Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını tamamlamasının ardından, Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının kesin ve tartışılmaz olduğunu vurgulayan bir basın açıklaması yaptı. Platform, demokratik, laik, çağdaş ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanan Türkiye’nin, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılığının önemine dikkat çekti.
Açıklamada, hukuk devletinin siyasal iktidarın gücünü hukuk ilkeleri çerçevesinde sınırlayarak denetime tabi tutması gerektiği ifade edildi. Hukuk devletinin, vatandaşlara hukuksal güvenliği sağlayan bir devlet olduğu belirtildi. Yargı kurumları arasında bir hiyerarşi olduğu vurgulanarak, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının kapsamlı bir şekilde uygulanması gerektiği altı çizildi.
Açıklamada, Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu, İstanbul Gezi Olayları nedeniyle cezalandırılan ve 14 Mart Genel Seçimleri’nde Hatay ilinden milletvekili seçilen Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı kişisel başvurunun sonucunda AYM’nin verdiği “Hak İhlali” kararının yerine getirilmemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne havale edilmesini eleştirdi. Bu durumun anayasal bir krize neden olduğu belirtilerek, AYM’nin daha etkin bir tepki göstermesi gerektiği ifade edildi.
Açıklamada, bireysel başvuru hakkının önemine de değinilerek, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararını yok saymasının ve kabul etmemesinin hukuk devletine aykırı bir rest çekme olduğu vurgulandı. Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk ve eski AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın bu durumu hukuksuzluk, anayasaya aykırılık, akıl tutulması ve hukukun kötüye kullanılması olarak değerlendirdikleri belirtildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili yaptığı açıklamaların krizi derinleştirdiği ifade edilen basın açıklamasında, siyasi erkin adalet sistemine müdahale etmemesi gerektiğine vurgu yapıldı. Cumhurbaşkanının anayasal ve yasal değişikliklerin süratle yapılması ve kalıcı çözümün yeni bir sivil anayasa ile mümkün olduğu yönündeki açıklamalarının krizi daha da büyüttüğü ifade edildi.
Son olarak, Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu, adalet sisteminin bağımsız, tarafsız ve kanunlara dayalı olarak işlemesinden yana olduklarını belirterek, yargının güvenilir ellerde olması ve siyasetin yargıya müdahalesiz kalması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının kesin ve tartışılmaz olduğu, derhal uygulanması gerektiği vurgulandı.