Belki dünya IŞİD’in sergilenebilecek her tür vahşeti sergilediğini, eklenecek yeni bir şey olmadığını düşünüyordu. Şimdiye dek ne yapmadı ki? İnsanları boğazlamak ve bunların videolarını yayınlamak en tüyler ürpertici yöntemiydi. Ama başka yöntemler de uygulamıştı. Kadınları köle yapmak, pazarlarda satmak, insanları çarmıha germek, yüksek binalardan aşağıya atmak repertuarında vardı. Bunlardan daha korkunç bir şey yapılamayacağını düşünenler yanıldı. Ürdünlü pilot Moaz al-Kassasbeh’in bir kafese konarak yakılması ve bunun videoya çekilmesi sanırım tüm dünyada şok etkisi yarattı. Böylesi bir haberi işitip etkilenmemek mümkün mü? The Independent gazetesinde Robert Fisk, aslında IŞİD’in insan yakma yöntemini daha önce de kullandığını yazdı. Esir aldığı Suriyeli askerleri yakıp başlarını kebap yaparak bu eylemlerin videolarını da yayınlamışlar. Dünya o zaman buna dikkat etmemiş. Şimdi Ürdünlü pilot olayı, IŞİD’in vahşeti daha üst boyutlara ulaştırabileceği mesajını tüm dünyaya iletmiş oldu.
İŞİD’in niçin bunları yaptığı tartışılıyor ve tartışılacak. Bu konuda çeşitli cevaplar var. Amaçlarından biri korku salmaktır. Korku salarak sonuç elde etmek insanlık tarihinde var olan bir şey. Robert Fisk, yazısının başlığında “Cengiz Han türü” acımasızlıktan söz ederek Moğolların uyguladığı yöntemlere atıfta bulunuyor. Acımasızlık konusunda belki Moğollar çok ünlüdür ama bu sadece onlara özgü değildir. Değişik dönemlerden çok değişik örnekler verilebilir. Bunun listesi çok uzun olur. İnsanlar olarak bazen korkunç şeylere imza atabileceğimize tarih tanıklık ediyor. Özellikle de savaşlarda. Hitler’in, daha sonra Pol Pot’un yaptıkları bunun yakın geçmişteki ünlü örnekleri.
21. yüzyılda bu tür vahşetin geride kaldığını düşünüyor olabiliriz. Dünyanın belirli bölgelerinde (özellikle gelişmiş ülkelerde) durumun değiştiği, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının, demokrasinin kök saldığı yerlerde bu tür olayların geride kaldığı doğrudur. Ama dünyanın sorunlu bölgelerinde korkunç şeyler olmaya devam ediyor. Bunlar genellikle basına yansımıyor. Dünya gündemini oluşturmuyor. Batı basını bunlarla pek ilgilenmiyor. Ayrıca kendi içinde bu tür vahşeti yasaklamış olan Batılılar, dünyanın başka bölgelerinde vahşete imza atabiliyorlar. IŞİD türü örgütlerin tohumlarının Irak’ta Abu Ghraib Hapishanesi’nde, Amerikalılarla İngilizlerin Irak’taki diğer bazı uygulamaları, bölgedeki diktatörlüklere verdikleri destekle yeşerdiğini unutmamak gerek. Ortadoğu’da yaşanmakta olanlarda Batı’nın günahları önemli rol oynar. Elbette bölge halklarının sorumluluğu da büyüktür.
IŞİD’in amacı sadece korku salmak değil Ürdün ve benzeri ülkelerde bölünmeler yaratmak, halkın bir kesimini hükümete karşı harekete geçirmek, kendine karşı oluşan koalisyonda gedik açmaktır. Ürdün kamuoyunun hatırı sayılır bir bölümü ülkelerinin IŞİD karşıtı koalisyon içinde yer almasına, Ürdün uçaklarının IŞİD’e yönelik operasyonlara katılmasına karşıdır. IŞİD, pilotu yakarak, Ürdün toplumunda şok etkisi yaratmak ve hükümeti koalisyondan çekilmeye zorlamak istiyor. Batı yanlısı Ürdün Kralı’na tehdit mesajı gönderiyor. IŞİD’in bu taktiği ters tepebilir. Pilotun yakılması görüntüleri halkı hükümete destek vermeye itebilir. Ürdün hükümetinin politika değiştireceğini sanmıyorum. Tam tersine, daha büyük bir gayretle IŞİD karşıtı operasyonlara katılacak. Pilotun yakılmasına yanıt olarak iki kişinin idam edilmesi bu mesajı veriyor. Ürdün’ün bu uygulaması da problemlidir. Devletler intikam almazlar, hukuk kararlarını uygularlar. Söz konusu iki kişi idama mahkum edilmişti ama pilotla ilgili haberin hemen arkasından idam edilmeleri intikam veya misilleme oluyor. Bu yanlıştır. Tekrarlıyorum. Devletler intikam almaz. Diğer yandan Birleşik Arap Emirlikleri’nin IŞİD’e yönelik hava operasyonlarına katılmayı askıya aldığı öğrenildi. Demek ki korkutma sonuç verebiliyor.
Ortadoğu’daki şiddet sarmalı belli ki kısa sürede bitmeyecek. IŞİD, korkunç yöntemlerin derecesini yükseltebileceğini gösterdi. Bunun karşısında soğukkanlı olmak, korkmamak ve Ortadoğu’yu yayılan bu şiddet olaylarından kurtarmak için uzun vadeli bir stratejiyi hayata geçirmek gerek. IŞİD sorununun çözümü zaman alacak. Ama sonuçta çözümlenecek. Bu örgütün bölgede geleceği olması mümkün değil. Elbette Ortadoğu’nun sorunu sadece IŞİD değil. Korkunç uygulamalar yapan başka aktörler de var.
Ürdün doğumlu Zarqawi’nin kurduğu örgüt IŞİD haline geldi ve şimdi Ürdünlü bir pilotu yaktı. Buna sert tepki göstermek herkesin görevi. Bölge ülkeleri ve uluslararası aktörler Ortadoğu’nun geleceği konusunda işbirliğini güçlendirerek bu eyleme cevap verebilir.