Bruegel, 2005 yılında kurulan Brüksel merkezli ve ekonomi alanında çalışan saygın, bağımsız bir Avrupa düşünce kuruluşudur. Bu düşünce kuruluşu, 2 Temmuz’da, “EU-Turkey: Strategic Gas Partnership” (AB-Türkiye: Stratejik Gaz Ortaklığı) başlıklı bir rapor açıkladı. Simone Tagliapietra ve Georg Zachmann tarafından hazırlanan raporda AB ile Türkiye arasında doğal gaz alanında işbirliği perspektifleri inceleniyor. Avrupa Komisyonu, bu yılın Şubat ayında, Southern Gas Corridor (Güney Gaz Koridoru) konusundaki çalışmaların yoğunlaştırılması ve Türkiye ile enerji alanında stratejik işbirliği kurulması için çağrı yapmıştı. Rapora göre böylesi bir işbirliği bölgenin doğal gaz ihracat potansiyelini en üst düzeye çıkaracak ve hem AB, hem de Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının karşılamasını daha güvenli kılacak.
2014 Ukrayna krizi AB yetkililerini doğal gaz ithalatı güvenliğini yeniden düşünmeye zorladı. Başlayan tartışmalar genişleyerek AB’nin genel enerji ve çevre politikaları tartışmasına dönüştü. Bunun sonucunda AB’nin Enerji Birliği (Energy Union) oluşturması fikri oluştu. Avrupa Komisyonu Başkanı Junker, Enerji Birliği’nden Sorumlu Komisyon Başkan Yardımcısı mevkisini oluşturdu. Bu çerçevede Komisyon bu yılın Şubat ayında Enerji Birliği Belgesini açıkladı. Enerji Birliği’nden sorumlu Maros Sefcovic, projeyi “Kömür ve Çelik Topluluğu’ndan bu yana Avrupa’daki en iddialı enerji projesi” olarak nitelemişti. Enerji Birliği, bir biri ile bağlantılı beş öğeden oluşuyor: Enerji güvenliği, dayanışma ve güven, tamamen entegre olmuş Avrupa enerji piyasası, enerji talebini azaltacak enerji verimliliği, karbona dayalı ekonomiden çıkış ve araştırma, yenilenme, rekabet. Avrupa Birliği ile Türkiye arasında geliştirilecek enerji işbirliğini AB’nin işte bu politikası zeminine oturtmak gerekir.
Ukrayna-Rusya bağlamında başlayan doğal gaz ithaltı güvenliği kaygıları çerçevesinde Avrupa Komisyonu kaynakları çeşitlendirmek için Güney Gaz Koridoru girişimine ağırlık veriyor. Girişim, Orta Asya ülkeleri doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasını öngörüyor. Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle, Hazar, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’den Avrupa’ya doğal gaz taşınmasında çok önemli bir oyuncudur. Raporda Nabucco projesinin başarısızlıkla sonuçlanması ve Nabucco sonrasında AB-Türkiye enerji ilişkileri inceleniyor. Rapora göre bu ilişkilerin momentum kaybetmesi ne AB’nin, ne de Türkiye’nin yararınadır.
Güney Gaz Koridoru’na doğal gaz sağlayacak ülkeler ve bölgeler hangileri? Birinci sırada Azerbaycan yer alıyor. Azerbaycan gazını taşıyacak TANAP çalışmaları başladı. TANAP, Trans Adriatik Boru Hattı’na bağlanarak doğal gazın Avrupa piyasalarına ulaşmasını sağlayacak. Azerbaycan, en güvenli doğal gaz sağlayıcısı olarak değerlendiriliyor. Bir diğer ülke Türkmenistan. Türkmenistan’ın zengin doğal gaz kaynakları var. İhracatı ağırlıklı olarak doğu yönüne, özellikle Çin’e gidiyor. Türkmenistan doğal gazı Hazar üzerinden Türkiye’ye, oradan da Avrupa’ya ulaşabilir. Ancak bu konuda özellikle Hazar Denizi’nin statüsü konusunda Rusya ve İran’dan kaynaklanan sorunlar var. 1 Mayıs 2015’te, Türkmenistan, Azerbaycan, Türkiye ve AB, Türkmenistan doğal gazının Avrupa’ya ulaşması konusunda işbirliği öngören ortak bir açıklama yaptılar. Türkiye üzerinden AB’ye doğal gaz sağlayabilecek bir diğer ülke İran. İran’ın çok zengin doğal gaz rezervleri var. İran’la varılan nükleer anlaşma ve bunun sonucunda ambargoların kalkacak olması İran’ı önemli bir ihracatçı konumuna yükseltebilir. Raporda, yeni bir oyuncu olarak Irak Kürdistanı bölgesi de yer alıyor. Türkiye’nin bu bölgede önemli rolü var. Orta vadede bu bölgeden doğal gaz da Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebilir. Raporda yer almasa da Doğu Akdeniz’deki doğal gaz potansiyelini de bu listeye eklemek gerek. Siyasal sorunlar çözümlenebilirse bu bölgenin doğal gazı da Türkiye üzerinden AB’ye gidebilir.
Raporda AB-Türkiye enerji işbirliğinde ortak diplomatik çabaların önemi vurgulanıyor. Buna ek olarak altyapı çalışmalarının finansmanının sağlanması gereğine işaret ediliyor. AB ile Türkiye’nin ortak stratejik çıkarları temelinde ortak finansman mekanizmaları oluşturulması öneriliyor. Avrupa Yatırım Bankası’nın bu konuda önemli rol oynayabileceği belirtiliyor. Raporda, Rusya’nın Güney Akımı’nı iptali sonrasında ilan ettiği Türk Akımı ve bunun Türkiye-AB enerji işbirliğini nasıl etkileyebileceği de analiz ediliyor. Türk Akımı’nın esas itibarıyla Rusya’nın çıkarlarına hizmet edeceğine ve Türkiye ile AB arasında potansiyel anlaşmazlıkları beraberinde getirebileceğine vurgu yapılıyor.
Sonuç olarak Bruegel raporu AB’nin zaman kaybetmeden Türkiye ile yeni bir enerji işbirliği platformu oluşturmasını öneriyor. Bu işbirliğinin her iki tarafa da yarar getireceği hatırlatılıyor. Bunun sonucunda bölgenin enerji politikalarında Türkiye’nin stratejik rolü büyüyecek. Konu ile ilgilenenler raporu Bruegel sitesinden indirip okuyabilir.