kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,3679
EURO
35,1221
STERLIN
41,1598
BITCOIN
$70.633
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
12°C
LONDRA
12°C
Orta şiddetli yağmur
Cuma Hafif yağmur
13°C
Cumartesi Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
13°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
10°C
Pazartesi orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
12°C

İsrail’den yasadışılığa devam

01.12.2012
0
A+
A-

BM Genel Kurulu’nda yalnız kalan İsrail hükümeti, niçin bu duruma düştüğünü değerlendirmek yerine, tüm dünyaya meydan okurcasına işgal altındaki Filistin topraklarında yaşadışı Yahudi konutları inşa etmeye devam kararı aldı. Başbakan Netanyahu, Yahudi yerleşim birimlerinde binlerce yeni konut inşası için emir verdi. Böylece, iki devlete dayalı çözümün altını oymaya devam edeceğini ilan etti. Netanyahu, Filistin devleti kurulmasını istemiyor. Onun gönlünde yatan “Büyük İsrail”. Filistin devleti kurulacaksa, gerçek bir devlet olmamalı. Herşeyi ile İsrail’in insafına kalmış, güçsüz bir yapı olmalı. Netanyahu, yaşadışılığa devam kararı ile hem BM Genel Kurulu’nun Filistinlilere “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü verme kararına misillemede bulundu, hem de yaklaşmakta olan seçimler çerçevesinde seçmene göz kırptı.

    Netanyahu bu pervasızlık konusunda gücünü nereden alıyor? Kuşkusuz ABD’den. İnsan hakları ve demokrasi şampiyonluğu yaptığını söyleyen ABD, İsrail konusunda uluslararası hukukun ve Filistinlilerin haklarının çiğnenmesine destek veriyor. ABD, BM Genel Kurulu’nda İsrail’le birlikte yalnızlığı tattı. Obama yönetimi sınıfta kaldı. Diplomatik hezimete uğradı. Washington, İsrail ile Filistinliler arasında müzakerelerden yana olduğunu söylüyor. Peki, müzakereler önündeki en büyük engel yeni Yahudi yerleşim birimleri kurulması değil mi? Netanyahu işgal altındaki Filistin topraklarında oldu bittiler yaratmaktan vazgeçmiyor.  ABD ne yapıyor? Hiç bir şey. İşte, Netanyahu binlerce yeni konut inşa edeceğini açıkladı. BM Genel Kurulu’nda Filistinlilerin hakları aleyhinde oy kullanan ABD, Netanyahu’yu durduracak mı? Kimse böyle bir şey beklemiyor. ABD, Netanyahu’ya destek vermeye devam edecek. Çözüme katkı böyle olamaz. Müzakereler böyle başlamaz. Yoksa, Filistinlilere layık görülen, ABD’de beyazların Kızılderililere layık gördüğü haklar mı? Filistinlilerin de toprakları ellerinden alınarak rezervasyonlara mı hapsedilecekler? (Gazze bölgesine uygulanan abluka bu modele yakın.) 21. yüzyılda ve dünyada değişen dengeler ışığında bu mümkün mü?

    İsrail, Filistinlilerin topraklarını gaspediyor. Onlara karşı ölçüsüz şiddet kullanıyor. Bunlara ses çıkarmayan, destek veren ABD, “masaya oturup görüşün” nakaratını tekrarlıyor. Bir yanda çok güçlü bir İsrail, diğer yanda “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü çok görülen Filistinliler. ABD “Görüşün” diyor. Kurtla kuzuya “Haydi anlaşın!” demek gibi bir şey. Kurdun niyeti anlaşmak değil, kuzuyu yemek. Amerikalılar İsrail’in niyetinin gerçek anlamda Filistin devleti değil, bantustan yaratmak olduğunu  görmezden geliyorlar. İşgalcinin yanında yer alıyorlar. Filistinlilere, “BM’ye bağlı örgütlere üye olmaya çalışmayın, size ve BM’ye yardımı keseriz” tehdidinde bulunuyorlar. Nitekim, Filistinlileri üyeliğe kabul eden UNESCO’ya bunu yaptılar. Bakalım şimdi, haklarını talep eden Filistinlileri engellemek için neler yapacaklar? Dünyanın en güçlü devleti bu duruma nasıl düşüyor? ABD’nin gerçek çıkarları bu yönde mi?

    BM Genel Kurulu’nda 138 devletin Filistinlilere destek vermesi, 41 devletin çekimser kalması ve sadece 9 devletin “hayır” demesi, Filistinliler açısından diplomatik ve sembolik bir zaferdi. Onlara moral destek sağladı. “Hayır” diyen devletlerden ABD ve Kanada dışında hiç biri önemli değil. AB üyesi ülkelerden sadece Çek Cumhuriyeti “hayır” dedi. Sovyet işgaline karşı mücadele vermiş bir halkın işgalciden ve yasadışılıktan yana tavır alması, Çek tarihine kara bir leke olarak geçecek. Gün gele bundan utanacaklarını umut ederiz.  Kanadalılar da hükümetlerinin bu kararından utanç duymalı. Arnavutluk, Bosna ve diğer bazı eski “sosyalist” ülkelerin çekimser kalmaları da ayıp.

    BM’deki yeni statüleri Filistinlilere önemli bazı olanaklar sağlayacak. Bu olanakları akıllı bir şekilde kullanmayı becermeleri lazım. Sonuçta, İsrail-Filistin anlaşmazlığı müzakere masasında, iki devlet temelinde, tarafların uzlaşması ile çözümlenebilir. BM kararı, İsrail işgalini ortadan kaldırmıyor. Filistinlilerin temel haklarına saygı gösteren bir uzlaşmayı İsrail’e kabul ettirmek kolay olmayacak. Burada esas görev ABD ve AB’ye düşer. ABD, Ortadoğu’da gerçekten barış istiyorsa, İsrail üzerindeki nüfuzunu iki devletli çözüm yönünde kullanmalı. İsrail içinde çözmüden yana olan güçlere destek vermeli. İsrail halkı da ne istediğine karar vermeli. Ocak ayında yapılacak seçimler bir fırsat. Savaşların devamını istiyorlarsa Netanyahu-Liberman ittifakına oy verirler. Barış istiyorlarsa bunu sağlayacak güçlere oy verirler. Seçim sonuçları Ortadoğu’nun geleceği açısından son derece önemli olacak.

    Kazandığı yeni statü nedeniyle Filistin halkını kutlarız. Devlet olma yolunda henüz katedecekleri uzun ve çetin bir yol var. Filistinliler özgürlüğe kavuşmadan Ortadoğu’da kalıcı barış sağlanamaz.

      

   

   

        

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.