ABD’de ara seçimler yapıldı. Tüm dünya bu seçimleri ilgiyle yakından izledi. Seçimler ABD Başkanı Donald Trump konusunda adeta bir referanduma dönüşmüştü. Trump’ın söylemleri ve politikaları hem ülkesinde, hem de dünyada kutuplaşmaya yol açtığı için alınacak sonuç önemliydi. Trump, seçim kampanyasına çok aktif bir şekilde katıldı. Cumhuriyetçi Parti’nin kazanması için büyük çaba harcadı. Bu siyasi ortamda Amerikalı seçmenler geçmişten daha yoğun olarak sandığa gidip oyunu kullandı. Trump, partisinin Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluğunu korumak istiyordu. Bunu başarması durumunda iki yıl sonra yapılacak başkanlık seçimlerini kazanma şansı artacaktı. Sonuçta Demokrat Parti Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk sağladı. Cumhuriyetçi Parti ise Senato’da çoğunluğunu artırdı. Trump, Senato sonuçları nedeniyle seçim başarısından söz ediyor ama Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğun Demokratlara geçmiş olması iktidarda geriye kalan iki yılını zorlaştıracak. Ara seçimlerden sonra ABD için yeni bir dönem başlıyor. İki yıl sonra yapılacak başkanlık seçimleri için mücadele startı verildi diyebiliriz.
Donald Trump’ın ABD Başkanı olması dünyada popülizmin en büyük başarısıydı. Popülizm hala güçlenmeye devam ediyor. Son Brezilya seçimleri bunun kanıtıydı. Trump’la birlikte demokrasi zayıflamaya başladı. Trump bir çok uluslararası anlaşmadan çekildi. Böylece dünya barışını zayıflattı. INF Anlaşması’ndan geri çekilmesi, İran’la nükleer anlaşmadan çekilerek yaptırımları geri getirmesinin ne gibi tehlikeler yaratacağını bilmiyoruz. Ancak gidişat iyi değil. Trump, ABD’nin yumuşak gücünü, çekiciliğini azalttı. Nereden bakılırsa bakılsın Trump hem ABD, hem de dünya için bir tehlike. Umarız şimdi Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk sağlaması Trump’ın manevra alanını daraltacak, üzerinde kontrol olduğunu görecek. Köpeksiz köyde değneksiz gezme dönemi sona eriyor. Amerikan demokrasisinin en önemli yönlerinden biri kuvvetler ayrılığı (checks and balances). Parlamento (ve yargı) yürütmeyi denetleyebilir, dengeleyebilir. Trump ilk iki yılda Kongre’nin her iki kanadında çoğunluğa sahip olduğu için rahattı. Şimdi rahatı kaçacak. Kontrolsüz iktidar dönemi bitiyor. Siyasi kavga keskinleşecek.
The Guardian gazetesinde Richard Wolffe, “Donald Trump’s unchecked hold on power has come to an end” başlıklı yazısında yeni dönemde Trump’ın gücünün eskisi gibi olmayacağını yazdı. Bu doğru. Tabii seçimler Cumhuriyetçi Parti için tamamen yenilgi değildi. Sonuçta Senato’yu kaybetmediler, sandalyelerini artırdılar. Ancak ekonominin iyi gittiği bir dönemde aldıkları sonuçlar zafer de değil. Temsilciler Meclisi önemli yetkilere sahip ve kontrol Demokratlarda olacak. Karanlıkta kalmış bir çok konu soruşturulacak. Kısacası Trump’ın işi kolay olmayacak.
Amerikan ara seçimlerinin başka ilginç yönleri de vardı. Özellikle Demokrat Parti’den çok sayıda kadın Kongre’ye seçildi. Demokratlar kadınlar arasında büyük başarı sağladı. Seçimlerin kazananı kadın adaylardı diyebiliriz. Bu kadınlardan Alexandria Ocasio-Cortez sadece 29 yaşında. İlerici görüşleri ile biliniyor. Seçilen kadınlar arasında iki Müslüman kadının olması da dikkat çekici. Raşide Tlaib Filistin kökenli, İlhan Ömer Somali kökenli. Trump ve taraftarlarının İslamofobik söylemleri göz önünde bulundurulduğunda bu önemli. İlk kez iki yerli (native) Amerikalı kadın Sharice Davids ve Deb Haaland da Temsilciler Meclisi’ne seçildi. Siyah kadınlar başarılı oldu. Amerikan toplumu çeşitlilik içeren bir toplum. Beyazların üstünlüğünü savunan ırkçı görüşler ülke gerçekleri ile çelişiyor. Seçimlerde ırkçı görüş yenilgiye uğradı. Kongre şimdi ülkedeki çeşitliliği daha iyi yansıtacak.
Dünyanın en güçlü ülkesinde siyasi dengelerin değişmiş olması hepimizi yakından ilgilendirir. Demokrasiyi, insan haklarını, hukuk devletini, kuvvetler ayrılığını korumak ve güçlendirmek hepimizin görevidir. ABD ara seçimleri sonuçları bu açıdan umut verici. Trump nedeniyle Çin ve Rusya’daki otoriter rejimlerin çekici görünmesi hiç kimsenin yararına değil. Popülizmin, yabancı düşmanlığının, ırkçılığın, İslamofobinin, demagojinin, yalanların yükselmesi de kimsenin yararına değil. Daha iyi bir ülke ve dünya istiyorsak Trump gibilere karşı mücadele etmeliyiz. 2020’de Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesi felaket olur. Seçimler sonrasında Amerikan siyaseti ve dünya açısından ilginç bir döneme giriyoruz. Trumpizmi tarihe gömmek için kritik iki yıl bizi bekliyor.