ABD’deki İran yaptırımları davasında suçlu bulunan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla Türkiye’ye gönderildi. Pennsylvania eyaletindeki FCI Schuylkill Cezaevi’nde hapis cezasını tamamlayan Atilla dün akşam İstanbul’a giden THY uçağına bindirildi. Atilla’nın bulunduğu uçak TSİ ile 11:30’da İstanbul’a indi. 19 Temmuz’da tahliye edilen Atilla, 27 Mart 2017’de New York’ta gözaltına alınmıştı. 19 Mart 2016’da tutuklanan Rıza Sarraf ile birlikte ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmekle suçlanıyordu.
Sarraf itirafçı olmadan önce
Rıza Sarraf, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin FETÖ kumpası olarak nitelendirdiği 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla Türkiye’nin gündemine oturdu. Sarraf, 16 Aralık 2013’te, aralarında dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da olduğu çok sayıda şüpheliyle birlikte gözaltına alınmıştı. Sarraf’ın Türkiye’nin altın ihracatı karşılığı İran’dan doğalgaz alımını yürüten isim olduğu öne sürülüyordu. İddiaya göre Sarraf, bunun için kamu görevlilerine rüşvet veriyordu. Sarraf’ın Zafer Çağlayan’a hediye ettiği iddia edilen pahalı saat ve dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler ile arasında geçtiği iddia edilen ses kaydı büyük yankı uyandırmıştı.
Türkiye’de 17 Aralık 2013’te tutuklanıp 28 Şubat 2014’te serbest bırakılan Sarraf hakkındaki “bakanlara rüşvet verme” suçlamaları düşürüldü, “delillerin usulsüz toplanması” gerekçe olarak sunuldu. Sarraf, 17 Aralık operasyonlarında el konulan 1 milyon TL, 800 bin euro ve 60 bin doları 55 bin TL’lik faiziyle birlikte, 2 kilo altını da aynen geri aldı.
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, “Altın ihracatı yapan bir zat. Ülkeye katkısının olduğunu biliyorum. Hayır işlerine girdiğini biliyorum” diye nitelendirdiği Sarraf’ın tahliyesini “Adalet yerini buldu” sözleriyle değerlendirdi. Tahliyesinin ardından iktidara yakın bir kanalda bir programa katılan Sarraf, “Cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım” diyerek kendini savundu. Hakkındaki suçlamaları ise reddetti.
Sarraf itirafçı olduktan sonra
Sarraf, 16 Mart 2016’da ise iddiaya göre tatil için gittiği Miami’de gözaltına alındı. 21 Mart 2016’da ise mahkemeye çıkarılıp tutuklandı. Sarraf’ın 2010-2015 arasında ABD’nin nükleer programı nedeniyle İran’a uyguladığı yaptırımları delmekle suçlanması, yargılama sürecinin Türkiye’ye uzanabileceği endişelerine yol açtı. Türk hükümeti, Sarraf’tan haber alınamadığı, can güvenliğinden endişe edildiği gerekçesiyle iki nota ile ABD makamlarından bilgi istedi. Ancak Sarraf’ın, yargılanmasına kısa bir süre kala 26 Ekim 2017’de hakkındaki suçlamaları kabul edip savcılıkla iş birliğine gittiği ortaya çıktı.
Sarraf’ın altın karşılığı doğalgaz ticareti için kullandığı banka ise devlet bankası olan Halkbank’tı. Mehmet Hakan Atilla, Sarraf’ın tanık konumuna geçmesiyle davanın tek sanığı olarak yargılandı.
Atilla, 27 Mart 2017’de FBI ajanları tarafından gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra Sarraf’ın yaklaşık bir yıldır hapis yattığı Metropolitan Correctional Center New York’a götürüldü. Nisan 2017’de Atilla ve Sarraf dosyaları birleştirildi. Atilla’nın avukatları dosyanın Sarraf’tan ayrı yargılanmasını talep etse de bu kabul edilmedi. New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde görülen duruşma başladığında artık Rıza Sarraf sanık değil tanık konumundaydı.
Tanık olarak dinlenen Sarraf, önemli iddialarda bulundu. Savcının, “Orada damat ile başlayan bir mesaj var. Bu damat kimdir?” sorusunu “Berat Albayrak. Türkiye Enerji Bakanı. O dönem Enerji Bakanı değildi” diye yanıtladı. Sarraf, Hâkim Richard Berman’ın “BB kim?” sorusuna da “Başbakan efendim” yanıtını verdi. Rıza Sarraf, Hakan Atilla’ya ise hiçbir zaman rüşvet vermediğini söyledi.
Atilla ise Rıza Sarraf’ın bankanın genel müdürü Süleyman Aslan’a rüşvet verdiğini iddia etmesiyle ilgili, bu konuda bilgi sahibi olmadığını söyledi. Kendisinin ne Rıza Sarraf’tan ne de bir başkasından rüşvet aldığını ifade etti. 17 Aralık operasyonu sırasında, Halkbank’ın genel müdürü olan Süleyman Aslan’ın evinde yapılan aramada ayakkabı kutularında 4.5 milyon dolar bulunmuştu. Bu paralar da daha sonra Aslan’a iade edilmişti.
32 ay hapis cezası verildi
3 Ocak 2018’de jüri kararını açıkladı. Buna göre Atilla’nın, kara para aklama suçlaması düştü. ABD ve ABD Maliye Bakanlığı’nı dolandırmak için kumpas kurmak, İran’a uygulanan Amerikan ambargosu ve Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı delmek için kumpas kurmak, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak, Amerikan bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurmak ve yasadışı finansal işlemlere bilinçli olarak göz yummaktan ise suçlu bulundu.
New York Güney Bölgesi Savcılığı, Atilla’ya 188 ay hapis ve 50 ile 500 bin dolar para cezası verilmesini talep etti. 16 Mayıs 2018’deki karar duruşmasında ise hâkim Richard Berman, Atilla’nın 32 ay hapis cezası almasına, cezaevinde kaldığı 14 aylık sürenin aldığı cezadan düşürülmesi ve 500 bin dolar para cezası almasına hükmetti.
Kararın ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Adil yargılama ilkesiyle bağdaşmayan ve tamamen kurgudan ibaret bir sürecin sonucunda Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’yı suçsuz olduğu halde 32 ay hapis cezasına mahkum etmiştir” denildi.
Ağustos 2018’de ise Atilla’nın tutuklu ve hükümlü olarak hapiste kaldığı zaman ve iyi hali değerlendiğinde Atilla’nın 11 ay sonra tahliye edileceği açıklandı.
Brunson ile takas iddiaları
Atilla’nın ABD’deki tutukluğu süresince devlet yetkilileri devreye girip ülkeye iadesini istedi. Hatta Türkiye’de tutuklu bulunan ABD’li Rahip Brunson ile takas edilebileceği iddiaları ortaya atıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kasım 2018’de Brunson krizinin çözülmesinin ardından ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleşen ilk görüşmesinde, taleplerinden biri Hakan Atilla’nın serbest bırakılması oldu. Erdoğan, Trump’ın kendisine “Bu konuda talimat vereceğim” dediğini de açıkladı. Ancak hem Atilla hem de New York Güney Bölgesi Başsavcılığı temyiz başvurusa gitmişti ve bu da ABD yasalarına göre tutuklu bir sanığın iadesi için engel teşkil ediyordu.
Tanık Korkmaz’ın iadesi istendi
Hakan Atilla davasında tanıklık yapan eski komiser Hüseyin Korkmaz, duruşmada 17 Aralık operasyonu kapsamında Rıza Sarraf’ın ev ve iş yerlerindeki aramalar sonucu ele geçirilen belgeler hakkında bilgi verdi. Korkmaz, Türkiye’de 17-25 Aralık davalarının sanığıydı ve FETÖ üyeliği suçlamasıyla hakkında yakalama kararı vardı. Atilla davasındaki ifadesi sonrası Korkmaz hakkında, yokluğunda tutuklama kararı verilmesine hükmedildi. Ayrıca Korkmaz’ın iadesi için ABD’deki adli makamlara başvuru yapıldı. Öte yandan tanık listesinde adları geçtiği iddia edilen Cumhuriyet Halk Partisi eski milletvekili Aykan Erdemir ve bankacı Osman Zeki Canitez hakkında da FETÖ üyeliği suçlamasıyla yakalama kararı çıkarıldı. Ancak aynı tarihte Erdemir’in adının New York Bölge Mahkemesi’ne bildirilen tanık listesinde olmadığı ortaya çıktı. Erdemir, iddiaların asılsız olduğu gerekçesiyle savcılıktan takipsizlik kararı talep etti.
Hakan Atilla ise geçen yıl ağustos ayında, beraat talebiyle gerekçelerini sunarak mahkeme kararını temyize götürmüştü. Hakan Atilla, Türkiye’ye döndükten sonra temyiz süreci devam edecek.