İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çerçevesinde Türkiye’nin mevcut siyasi yapısını sert bir dille eleştiren bildiri yayınladı. Yazılı açıklamada “Egemenlik ve bağımsızlığımızın 97inci yıldönümüne Cumhuriyet’imizin bağımsızlıkçı ve özgür iradesinin elinden alınmaya çalışıldığı bir dönem de giriyoruz.” ifadelerine yer verildi. İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Jale Özer’in imzasını taşıyan açıklama şöyle:
“23 Nisan 1920 yılında Hakimiyet-i Milliye olarak ve 1935 yılından itibaren Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan; egemenlik ve bağımsızlığımızın 97inci yıldönümüne Cumhuriyet’imizin bağımsızlıkçı ve özgür iradesinin elinden alınmaya çalışıldığı bir dönem de giriyoruz.
Atatürk’ün, bağımsızlığın ve millet iradesinin en üst seviyeye çıktığı kurum olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin( Gazi Meclisi ) açıldığı 23 Nisan’ı Türk çocuklarına armağan etmesinin nedeni; Onları ülkenin güvencesi ve umudu olarak görmesidir.1922 yılında Bursa ilini ziyaretleri sırasında kendisini karşılayan, çocuklara şöyle seslenmiştir; “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
Yaşadığımız son yıllarda ise Cumhuriyet döneminde başlayarak devam eden aydınlanma tamamen terkedilmiş, Cumhuriyet kazanımlarımızın içi boşaltılmış, eğitim sistemimiz tamamen çarpıtılmış, ulusal değerlerimiz ayaklar altına alınmış ve buna bağlı olarak da düşünmeyen, sorgulamayan dindar ve kindar bir gençlik yaratılmıştır.
Bugün bizim görevimiz Büyük Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’nin geleceğini emanet ettiği çocuklara Atatürkçü Düşünce Sistemini öğreterek, bilim ve akla dayalı eğitimi sağlayarak sorgulayan, düşünen, sanattan anlayan, zevk alan çağa uyum sağlayan bir gençlik yetiştirmektir.
Ulusal Egemenlik Bayramı’mızın 97. yılnda 16 Nisan’dan sonra halkın iradesinin elinden alınılmaya çalışıldığı döneme Mustafa Kemal Atatürk’ün yol haritasını rehber alarak mücadeleyle giriyoruz. 16 Nisan referandum sürecinde halkımız “Vatan söz konusu ise gerisi teferruattır“ sözünü özümseyerek partiler üstü çalışmalarıyla bir araya gelip kenetlenmiş Anadolu’nun her tarafında tekrar çoban ateşleri yanmaya başlamıştır. Bizlere düşen görev bu mücadele ruhunu daha da yükseklere taşımaktır. Bunun için pusulamız: Mustafa Kemal Atatürk’ün yol haritasıdır.”
