kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
34,5866
EURO
36,1733
STERLIN
43,4599
BITCOIN
$98.250
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
9°C
LONDRA
9°C
Orta şiddetli yağmur
Salı Açık
7°C
Çarşamba Açık
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
6°C
Perşembe Açık
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
8°C
Cuma az bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
7°C

Türkiye yanlış yolda

26.03.2014
0
A+
A-

Türkiye’de Pazar günü yerel seçimler yapılacak. Seçim sonuçları önemli. Ama, seçimlere giderken izlediğimiz tablo hiç de iç açıcı değil.

Türkiye’de Pazar günü yerel seçimler yapılacak. Seçim sonuçları önemli. Ama, seçimlere giderken izlediğimiz tablo hiç de iç açıcı değil. Seçimlerin sonucu bu durumu değiştirecek mi? Sanmıyorum. Ülke hemen Cumhurbaşkanlığı seçimleri moduna girecek ve aynı tabloyu izlemeye devam edeceğiz. Pazar günü sandıktan çıkacak sonuçlara göre erken genel seçimlere de gidilebilir. Demek ki, kutuplaşma, gerginlik, hoşgörüsüzlük, ifade özgürlüğünün çiğnenmesi, kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılması, basın özgürlüğünün yara alması devam edecek.

Türkiye geçmişte ekonomik başarıları, demokratikleşme adımları, bölgesel girişimleriyle dünya basınına yansıyordu. Şimdi Türkiye ile ilgili başlıklarda ne var? Yasaklar, otoriterleşme, tek adam yönetimi. Türkiye’nin ve Türkiye’yi yönetenlerin imajı büyük darbe aldı. Şimdiki uygulamalar, yasaklamalar devam ederse, AB üyelik müzakerelerini askıya alabilir. Yasaklarla, yürütmenin keyfi müdahaleleri ile yönetilen, hukuk devletinin açıkça çiğnendiği bir ülkenin AB ile müzakere yapmasına ne gerek var? AB normları, kriterleri ortadadır. Türkiye’nin tuttuğu yol da ortadadır. Bu yollar çok farklı yerlere varır.

İngiltere’nin saygın düşünce kuruluşlarından Chatham House’un Türkiye Projesi Sorumlusu Fadi Hakura durumu şöyle özetledi: “Twitter yasağı Türkiye’nin imajını zedeledi ama Erdoğan’ın umurunda mı?” (Twitter ban batters Turkey’s image, but does Erdogan care?) Hakura, daha önce yükselişte olan Türkiye “markasının” Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da büyük darbe aldığını, liberal politikalar ve açık piyasa konularında Türkiye’yi ilham kaynağı görenlerin sayısının çok azaldığını, Tunus örneğinin ön plana çıktığını yazıyor. Hakura’ya göre tek adama dayalı, yukarıdan aşağıya yönetim ve kırılgan kurumlar, kalıcı ekonomik başarı ve siyasal olgunlaşma reçetesi olamaz. Fakura, Twitter yasağının, ülkeyi yönetenlerin psikolojisinin Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik,  siyasi ve dış sorunları etkili bir şekilde ele alma kapasitesi sergilemediğini de yazıyor.

Bir örnek daha vereyim. Türkiye’yi yakından bilen Lehigh Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Henri J. Barkey, “American Interest” dergisi internet sitesinde yer alan yazısında ve  söyleşide, 30 Mart seçimlerinin sonucu ne olursa olsun Başbakan Erdoğan’ın eski konumunda olamayacağını söylüyor. Başbakan veya Cumhurbaşkanı olarak göreve devam edebileceğini ama bir dönemin kapanmış olduğunu savunuyor.  Batı ülkelerinde bir Başbakan telefonla televizyon kanalı yöneticilerini arayıp müdahalede bulunsa bunun onu istifaya zorlayacağını, Türkiye’de Başbakan bunu yaptığını kabul ettiği halde hiçbir şey olmadığını hatırlatıyor. Verdiği mesaj şu: “Türkiye bize benzemiyor.” Bugünlerde Batı’da Türkiye konusunda fikir üretenlerin yazdıklarına baktığımızda benzeri değerlendirmeler ve eleştiriler görürüz. AB ve ABD hükümetlerinin değerlendirmeleri de bu yönde.  Türkiye’nin gidişatı konusunda kaygı ifade ediliyor. Demokratik normları çiğneyen uygulamalara sert eleştiriler yönetiliyor.

“Batılıların ne düşündüğü, ne yazıp çizdiği bizim için önemli değil” diye düşünenler olabilir. İş bu kadar basit değil. “İktidar kavgasını kazandıktan sonra kırıp döktüklerimizi tamir edeceğiz” diye düşünmek de sadece teselli olabilir. Sergilenen siyasi kültür Türkiye’yi demokrasi ve özgürlükler alanına taşıyacak nitelikte değildir. Bu siyasi kültürle Türkiye olsa olsa Rusya gibi ülkeler sınıfında yer alabilir. Rusya’da da seçimler yapılır. İktidar partisi oyların çoğunu toplar. Ama bu Rusya’yı demokratik bir ülke yapmaz.

Tanzimat’tan beri kendini gelişmiş, modern dünyaya uydurma çabası içinde zaman zaman ileri adımlar atmış, zaman zaman da gerilere gitmiş bir ülke olarak Türkiye yine zor bir dönemeçte. “Muasır medeniyetler” demokrasi, insan hakları, hoşgörü, farklı fikir ve inançlara saygı, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, basın özgürlüğü vs. temelinde kurulmuştur. Şu anda izlediğimiz Türkiye bu değerlerden uzaklaşmakta olan bir Türkiye’dir. Bu da üzüntü verici bir durumdur.

İktidar mücadelesinin kurallarını Anayasa ve yasalar belirler. Bunları zorlayarak iktidar mücadelesi vermek ülkeye sadece zarar verir. Zararın neresinden dönülürse kardır. 30 Mart seçimlerinin sonuçlarını ilgiyle izleyeceğiz ve değerlendireceğiz. Sonuçlar önemlidir. Büyük sürprizler beklenmiyor. Ama, sıkıntılar devam edecek gibi. En azından Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine kadar kutuplaşma ve sert kavgalar devam edecek. Türkiye’nin ciddi reformlara, demokratikleşmeye, demokratik siyasi kültüre ihtiyacı var. Fadi Hakura’nın vurguladığı gibi bunlar olmadığı sürece ekonomik büyüme yüzde 3’ler veya altında kalacak. Şimdiki durum devam ettiği sürece Türkiye’nin etkili dış politika yürütmesi de zor olacak.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.