Onları çocuğunuza yedirmeyin!

Özellikle çocukların çok fazla tükettiği cips, hazır kurabiye, kek, çikolata gibi gıdalarda daha çok bulunan trans yağ asitleri, kolesterol düzeylerini olumsuz yönde etkileyerek kalp krizi, felç, damar tıkanıklığı gibi pek çok ciddi hastalığa neden oluyor.

Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Dr. Mahya Sultan Tosun, trans yağın zararlarıyla ilgili bilgi verip korunma yollarını sıraladı.

Sıvı bitki yağlarının hidrojen ile ısıtılması sonucu oluşan trans yağların günümüzde ticari olarak hazırlanan pek çok gıdada kullanıldığını belirten Dr. Tosun, özellikle çocukların çok fazla tükettiği kraker, cips, patates kızartması, hazır kurabiye ve kekler, bisküvi, çikolata ile poğaçalarda trans yağın bulunduğunu belirtti.

Dr. Tosun, “Gelişen margarin endüstrisi nedeniyle üretim ve depolama koşullarına bağlı olarak yüksek oranda trans yağ asidi içeren gıdaların üretimi artmıştır. Trans yağlar gıda endüstrisinde özellikle bisküvi, kek, çikolata, cips, kraker, mayonez, milföy hamuru, pizza, gofret ve benzeri birçok ürünün üretiminde ve derin yağda kızartılmış fastfood tipi gıdaların hazırlanmasında kullanılmaktadır” dedi.

KALP DAMAR HASTALIKLARI RİSKİNİ ARTIRIYOR

Trans yağ asitlerinin, LDL (kötü kolesterol) düzeyini artırdığını ve HDL (iyi kolesterol) düzeyini düşürdüğünü belirten Tosun, kolesterol düzeylerinin olumsuz etkilenmesi sonucu kalp damar hastalıkları riskinin artığını belirtti.

Trans yağların özellikle çocukların çok tükettiği hazır gıdalarda kullanılması sebebiyle aileleri uyaran Tosun, çocuklarda erken yaşlarda doğru beslenme alışkanlığının kazandırılması gerektiğini belirtti. Dr. Tosun, alınan ürünlerde trans yağ kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmesini istedi

Sebzelerle zayıflayın, sağlıklı kalın

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya genel olarak bütün sebzelerin bitkisel karbonhidrat kaynağı aynı zamanda da çok iyi lif kaynağı olduğunu belirtiyor.

Uzman doktor Türk pişirme tekniklerinin yanlış olduğunu ve yanlış bir beslenme şekli uygulandığını bununda hem şişmanlığa hemde çeşitli hastalıklara sebep olduğunu söylüyor.

SEBZE İLE KURUBAKLAGİLİ BİRLEŞTİRİN

“Zayıflamaya karar verildiğinde ilk yapılacaklardan biri öğün dengesinde sebzelere daha ağırlık vermek olsun.  Artık sofralardaki baskın olan unlu karbonhidratları (pilav, makarna, börek, ekmek, patates…) azaltalım, onların yerine sulu karbonhidratları; yani sebzeleri koyalım.

Sebzeleri et, kıyma, tavuk, yumurta veya peynirle zenginleştirmeye çalışın. Proteinle birleştiremediğinizde içine ya kurubaklagil (fasulye, nohut mercimek)  ya da yoğurt koyun. Çünkü sebzelerin su oranı yüksek olduğundan tek başına sebze yemekleri  yaparsanız daha çabuk sindirirsiniz ve daha çabuk acıkırsınız.

SEBZEYİ ÇOK PİŞİRMEYİN

Sebzeyi çok pişirip öldürmeyin. Çiğ kullanma şansı olan sebzeleri çiğ kullanın. Mesela ıspanak, pırasa gibi sebzeleri salatalara katmayı ihmal etmeyin. Her öğünde sofrada birkaç çeşit sebze bulundurmaya gayret edin. Göz doygunluğu için salata, haşlanmış sebze ve zeytinyağlı sebze yemeğini bir arada bulundurabilirsiniz. Bunu et, yoğurt, su ve az ekmekle çeşitlendirerek sağlık için gerekli tüm besin gruplarını da vücuda almış olursunuz.

BUHARDA PİŞİRME EN İYİ YÖNTEM

En iyi sebze pişirme yöntemi buharda haşlamadır. Bu şekilde vitamin ve minerallerini daha iyi korurlar. Suda haşlanan sebzelerin haşlama suyunu dökmeyin, çorbalarınızda kullanın.

Soğanı yağla kavurup sonra sebzeyi koyma alışkanlığınızdan vazgeçin. Hep tüm malzemeyi aynı anda koymaya çalışın, en sona yemek piştikten sonra yağını ekleyin.

TUZU EN SON ATIN

Tuzu da yemek piştikten sonra atarsanız tuzun içindeki iyodu da korumuş olursunuz. Çünkü iyot ısı ile bozulabilir. Tiroid hormonlarımız için iyot şart ve ülkemizdeki en büyük guatr nedeni iyotsuzluk.