Bugün 11 Eylül. 2001 terör saldırılarının 15. yıldönümü. Dört yolcu uçağını ele geçiren 19 terörist iki uçağı Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerine, bir uçağı Pentagon binasına çarpmıştı. Dördüncü uçak hedefine ulaşamamış Pensilvanya’da düşmüştü. Saldırılarda 2977 masum insan ve 19 terörist hayatını kaybetmişti. Amerikan toprakları üzerinde gerçekleştirilen en büyük saldırı hem ABD halkını, hem de dünyayı derinden sarsmış, yeni bir dönemin başlangıcı olmuştu. 11 Eylül saldırılarının tetiklediği çok yönlü gelişmeler tüm dünyayı etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Saldırılar sonrasında Bush yönetiminin ilan ettiği “terörle savaş” başta Ortadoğu bölgesi olmak üzere dünyayı değiştirdi. 15 yıl sonra terörle mücadelenin bilançosunu çıkarmak, “Terörle mücadelede başarılı olduk mu?” sorusuna cevap aramak gerekir.
11 Eylül 2001’den günümüze kadar dünyanın çeşitli yerlerinde terör saldırıları devam etti. Bu saldırılarda çok sayıda masum insan hayatını kaybetti. Saldırıların bazılarını hatırlatalım: 2002’de Bali’de gerçekleştirilen terör saldırısında 202 kişi, 2003’te İstanbul’da 60 kişi, 2004’te Madrid’te 191 kişi, 2005’te Londra’da 52 kişi, 2008’de İslamabad’ta 50 kişi, 2008’de Mumbai’de 164 kişi, 2013’te Nairobi’de 67 kişi, 2015’te Paris’te 11 kişi, 2015’te Kenya’da 147 kişi, 2015’te Ankara’da 100 kişi, 2015’te Beyrut’ta 43 kişi, 2016’da Brüksel Havaalanı’nda 32 kişi, Fransa’nın Nice kentinde 86 kişi hayatını kaybetti. Liste uzun. Kuşkusuz terör saldırıları 11 Eylül’le başlamadı. Ondan önce de vardı şimdi de var. Devletler ne kadar çaba harcarsa harcasın gelecekte de terör saldırıları olacak. Bu konuda gerçekçi olmak lazım. Önemli olan bu saldırıları aza indirmeye çalışmak. Terörizme karşı kararlılık, cesaret, uzun vadeli mücadele gerekir.
11 Eylül saldırıları sonrasında ABD kendi topraklarının ve insanlarının güvenliğini sağlamak için çok sıkı önlemler aldı. Aradan geçen 15 yıl içinde ABD’de büyük çaplı terör saldırıları gerçekleşmedi. Council of Foreign Relations Başkanı Richard Haass’ın “The new face of terrorism — from the grand to the mundane” başlıklı makalesinde aktardığı verilere göre son 10 yıl içerisinde ABD topraklarında yılda ortalama 5 Amerikalı terör saldırısı sonucu öldü. Aynı dönemde dünya çapında yılda ortalama 20 Amerikalı aynı nedenle hayatını kaybetti. Bunlar çok düşük rakamlar. Demek ki ABD’nin kendi için aldığı önlemler sonuç verici. Terör saldırılarının çoğu Ortadoğu’da can alıyor. Haass’ın aktardığı verilere göre son 10 yıl içinde yılda ortalama 10 binden fazla terör saldırısı gerçekleştirildi ve yılda ortalama 15 bin kişi terör saldırıları nedeniyle hayatını kaybetti. Bunların çoğu Ortadoğu’da yer aldı. Demek ki Bush yönetiminin başlattığı “terörle savaş” ABD dışında başarılı olmadı. Tam tersine uygulanan politikaların ve özellikle Irak’ın işgali ile tetiklenen gelişmelerin Ortadoğu’nun şimdi içinde bulunduğu kaotik duruma düşmesinde büyük payı var.
11 Eylül terör saldırıları sonrasında ABD önce Afganistan’a askeri müdahalede bulunarak El Kaide’ye ev sahipliği yapan Taliban hükümetini iktidardan uzaklaştırdı. Aradan geçen 15 yıl içinde Afganistan istikrara kavuşmadı. Taliban hala güçlü. Son zamanlarda askeri başarılarını artırdı. Afganistan’ın geleceğinin ne olacağını kestirmek zor. Bu ülke hala terör kaynağı. 2003’te Irak’ın işgali ve Obama döneminde Amerikan ordusunun Irak’tan ayrılması ile oluşan tabloyu hepimiz biliyoruz. Irak büyük oranda İran’ın yörüngesine girdi. IŞİD denen terör örgütü Irak’ta doğdu ve Suriye’ye yayıldı. Irak “failed state” (başarısız devlet) durumunda. Toprak bütünlüğünü koruyup koruyamayacağı belli değil. Irak ve Suriye, dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen terör saldırılarının en önemli kaynakları. IŞİD askeri alanda gerileme sürecinde. Sonuçta yenilgiye uğrayacağına kuşku yok. Ancak bu örgüt elindeki toprakları yitrdikten sonra da çeşitli ülkelerde terör saldırıları düzenlemeye devam edecek. İsmi ne olursa olsun IŞİD mentalitesine sahip güçler terörden vazgeçmeyecekler. Ortadoğu’da istikrar sağlanır, şimdiki durum düzeltilirse bu tür terör örgütlerinin etkisi azalacak.
Richard Haass, teröristlerin nükleer materyal elde ederek “kirli bomba” yapmaları tehlikesine dikkat çekiyor. Bu tehlikeye karşı devletlerin işbirliğini güçlendirmeleri gerektiğini vurguluyor. Maalesef terör saldırıları bizimle olmaya devam edecek. Teröre karşı mücadele etmekten, onu doğuran nedenleri ortadan kaldırmaya çalışmaktan başka çaremiz yok. Öncelikle Ortadoğu’ya çeki düzen verilmesi gerekiyor.
11 Eylül saldırılarının 15. yıldönümünde dünyanın neresinde olursa olsun terör saldırılarında hayatını keybeden tüm insanları saygıyla anarız.