kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,2175
EURO
35,0335
STERLIN
41,0064
BITCOIN
$70.970
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Hafif yağmur
14°C
LONDRA
14°C
Hafif yağmur
Çarşamba Hafif yağmur
15°C
Perşembe Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
18°C
Cuma Parçalı bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
20°C
Cumartesi hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
20°C

Kürt siyaseti altın çağını yaşıyor

CEFTUS’un davetlisi olarak Londra’da bulunan gazeteci-yazar Ruşen Çakır, çalışmalarına bir süre önce başlayan Kurdish Progress Institute tarafından düzenlenen bir toplantıda da konuştu.

Kürt siyaseti altın çağını yaşıyor
22.10.2014
0
A+
A-

 

Gazeteci-yazar Ruşen Çakır, dört ayrı ülkedeki otonom Kürt bölgelerinin bir konfederasyon modeli altında birleştirilmesi idealinin ütopik olmaktan çıktığını kaydetti.

Gazeteci-yazar Ruşen Çakır, dört ayrı ülkedeki otonom Kürt bölgelerinin bir konfederasyon modeli altında birleştirilmesi idealinin ütopik olmaktan çıktığını kaydetti.

 

CEFTUS’un davetlisi olarak Londra’da bulunan gazeteci-yazar Ruşen Çakır, çalışmalarına bir süre önce başlayan Kurdish Progress Institute tarafından düzenlenen bir toplantıda da konuştu. Unite the Union sendikasının Holborn’da bulunan konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıya sendikacıların yanısıra gazeteciler, akademisyenler ve çok sayıda  öğrenci katıldı.

Konuşmasına Kürt sorununa uzun süredir ilgili olduğunu ve bu konuda araştırmaları bulunduğunu söyleyerek başlayan Ruşen Çakır, Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de faaliyet gösteren Öcalan liderliğindeki PKK hareketinin en parlak dönemini yaşadığını savundu. YPG, PYD gibi parti ve hareketlerin, bulundukları bölgelerde etkili birer aktör konumuna geldiklerini söyleyen Çakır, bu oluşumların PKK eksenli olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin Kürt realitesini redderek uzun yıllar harcadığını belirten Çakır sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt gerçekliğinden ilk bahseden, 1991 seçimlerinde  merkez sağ bir partinin lideri olan Süleyman Demirel oldu. Ancak bu adım yeterli değildi çünkü Türkiye’nin önünde yüzleşmesi gereken bir PKK gerçekliği de vardı. Türk devleti Kürt sorununa PKK’sız bir çözüm bulmak için uzun yılları heba etti. Kürtlerle PKK’yı ayırabileceklerini hayal ettiler. Özellikle Abdullah Öcalan yakalandığında bu hayallerinin gerçekleşebileceğine inandılar. Ancak Kürt siyasi hareketi en parlak dönemini, Öcalan içerdeyken yaşadı. Bunda, PKK’nın dışarda kalan lider kadrosunun etkili olduğunu söylemeye çalıştığım anlaşılmasın. Bizzat Öcalan, cezaevinden hareketi yönlendirdi ve bugün sadece Türkiye’nin değil Orta Doğu’nun da en önemli hareketlerinden birisine dönüştürdü.”

 ‘ROJAVA’YI BİR KENARA BIRAKARAK KÜRT SORUNUNU ÇÖZEMEZSİNİZ’

 Konuşmasında çözüm sürecini de değerlendiren gazeteci-yazar Ruşen Çakır, AK Parti iktidarının demokratikleşme paketleri, Oslo süreci ve halen sürdürülen çözüm sürecinin merkezinde PKK ve lideri Öcalan’ın muhatap alınmasının bulunduğunu vurguladı.

Bir süre önce Kandil’de görüştüğü Cemil Bayık’ın, ‘Baş müzakereci Abdullah Öcalan’dır’ tespitine katıldığını belirten Çakır, Kobane’in ardından Öcalan ve PKK gerçekliğinin tanınmasının Kürt sorununun çözümü için yeterli olmayacağının da anlaşıldığını ileri sürdü. Suriye’deki Kürtlerin Türkiye’deki Kürtlere eklemlendiğini kaydeden Çakır, Öcalan’ın dört ayrı bölgede yaşayan Kürtler için ulus-devlet modelinin yerine demokratik özerklik modelini önerdiğini, özerk yapılardan ouşacak konfederasyonun merkezinin ise Diyarbakır olmasının tasarladığını aktardı. Bu modelin ilk dile getirildiğinde ütopya olarak nitelendirildiğini hatırlatan Çakır “Şimdi bu düşüncenin hayata geçirilmesi ihtimal dahilindedir. Rojava demokratik otonomi idealin ilk uygulama alanıydı. Bu Türk devleti için tehlike olarak görülüyor” dedi.

Ruşen Çakır Türk devletinin ‘Kürdistan’ gerçeğini tanımaması ve bunu bölgesel bir sorun olarak değerlendirmeye devam etmesi halinde Kürt sorununun çözümünün mümkün olmadığını savunduğu konuşmasına şöyle devam etti:

“ Türk devleti açısından Rojava’yı bir tarafa bırakarak Kürt sorununu çözmek mümkün değildir. Kobane’de ISIS’e karşı savaşan Kürtlere destek vermeden bu sorunu çözemezsiniz. Bayramda 40 kişinin hayatını kaybettiği Kobane protestoları ve ve olaylar göstermiştir ki, Kürt siyasi hareketi Türkiye’yi destabilize edebilir. Bir günde kaotik bir ortam yaratabilir. Gezi direnişini hatırlayın: AKP ve Türk muhalefeti için şok edici ve tarihi bir önemdeydi. Günlerce sürdü. Ancak son Kobane protestolarında gördük ki, Türkiye’yi istikrarsızlığa sürükleyecek asıl faktör Kürt siyasi hareketi oluyor. Eğer Kürtler Türkiye’de barış içerisinde yaşayamazlarsa, Türkiye’de barışa kavuşamayacaktır. Halen devam eden çözmü süreci daha fazla devlet açısından olmakla birlikte, taraflar için sürdürülmesi zorunlu bir adımdır.”

 ‘KÜRTLER İSTİKRARI VE HÜKÜMETİ ALT ÜST EDEBİLİR’

AK Parti iktidarının ilk yıllarında gerçekleştirilen demokratikleşme süreci döneminde gazeteci olarak Şırnak, Kızıltepe gibi bölgeleri ziyaret ettiğini anlatan Ruşen Çakır, “Kürtlerle çözüm sürecini konuşurken, ısrarla aynı şeyi tekrarlıyorlardı. “Barış için hazırız ama nasıl savaşacağımızı da biliyoruz” Bunu söylerken, kavga etmeyi tercih etmedikleri halde, savaşmanın kaderleri olduğunu kabullendiklerini ortaya koyuyorlardı. Kürtler kaderleri ile yaşayabilirler ancak Türk toplumu ve devleti daha fazla bu savaşı kaldıramaz” dedi.

Ruşen Çakır, Kürtlerin, Erdoğan iktidarlarını en çok zorlayan gelişmeler olan Gezi protestoları ve Gülen cemaati tarafından yönlendirildiğine inanılan rüşvet ve yolsuzluk iddiaları süreçlerine dahil olmadıklarını da kaydetti. Gezi sürecinde Diyarbakır’dan Ankara’ya polis güçleri gönderildiğini hatırlatan Çakır, Kürt siyasi hareketinin bu süreçleri devlete karşı şantaj aracı olarak kullanmadığını da ileri sürdü.

“Kürtler etkili biçimde dahil olmuş olsaydı Gezi iktidar için bir kabusa dönüşürdü” diyen Çakır, Abdullah Öcalan’ın 17 Aralık’taki yolsuzluk soruşturmaları döneminde de açıkça iktidardan yana tutum aldığını ve operasyonları darbe girişimi olarak değerlendirdiğini hatırlattı.

CHP’nin Kürt sorununun çözümü için ciddi bir çözüm alternatifi olmadığını söyleyen Ruşen Çakır, AKP’nin çözüm için en önemli seçenek olduğunu da kaydetti.

Cemil Bayık’ın kendisi ile yaptığı röpörtajda hükümetin zayıflıklarını kullanmadıklarını açıkça ifade ettiğini  kaydeden Ruşen Çakır, buna karşın hükümetin Kobane’ye destek olmasının Kürtlerde büyük bir hayal kırıklığı yarattığını ifade etti.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.