Sivas Katliamı’na ilişkin firari 3 sanığın yargılandığı son davada karar çıktı. Mahkeme heyeti, davanın düşmesine karar verdi. Firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın yargılandığı davada savcı 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesini talep etmişti.
2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Oteli’nde 35 kişinin yanarak hayatını kaybettiği katliama ilişkin son dava, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Firari üç sanık ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanıyordu.Firari sanıkların Almanya’da olduğunu ve adreslerine kadar bilindiğini söyleyen avukatlar, Almanya’nın tüm iade taleplerini reddettiğini aktardı.
Sivas Katliamı davasında mahkeme zamanaşımı kararı ile ilişkin Britanya Alevi Federasyonu 17 Eylül Pazar günü basın açıklaması yaptı.
”Yakanlar hep aynıdır. Onlar zalimlerdir. Amaçları, nedenleri, gerekçeleri, arzuları bir ve benzerdir. Onlar düşüncenin, aydınlığın, gelişip ilerleyen insanlığın düşmanlarıdır. Farklı olandan korkan, farklı olana tahammül etmeyen ve farklı olana nefret besleyenlerdir. Onlar yakanlardır. İnsanlığın, insanlık birikim ve değerlerinin düşmanlarıdır. Karanlığın bekçileri, zulmün cellâtlarıdır. Onlar sırtını zalimlere dayayanlardır. Egemenin ve düzenin beslemesi olanlardır. Ve kesinlikle yüreği, merhameti, toplumsal değerleri çürüyenlerdir. İnsanlıktan istifa edenlerdir.
Kendi sarayları, saltanatları için her türlü adaletsizliği, hukuksuzluğu yapanların adaleti yoktur, olamaz. Bu adaletsiz iktidar muhalefete, sisteme karşı en ufak eleştiride bulunan, söz söyleyenlere, soruşturmalar açmakta, gözaltılar, tutuklamalar, yurtdışı çıkış yasakları ile egemenliklerini güçlenirmeye, saltanatlarını yıkılmaz kılmaya çalışıyorlar. İnsanları diri diri ateşe atarlar. İnsandan meşale yaparlar. “Canlar can olur da eller tutuşur/Dost evinde canım sevda tutuşur/Pir Sultanlar ölmez binler yetişir/Akar gelir canlar tarih tutuşur.” Onlar yakılanlardır. Onlar; mazlumlar ve masumlardır. Ölü ozanlar kentinin ölümsüz ışıklarıdır. İnsanlık meşaleleridir. Aydınlık yürekli 33 turnadır. Onlar; Sivas’ta adı barış olan, Madımak Oteli’nde diri diri yakılan canlardır. Ve ne yazık ki, yiğitçe, eşitçe bir kavga hakkı elinden alınmış, vahşi ve kalleşçe katledilmişlerdir Pir Sultan yurdunda yakılanlar, zulme ve adaletsizliğe Pir Sultan’ca karşı çıkarlar. “Bu düzeni kim kurmuş, bizler de bilek” derler. Bozuk düzende sağlam çark olmadığını gericiliği ve “bozuk düzeni” sorgularlar. Pir Sultan ışığını taşırlar. İşte karanlığın sahipleri ve bekçileri bu ışıktan, bu sesten korkarlar. Yakılmalarına sebep budur.
Alevilerin yürüttüğü mücadelenin 30’uncu yılında hiçbir yol almayan mahkeme süreci ne yazık ki bu davayı zaman aşımına uğrattı. Dün ifade ettik bugünde ediyoruz Madımak katliamı insanlığa karşı işlenen bir suçtur.
Sivas’ı yakanlara inat Sivas’ta semahlar dönmeye devam edeceğiz, sazlar çalmaya devam edeceğiz ve cemler tutulmaya devam edeceğiz.İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarında zaman aşımı olmaz. Madımak katliamı davasında ki alınan kararı tanımıyoruz, bu kararla Pir Sultan yurdu hâlâ yanmakta, yüreklerimiz kanamaya devam etmektedir. Yakanların karşısında ve yananların yanında yer almadıkça, zalimin ateşi elinden alınıp “Bu ateş sizi de yakar” demedikçe canlarımız yanmaya, yürek yangınlarımız büyümeye devam edecektir.Bin kere zulüm görsek de bir kere zalim olmayacağız. Sivas katliamı Alevi katliamdır. Arkasında devlet vardır. Arkasında devlet olmasaydı katiller serbest bırakılmazdı. Arkasında devlet olmasaydı bu dava zaman aşımına uğramazdı. İnsanlığa karşı işlenen sularda zaman aşımı olmaz. Madımak insanlık davasıdır.”