca ünlü sosyolog Anthony Giddens gibi önemli isimler var.  Komisyon, Türkiye-AB ilişkileri konusunda tarafsız ve rasyonel çalışmalar yapmak amacıyla kurulmuştu. Türkiye ile ilgili ilk raporunu 2004’te, ikinci raporunu 2009’da hazırlamıştı.

Bağımsız Türkiye Komisyonu’nun Mart 2014 raporu İstanbul’da açıklandı. Yaklaşık 60 sayfalık raporu independentcommissiononturkey.org internet adresinden indirebilirsiniz. Raporda giriş bölümünden sonra siyasi reformlar, ekonomi, enerji, dış politika bölümleri ve sonuçlar var. 2004 ve 2009 raporlarının sonuçları da rapora eklenmiş. Raporda, Türkiye’nin 2005 yılında AB ile üyelik müzakerelerine başlamasının Komisyon tarafından olumlu karşılandığı hatırlatılıyor. 1999 yılından beri Türkiye’nin bir değişim süreci içinde olduğu, Kopenhag kriterlerini yerine getirmek için çaba harcadığı hatırlatılıyor. 2009-2014 döneminin incelendiği raporda müzakere sürecinde yaşananlardan kaygı ifade ediliyor. Toplam 35 fasıldan sadece 13 fasıl müzakere edildi. Raporda 2010’da patlak veren Euro bölgesi krizinin Türkiye ile ilişkileri olumsuz yönde etkilediği hatırlatılıyor. Müzakere sürecinde yaşanan durgunluk konusunda hem AB’ye, hem de Türkiye’ye sorumluluk yükleniyor. Türkiye’nin çevresindeki olumsuz gelişmeler, içte yaşanmakta olan gelişmeler ve Euro bölgesinin yavaş yavaş krizden çıkmakta olması ışığında Türkiye-AB müzakere sürecinin yeniden hızlandırılması öneriliyor.

Komisyon, Türkiye’de uygulanan yasaklardan duyduğu kaygıyı dile getiriyor. Türkiye hükümetini AB standartlarına uygun hareket etmeye ve beklenen reformları hayata geçirmeye davet ediyor. “Bizler Türkiye ve AB’nin katılım sürecini yeniden harekete geçirmeleri gerektiğine kuvvetle inanıyoruz” vurgusu yapıyor. Türkiye’nin AB üyeliğine olumlu bakan kişilerce hazırlanan bu raporu iyi incelemekte yarar var. AB üyelik süreci hem Türkiye, hem de AB için önemli. Ne var ki, kısa vadede bu konuda önemli gelişmeler beklememiz mümkün değil. Türkiye’de devam etmekte olan siyasi kavgalar ve kutuplaşma nasıl bir sonuç doğuracak? Türkiye’yi yönetenlerin vizyonu ne olacak? Bunları net olarak göremiyoruz.

AB üyesi olup olmayacağından bağımsız olarak Türkiye’nin AB modeli ile Rusya modeli arasında seçim yapması gerekiyor. Bağımsız Türkiye Komisyonu, Türkiye’nin AB vizyonuna bağlılığını pratikte teyit etmesini istiyor. Raporda, 2012 AK Parti Kurultayı’nda Başbakan Erdoğan’ın 2023 vizyonunu ortaya koyarken AB’den hiç söz etmediği hatırlatılıyor. Türkiye’nin zor bir dönemden geçmekte olduğunu hepimiz biliyoruz. AB uzunca süre Ukrayna sorunu ile uğraşmak zorunda kalacak. Türkiye-AB katılım sürecinin hız kazanması için her iki tarafın da çaba harcaması gerekecek. Umudumuz (üye olsun veya olmasın) Türkiye’nin AB kriterleri doğrultusunda ilerlemesi, otoriter eğilimlerin, yasakların geride kalmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.