Bağırsak kanserine yakalanan ve 6 aylık tedaviden sonra hastalığı yenen Polat deneyimini anlattı.
RÖPORTAJ: Yasemin Bakan
++++ Yeme alışkanlıklarımı tamamıyla değiştirdim, çekirdekli siyah üzüm, ceviz, bol sebze ve meyve tükettim. Yoğurdu kendim mayalıyorum. Hazır yiyecek yemiyorum.
+++++ Değiştiremeyeceğim hiçbir şeye üzülmemek gerektiğini öğrendim. Hasta olmak istemiyorsan, kızgınlığını unutup affetmeyi öğrenmelisin.
+++++İnsanın başına her an herşey gelebilir. Bu olaylara pozitif yaklaşıp üstesinden gelmeyi becermek gerekiyor.
“İstanbul’dan İngiltere’ye ilk gelişim 1986’da bağırsak kanserine yakalanan amcamın oğlunu Londra’ya tedavi ettirmek içindi. Amcamın oğlunun o zaman Londra’da tedavisini yaptırdık ve o Türkiye’ye döndü. Ben Londra’da kaldım. 1 yıl boyunca İngilizce eğitimi alıp, amcamın oğlunun kontrollerinde ona doktorlarla iletişim kurmak için tercümanlık yapacaktım. Ne yazıkki ben Londra’da iken amcamın oğlu Türkiye’de yaşamını yitirdi. Bizde o zaman eşimle gelmişken İngilizce öğrenip ondan sonra Türkiye’ye dönelim dedik. Ama bir süre sonra eşim ve oğlumla kalıcı olarak Londra’da yaşamaya karar verdik. O dönem bana rahim kanseri başlangıcı teşhisi konuldu. Kızıma hamile kaldım, o benim hayatımı kurtaran sebeplerden biri oldu. Biz o dönem Luton’da yaşıyorduk. 1989’da Londra’ya taşındık. Çeşitli derneklerde çalıştım. Kızımı bakıcıya vermek yerine kendim bakmak istediğim için evde tekstil işleri yaptım. Daha sonra Edmonton’da bir cafe alıp işletmeye başladım. Toplumla ilgili işler, cafe işleri derken bugünlere geldik.
HASTALIK NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Karnımda bir rahatsızlık ve sürekli yorgunluk hissediyordum. Doktorumdan tahlil istedim. Ancak ultrasonsandan bir şey çıkmadığı söylendi. Ama benim rahatsızlığın sürüyordu. Ailemde bağırsak kanseri öyküsü olduğu için bağırsak tahlili istedim bu sefer. MR ile birlikte çeşitli tahliller yapıldı, ultrasonsanlar çekildi. Doktor “Bağırsakta iç kanama bulduk bundan dolayı uzman görmelisin dedi. Ve uzmanın istediği çeşitli testlerden sonra en son yapılan MR sonucunda o gün yüzde 90 kanser olduğumu öğrendim. Kesin sonucu öğrenmek için doktora gittiğimde doktor bir elinde telefonla ve bana ayırdığı yarım saatin 20 dakikasını telefonda geçirerek, çok fazla ciddi olmayan bir tavırla bağırsak kanseri olduğumu açıkladı.
BABAMI, AĞABEYİMİ KANSERDEN KAYBETTİM
Babam ve ağabeyim bağırsak kanserinden yaşamını yitirdi. Tahliller yapılırken kanser teşhisi konma ihtimalini biliyordum. Ama yeneceğimi düşünerek teşhisi öğrenmeye gittim. Ama çok pozitif hastaneye gittiğim halde doktorun tavrından dolayı hayatımın bittiğini düşündüm. Bunları da doktora söyledim. “Türkiye’ye gitmek istiyorum orda ikinci bir uzman doktor görmek istiyorum. Annemin ve oğlumun yanında olmak ve onlara hastalığımı kendim söylemek istiyorum” dedim. Doktor “Hayır gidemezsin durumun çok ağır, bağırsakların uçaktayken patlayabilir, komaya girebilirsin ya da orda ağırlaşır Londra’ya dönemeyebilirsin” dedi.
TÜRKİYE’DE AMELİYATIMI OLDUM
Ben bağırsağımın Londra’daki doktorun dediği kadar kötü olduğunu düşünmüyordum. Bu kadar kötü olsa ben kendimi çok kötü hissetmem gerekir diye düşündüm, kötü hissetmiyordum. Bir arkadaşım doktorun bu tavrından dolayı Londra’da ameliyat olmamın doğru olmayacağı yönünde bana destek oldu ve ben ameliyatımı Türkiye’de uzmanlardan fikir almak istiyordum. Birçok doktor ve hastane araştırdık. Bu ameliyatlar oldukça külfetli. Sigortanız yoksa, devlet hastanesinde ameliyat olmanız için sigorta yaptırıldıktan sonra 1 ay geçmesi gerekiyor. Benim böyle bir vaktim yoktu. En sonunda Türkiye’de bağırsak kanseri ameliyatlarında uzman ve bu dalda bilinen Prof Dr Oktar Asoğlu’na ulaştım. Asoğlu, ameliyatımın çok acil yapılması gerektiğini söyledi ve ameliyatımı oldum. Ameliyatım çok başarılı geçti. 1 hafta hastanede kaldım ve Londra’ya geri döndüm.
KEMOTERAPİM LONDRA’DA YAPILDI
Prof Dr Asoğlu’nun önerisi derhal kemoterapiye başlamamdı. Ama North Middlesex zorluklar çıkardı. Bundan dolayı hastanemi değiştirdim ve UCL Hospital’dan randevu aldım kemoterapi için. İngiltere’deki hastaneler ameliyat olduktan 8 hafta sonra kemoterapiye başlamıyormuş. 8 hafta bekledim ve nihayet kemoterapiye başladım. Bu süreçte acile gittiğim bir gün North Middlesex Hospital’da alerjim olduğunu söylememe rağmen kullanmamam gereken ilaçlar verildi ve komaya soktular beni.
Kemoterapi olana kadar bende nasıl bir tedavi olduğunu bilmiyordum. 4 çeşit kemoterapi veriyorlardı. İki kemoterapi hastanede oluyor. 2 haftada bir 3 gün sürüyordu. Bir gün 4.5 saat hastanede ve diğer iki gün kemoretapide karıştırılarak bir tüple takılıyordu bu kemotrapide 2 buçuk gün evde alıyordum. Kemoterapi şöyle bir şey: Vücuda önce glükoz (şeker) veriliyor. Şeker kanseri sevdiği için kanserli hücreye doğru gidiyor, ilaçta glükozu takip edip kanserli bölgeyi tedavi ediyor. Bu kemoterapi esnasında kalabalığa karışmaman gerekiyor. Gıdaya dikkat etmek gerekiyor. Kandaki alyuvar ve akyuvarların yükselmesi için siyah üzüm, ceviz, bol sebze ve meyve tükettim. Normalde de zaten böyle beslenmek gerekiyor. Arkadaşlarımın ve ailemin çok büyük desteğini gördüm. Ben kemoterapi sürecini çok rahat geçirdim.
BAĞIRSAK KANSERİNİ YENDİM
6 ay süren kemoterapi, aile ve arkadaşlarımın desteği ve yeme alışkanlıklarımı değiştirmemle birlikte bağırsak kanserini yendim. Ağrım yok, bağırsaklarımda herhangi bir sağlıksız durum hissetmiyorum. Bütün tahlillerim temiz çıktı. Fakat bu temiz tahlillerin ardından North Middlesex Hastanesi’nde yapılan tahliller ve ultrasonda gözden kaçan böbrek kanseri tedavisi sürüyor ve şimdi böbreğim alınacak. Bunun da üstesinden geleceğim!”
ASLA “NEDEN BEN?” DEMEDİM
“Kanser teşhisi konduğundan beri hiç “neden bu benim başıma geldi” demedim. Bunu hiç sorgulamadım. Aksine “Benim bunu yaşamam gerekiyordu” dedim. Ben bu hastalığı ve deneyimi yaşamalıyım ki hem hayatımdaki bazı şeyleri değiştireyim hem de bu hastalığa yakalanan insanlara örnek olabilecek bir şeyler yaparım diye düşündüm. Her şeyin bir nedeni var diye düşünüyorum. Bu hastalığında başıma gelmesinin nedeni var diye düşündüm. Bana çok şey öğretti. En önemlisi ise senin elinde olmadan değiştiremeyeceğin hiçbir şeye üzülmemeyi öğretti. Affetmeyi öğretti. Herkesin başına herşey gelebilir. Bunların üstesinden gelmeyi becermek gerekiyor. Birçok projem var. Üniversiteye başlayacağım.”
BESLENME NASIL OLMALI?
-Bol su
-Her öğünde sirkeli yeşil salata
-Bol sebze ve içinde çok şeker olduğu için az meyve
-Kuruyemişler özellikle çekirdekli siyah üzüm ve ceviz
-Az pişmiş sebze ile baklagilli çorbalar
-Zencefil çayı ve adaçayı
-Kırkkilit otu çayı 40 hastalığa şifa oluyor.
-Karabaş otu kullandım
-Böbrek otu çayı