ABD Başkanı Donald Trump uluslararası anlaşmalardan çekilme tavrını sürdürüyor. 20 Ekim’de yaptığı bir konuşmada bu kez 1987 yılında ABD ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekileceğini açıkladı. Konuyu Ruslarla görüşmesi için INF Anlaşması’na karşı olduğu bilinen şahin Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’u Moskova’ya gönderdi. Soğuk Savaş döneminde SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov ile ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından 8 Aralık 1987’de imzalanan INF, 500 ile 5 bin 500 kilometre menzili olan, karadan fırlatılan tüm güdümlü füzeleri yasaklıyor. Anlaşmanın imzalanması nükleer bir savaş tehlikesini azaltma çabalarında önemli bir başarı olarak değerlendirilmişti. İki süper gücün nükleer silahlarını azaltma yönünde atılmış önemli bir adımdı. Anlaşma çerçevesinde ABD ve Rusya 2692 kısa ve orta menzilli nükleer füzeyi yok atmişti. Sovyetlerin SS-20 ve ABD’nin karadan fırlatılan Pershing II balistik füzeleri buna dahildi. Anlaşma Avrupa’nın nükleer bir savaşta harap olması tehlikesini ortadan kaldırmıştı.
ABD, 2014’te Rusya’nın anlaşmayı ihlal ettiği şikayetinde bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı 2015, 2016, 2017 değerlendirmelerinde de aynı şikayeti tekrarladı. NATO’nun da bu yönde şikayetleri olmuştu. 2017’de NATO, Rusya’daki bir füze sisteminin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması’nı ihlal ettiğini tespit ettiğini, bunun ciddi endişeye neden olduğunu açıklamıştı. Tabii Rusya’nın da şikayetleri var. Rusya, ABD’nin anlaşmayı ihlal ettiğini savunuyor. Peki, çözüm anlaşmadan çekilmek mi? Hayır. Trump, anlaşmaya sadık kalması yönünde Rusya’ya baskı yapmak yerine anlaşmadan çekilerek hangi akla hizmet ediyor? Rusya bundan sadece memnun olur. Rusya’nın zaten anlaşmadan çekilme arzusu vardı. Trump, Putin’in işini kolaylaştırmış olacak. Trump’ın bu kararı Avrupa açısından ciddi güvenlik sorunları oluşturacak. Üstelik Trump INF Anlaşması’ndan çekilme kararını müttefik ülkelerle danışmalarda bulunmadan aldı. Yine müttefiklerini yok saydı. Halbuki anlaşma ikili olsa da bu konu sadece ABD ve Rusya’yı ilgilendiren bir konu değildir. Dünya barışını ilgilendiriyor. Nükleer silahlar konusundaki uzmanlar Trump’ın kararını sert bir şekilde eleştiriyorlar. Örneğin Harvard Üniversitesi’nden Martin Malin’in The Hill’de yayınlanan “Trump’s INF announcement: Another gift to Putin?” (Trump’ın INF Açıklaması: Putin’e Yeni Bir Hediye mi?) başlığını taşıyor. Chatham House uzmanlarından Dr. Patricia Lewis “Pulling Out of the INF Treaty is a Mistake That Will Affect Us All” (INF Anlaşmasından Çekilmek Hepimizi Etkileyecek Olan Bir Hatadır) başlıklı bir yazı yazdı. Nükleer konulardaki çalışmaları ile bilinen eski senatör Sam Nunn, anlaşmadan çekilmenin tehlikelerine işaret ederek tehlikeli bir zıtlaşmaya doğru atılan yeni bir adım olacağını, bunun nükleer savaşa yol açabileceğini belirtti.
Patricia Lewis’in de belirttiği gibi Vladimir Putin ve diğer Rus yetkililer 2000 yılından beri INF Anlaşmasından çekilme tehdidinde bulunuyordu. INF’in Soğuk Savaş döneminden kalma bir anlaşma olduğunu ve Rusya’nın yeni nükleer silahlar geliştirmesini engellediğini savunuyorlar. Yani Trump’ın kararı Rusya’yı memnun edecek. ABD tarafında Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton INF Anlaşmasına karşı olmakla biliniyor. Göreve gelmeden önce bu anlaşmadan çekilmeyi savunuyordu. Donald Trump’ın Bolton’un etkisi altında anlaşmadan çekilme kararı aldığı sanılıyor. Trump, INF Anlaşmasından sonra acaba diğer hangi anlaşmalardan çekilecek? Bu kararlar dünyayı nereye götürür? İnsanlar tehlikeleri görüp seslerini yükseltmezse nükleer bir savaşta yok olma tehlikesi artacak gibi.
Trump’ın INF Anlaşması ile ilgili açıklaması tehlikeli bir gelişmedir. Tüm dünyanın geç kalmadan bu tehlikeyi görmesi gerekiyor. Bu konuda öncelikle ABD halkının sorumluluğu vardır. Yapılan anketler Amerikan halkının çoğunluğunun INF Anlaşaması’ndan çekilmeyi onaylamadığını gösteriyor. 20-22 Ekim’de yapılan bir ankete göre Amerikalıların yüzde 49’u anlaşmadan çekilmemeyi savunuyor. Çekilme taraftarları yüzde 31. Amerikalı seçmenler önümüzdeki seçimlerde Trump’a gerekli mesajı verebilirler. Trump’ın maceracılığına göz yumacaklar mı? Avrupa ülkelerinin de sorumluluğu var. Sonuçta esas riskle karşı karşıya kalacak olan Avrupa’dır. Sessiz kalmamaları, hem ABD, hem Rusya nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmaları lazım.
Trump tüm dünyayı yeni tehlikelere sürüklüyor. Acaba dünyaya daha ne kadar zarar verecek? INF Anlaşması’nın korunması gerekir. İhlaller kontrol mekanizmalarını geliştirerek giderilebilir. Anlaşmadan çekilmek en kötü seçenektir.