kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
35,1564
EURO
36,6793
STERLIN
44,2865
BITCOIN
$93.853
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Parçalı az bulutlu
8°C
LONDRA
8°C
Parçalı az bulutlu
Pazartesi Kapalı
11°C
Salı Orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C
Çarşamba Parçalı bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
5°C
Perşembe hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
3°C

Başkanlık sistemi tartışmaları

19.06.2013
0
A+
A-

Gerek Kıbrıs’ta, gerekse Türkiye’de başkanlık sistemi konusu tartışılıyor. Kıbrıs’ta acil gündem 28 Temmuz erken seçimleri, Türkiye’de de Gezi Parkı protestoları olsa da başkanlık sistemi tartışmaları bu konularla bağlantılı. Kıbrıs’ta başkanlık sistemine geçmekle siyasal sıkıntılarımızın çözümleneceğini savunanlar var. Başkanlık sistemi her derde deva olarak sunuluyor. Türkiye’de ise Başbakan Erdoğan’ın gönlünde başkanlık sistemi var. Gezi Parkı protestoları, yeni anayasa konusunda uzlaşı sağlanmasını daha da zorlaştırdı. Protestolar sırasında Başbakanın sergilediği tavır muhalefetin başkanlık sistemine karşı çıkışını güçlendirecek. Başbakan Erdoğan ve partisinin başkanlık sisteminden kolay geri adım atması beklenmediğine göre konu gündemde olacak.

   Var olan siyasi sistemi daha iyi, daha verimli hale getirilmek için kafa yormak, tartışmak olumlu bir şey. “Parlamenter sistem mi, başkanlık sistemi mi?” tartışmalarını ilk kez biz yapmıyoruz. Bu tartışmalar uzun zamandan beri devam ediyor. Bu konuda oldukça zengin bir literatür var. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Herkes kendi görüşünü özgürce ortaya koysun. Kamuoyu bu konuda bilgilensin. Doğrunun tekeli kimsede olmadığına göre konuşarak, tartışarak bir sonuca varabiliriz.

    Önce Gezi Parkı protestoları bağlamında Başbakan Erdoğan’ın sık sık tekrarladığı demokrasi anlayışına bakalım. Bu yaklaşıma göre demokrasi seçimler demektir. Seçimleri kazanan siyasi güç görev süresi boyunca istediğini yapar çünkü halktan oy almıştır. Yapılanları beğenmeyenler, eleştirenler bir sonraki seçimleri beklemek durumundadır. Demokrasinin bu çok dar yorumunu Başbakan Erdoğan keşfetmedi. Siyaset bilimi kitaplarında bu yaklaşım ve yetersizlikleri hep incelenir. Özellikle, diktatörlükten demokrasiye geçtikten sonra Latin Amerika ülkelerindeki başkanlık sistemlerinde demokrasiyi sadece seçim olarak algılamak çok yaygındı. Bu fenomen sadece Latin Amerika ile sınırlı değil.

    Arjantinli ünlü siyaset bilimci Guillermo O'Donnell, demokrasiyi seçimlerde çoğunluk sağlamakla sınırlı gören anlayış için “delegative democracy” (delegatif demokrasi) kavramını geliştirmişti. Arjantin, Ekvador, Peru, Brezilya, Bolivya gibi Latin Amerika ülkelerinin yanı sıra Güney Kore, Filipinler, sosyalist sistemin yıkılması sonrasında Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri deneyimleri temelinde O’Donnell bu ülkelerin demokrasi olduğunu ama Batı demokrasilerinden ciddi eksik yönleri olduğuna işaret eder. Analiz başkanlık sistemi temelinde yapılmıştı. Buna göre seçimleri kazanan kişi, görev süresi boyunca ülkeyi istediği gibi yönetir. Cumhurbaşkanı ulusun simgesi, ulusal çıkarların belirleyicisi ve koruyucusudur. Ulusun “babası” rolündedir. O’Donnell’e göre bu sistem demokratiktir ama liberal değil. Çoğunlukçu (majoritarian) bir demokrasi anlayışıdır. Bu sistem kişiye dayanır. Cumhurbaşkanı ve çevresi siyasetin esas özneleridir. Fareed Zakaria, bu tür demokrasileri “liberal olmayan demokrasiler” diye niteler. Michael McFaul “electoral democracy” (seçime dayalı demokrasi) ve Samuel Huntington “minimalist demokrasi” kavramını kullanır. O’Donnell’in tarif ettiği “delegatif demokrasi” ile Türkiye’deki yapı arasında benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da var. Başkanlık sistemine geçilirse benzerlikler artacak.

    Başkanlık sistemine en önemli eleştirileri Yale Üniversitesi’nde görev yapmış ünlü siyaset bilimci Juan Linz yöneltmişti. Gerek bizde, gerekse Türkiye’de başkanlık sistemi tartışmalarını Juan Linz’in yazdıklarını okumadan yapmak büyük hata olur. İlla onun görüşlerine katılın demiyorum. Ama, “The Perils of Presidentialism” (Başkanlık sisteminin tehlikeleri), “Presidential or parliamentary democracy: Does it make a difference?” ve benzeri makalelerini okumadan konuyu tartışmak mümkün değil. Donald Horowitz, S. M. Lipset, Arturo Valenzuela gibi başka yazarların yazdıklarını da okumalıyız. Bu konuda geniş bir literatür olduğunu belirtmiştim.

    Konuyu önümüzdeki dönemde daha detaylı olarak ele alacağım. Kıbrıs’tan iki örnekle giriş yapayım. Başkanlık sistemine yöneltilen eleştirilerden biri katı olmasıdır. Cumhurbaşkanı 5 yıl için seçilmişse bu süre dolana kadar görevde kalır. Görevden alınması çok zordur. Erken seçim yapılmaz. Parlamenter sistemde ise hükümet güven oylaması ile düşürülebilir ve siyasetin önü açılabilir. Yani daha esnektir. Kıbrıs’ta başkanlık sistemi olsaydı ve iktidar partisi ortadan ikiye bölünseydi, Cumhurbaşkanı görev süresi dolana kadar yerinde kalırdı. Parlamenter sisteme sahip olduğumuz için güven oylaması ile hükümet düşürüldü. Geçici hükümet kuruldu. Erken seçimler yapılacak. Siyaset tıkanmadı.

    Başkanlık sisteminde başarısız Cumhurbaşkanı yeniden aday olmazsa, seçmen onu sandıkta cezalandıramaz. Seçmenin değerlendirmesinden kaçabilir. Bunu Hristofyas örneğinde yaşadık. Başarısız bir dönem sonunda seçmen önüne çıkmamayı, minderden kaçmayı tercih etti. Beş yıllık icraatının halk tarafından nasıl değerlendirildiğini hiç bilmeyeceğiz. Parlamenter sistemde Başbakan seçmen karşısına çıkar. Seçmen onun ve hükümetinin icraatını sandıkta değerlendirir. Seçim yenilgisinden sonra parti başkanlığına veda edebilir. (Batı’da veda ederler, bizde etmezler.)

                                                                     

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.