“Böyle alıştım ben… Atılsın mı bu ekmekler? Bazı ekmekler bazen çok sert oluyor… Onları da ıslayıp, kuşlara götürüyorum parka… Bir sürü kuş nasipleniyor… Bazen polis beni görüp kızıyor. Kuşlar pisliyormuş parkı diye istemiyorlar ekmek atmamı. Ben dinlemiyorum…30 yıldır gücüm yettiğince yaptım hep.”
OKUDUĞUMUZ kötü haberler çoğu zaman içimizi karartıyor ve her geçen gün dünyanın daha kötüleştiğine olan inancımız artıyor.
‘İyi insanlar artık kalmadı mı?’ dediğimiz bir anda ise gördüğümüz bir yardım veya şahit olduğumuz bir iyilik yeniden umutla bağlayabiliyor bizi hayata… Ve böyle insanların olduğu bir dünya da yaşamak ne güzel diyebiliyoruz.
Geçen günlerde yaklaşık 20.000 üyesi olan Türkiye’de yaşayan toplumların oluşturduğu bir Facebook grubunda (The London Turkish Meetup) yayınlanan bir paylaşım oldukça ilgi gördü. Aksaraylı Ramazan Amca’nın Londra’da ki yardımsever hikayesi hem birçok kişiyi hüzünlendirdi hem çoğu insanın da beğenisini aldı.
Paylaşımda; Ramazan amcanın, 30 yılı aşkın süredir her akşam bir fırının, günün sonunda satılmayan ekmeklerini pazar arabası ile getirip caminin bir köşesine bıraktığı ve bu ekmekleri, ihtiyaç sahibi kişilerin akşam namazından sonra aldığı yazıyordu.
Biz de bunun üzerine sizler için Ramazan Amca’yı yakından tanımak ve bu güzel insanın davranışının herkese örnek olmasını ve güzel bir dünya için aslında herkesin yapabileceği bir şeyler olduğunu hatırlatmak istedik.
RAMAZAN AMCA KİMDİR?
1934 yılında Aksaray’ın Akhisar köyünde dünyaya gelen Ramazan Doğan, 1971 yılında Londra’ya gelmiş. Eskilerin yakından tanıdığı Kıbrıs’lı iş adamı Ali Usta’nın yanında uzun süre çalışan Ramazan Amca, Stoke Newington’da bulunan hemen hemen tüm esnaf tarafından da yakından tanınıyor.
30 yılı aşkın bir süredir bıkmadan, usanmadan pazar arabasına esnafın satılmayan ekmeklerini toplayıp Aziziye Camii’sine getiren Ramazan amcaya neden yıllardır böyle bir iyilik yaptığını sorduğumuzda;
“Böyle alıştım ben… Atılsın mı bu ekmekler? Bazı ekmekler bazen çok sert oluyor… Onları da ıslayıp, kuşlara götürüyorum parka… Bir sürü kuş nasipleniyor… Bazen polis beni görüp kızıyor. Kuşlar pisliyor parkı diye istemiyorlar ekmek atmamı. Ben dinlemiyorum…30 yıldır gücüm yettiğince yaptım hep.” diyerek gülümsüyor Ramazan Amca.
Biraz sohbet ettiğimizde, nur yüzlü amcamızın 30’a yakın torunu ve 6 çocuğu olduğunu öğreniyoruz. Ailenin tüm bireylerinin bir arada olması, camiye gelen insanların ise Ramazan amcaya olan sevgileri bizi oldukça etkiliyor. Her görenin ‘Ramazan amca nasılsın?’ diye elini öptüğüne şahit oluyoruz.
Ramazan amcanın yanına gittiğimiz cami de bizi bir oğlu bir damadı bir yeğeni ve bir de torunu karşılıyor. Hepsi ile ayrı ayrı sohbet ettikçe farklı hikayeler duyuyoruz hepsinin ağzından. Yeğeni diyor ki ‘biz en güzel bayramları Ramazan amcanın evinde geçirdik.’, damadı ise ‘Aksaray’dan gelen herkesin mutlaka Ramazan amcaya uğradığını ve elini öptüğünü söylüyor ve onun sadece Londra’da değil Aksaray’da ki köyünde de çok sevildiğini ekliyor. “Buradan her zaman iki üç valiz giyecek toplar, rahmetli annemle köye götürürdü. Bu yüzden herkes onları yardımsever insanlar olarak bilir.” diye ekliyor oğlu.
İki yıl evvel eşini kaybettikten sonra biraz sarsılan 84 yaşındaki Ramazan amcanın ailesi ile arasında ki bağları, özellikle İngiltere’de herkese örnek olacak türde iyi. Bütün çocukları ve torunları tarafından çok sevilen Ramazan amca adeta el üstünde tutuluyor.
Bizde kendisine sağlıklı bir yaşam diliyor, yaptığı yardımların kendisine mutluluk ve sevap olarak geri dönmesini diliyoruz.