kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,3804
EURO
34,7550
STERLIN
40,6783
BITCOIN
$62.604
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Parçalı bulutlu
17°C
LONDRA
17°C
Parçalı bulutlu
Salı Hafif yağmur
18°C
Çarşamba Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C
Perşembe Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
16°C
Cuma hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C

Türkiye: Karar günü

15.04.2017
0
A+
A-

Bugün Türkiye için karar günü. Tarihi bir gün. Halk, önüne konan “Türk tipi başkanlık” sistemi ile parlamenter sistem arasında seçim yapacak. Referandumun sonucu ne olursa olsun demokratik anayasa ihtiyacı devam edecek. Demokrasi, özgürlükler mücadelesi devam edecek.

Bugün Türkiye için karar günü. Tarihi bir gün. Halk, önüne konan “Türk tipi başkanlık” sistemi ile parlamenter sistem arasında seçim yapacak. Niçin sadece başkanlık sistemi değil de “Türk tipi başkanlık” sistemi diyoruz? Çünkü bugün halkın önüne konan öneri kuvvetler ayrılığı, denetim ve denge, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı gibi yönleri öngörmeyen veya çok zayıflatan, tüm erki bir kişinin eline veren bir sistemdir. Aslında Türkiye bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan için hazırlanmış bir sistemi oyluyor. “Evet” diyeceklerin çoğu başkanlık sistemine değil Recep Tayyip Erdoğan’a “evet” diyecekler. Türkiye’nin bu noktaya gelmesinde 28 Martlara, e-muhtıralara uzanan hatalar silsilesinin payı büyüktür. Son ve belirleyici faktör ise 15 Temmuz darbe girişimi olmuştur. Bu darbe girişimi olmasaydı büyük olasılıkla bugünkü referandum gündeme gelmeyecekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm gücü kendi elinde toplama isteği darbe girişimi öncesinde de vardı. Ne var ki toplumda buna yeterli destek olmadığını biliyordu. 15 Temmuz darbe girişimi ve hükümet yanlısı medyanın gece gündüz bu konuyu gündemde tutması durumu değiştirdi. İlan edilen OHAL hükümetin işini kolaylaştırdı. MHP içindeki gelişmeleri unutmayalım. Kurultaya gitmeye hazırlanan partide 15 Temmuz’la herşey değişti. Kurultay gündemden kalktı. Muhalif adaylar partiden ihraç edildi ve Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanı ile ittifak kurmaya karar verdi. Darbe girişiminden kazançlı çıkan iki siyasetçi el ele verince referandum noktasına gelindi. Dolayısıyla ülkenin bu noktaya varmasında ordunun demokratik sürece müdahalelerinin (1960, 1971, 1980, 28 Mart 1997, 27 Nisan 2007 e-muhtıra) ve ordunun bir kısmının 15 Temmuz darbe girişiminin sorumluluğu büyüktür. Bu gerçek Fetullah Gülen’le ittifak kurarak “aldatılanların”, sorunlara demokratik alternatifler üretmek yerine tek adam önerisi üretenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor.

Tek parti döneminin ve askeri müdahalelerin eleştirisini yaparak, bunların mağduru olduğunu söyleyerek, demokrasi, kuvvetler ayrılığı, çoğulculuk, hukuk devleti gibi vaadlerde bulunarak 2002’de iktidara gelen, bir süre vaadlerini hayata geçirmeye çalışan ve hem ülkede, hem de dünyada heyecan uyandıran, halkın geniş kesimlerinin desteğini alan İslamcı-muhafazakar vizyon giderek tıkandı. Şimdi vardığı nokta düşündürücü. “Türk tipi başkanlık” sisteminin savunmasını yaparken tek parti dönemini örnek verme noktasına varılması herşeyi anlatmıyor mu? Yani dönüp dolaşıp aynı noktaya gelindi. Peki 2017’de Türkiye’ye “tek adam” rejimi getirmeye çalışmak doğru mu? Ülkeye faydası olur mu? Vaad edildiği gibi büyük sorunları çözümler mi? Türkiye’nin kaderi bu olmamalı.

Demokrasiden, çoğulculuktan, denetim ve dengeden, özgürlüklerden uzaklaşmak siyasal İslamcılığın kaderi mi? Tunus örneği bize bunun kader olmadığını gösteriyor. Tunus’ta İslamcıların da katkısı ile demokratik bir anayasa yapıldı ve çalışıyor. Raşid Gannuşi “tek adam” olmak istemedi. Türkiye’de İslamcı kesimde bu konularla ilgili tarışmalar giderek artacaktır. Bugün itibarıyla AK Parti iktidarı Türkiye için bir vizyon ortaya koyamıyor. Vizyon bugün oylanan sistem olabilir mi? Çoğulculuğun, demokrasinin, mutlakiyeti sınırlayan anayasaların oluştuğu modern dönemde her şeyin tek kişiye dayandırıldığı sistemler (ne kadar iyi niyetle olursa olsun) başarılı olmamış, topluma istikrar, iç barış, refah getirmemiştir. 21. yüzyılda hiç mümkün değildir. Mümkün olsaydı Rusya, Beyaz Rusya, Orta Asya cumhuriyetleri gibi rejimler başarılı olurdu. Denetim ve dengenin olmadığı, her şeyin liderin iki dudağı arasında olduğu bu ülkeler sorunlarını çözümleyebildi mi? Taha Akyol’un dünkü yazısında belirttiği gibi “bütün anayasaların evrim yönü kuvvetler ayrılığı, denetim ve denge, hukukun üstünlüğü olmuş ve milletler ancak o zaman huzur ve istikrara kavuşmuştur. Daha iyi bir geleceğin anahtarı bu temel kavramlardır.”

Çok büyük bir sürpriz olmazsa “evet” ve “hayır” oylarının oranı arasında büyük fark olmayacak. Az farkla “evet” çıktığını farzedelim. Meşruiyet tartışmaları bitmeyecek. Kampanyanın OHAL koşullarında, adil olmayan koşullarda yapılmış olması meşruiyet tartışmalarını besleyecek. Korku ve baskı altında yapılan oylamalar hep tartışmalı olur. Prof. Ahmet İnsel bu noktaya işaret ederek “Bu plebisitten “evet” çıksa da, büyük ihtimalle “hayır” ile arasındaki fark çok az olacak. Böyle bir sonuç, kapsamlı ve hayati bir anayasa değişikliğinin toplumsal meşruiyetini son derece zayıf kılacaktır” diye yazdı. Anayasaların geniş toplumsal konsensüse dayanması gerekir. Türkiye’nin ihtiyacı yeni, demokratik, AB standartlarında bir anayasadır. Referandumun sonucu ne olursa olsun bu ihtiyaç devam edecek. Demokrasi, özgürlükler mücadelesi devam edecek.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.