kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
35,1346
EURO
36,6832
STERLIN
44,0870
BITCOIN
$95.867
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Parçalı bulutlu
9°C
LONDRA
9°C
Parçalı bulutlu
Cuma Kapalı
10°C
Cumartesi Parçalı az bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
9°C
Pazar Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
9°C
Pazartesi az bulutlu
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C

Yine iklim değişikliği

22.11.2014
0
A+
A-

İklim değişikliği konusunda insanlık olarak çok kritik bir aşamada olduğumuzu biliyoruz. ABD ile Çin arasında kısa süre önce bu konuda varılan ikili anlaşmanın önemini daha önce ele almıştım. Bu anlaşmanın tek başına sorunu çözümlemesi mümkün değil.

İklim değişikliği konusunda insanlık olarak çok kritik bir aşamada olduğumuzu biliyoruz. ABD ile Çin arasında kısa süre önce bu konuda varılan ikili anlaşmanın önemini daha önce ele almıştım. Bu anlaşmanın tek başına sorunu çözümlemesi mümkün değil. Gelecek yıl Paris’te uluslararası bir iklim anlaşmasına varılıp varılmayacağı konunun özünü oluşturuyor. Gelişmekte olan ülkelerin de böylesi bir anlaşmaya katılmasını sağlamak için BM tarafından oluşturulan Yeşil İklim Fonu’na “Green Climate Fund” (GCF) İngiltere’nin 1.13 milyar dolar (720 milyon Sterlin) katkı taahüdünde bulunması çok olumlu bir gelişmeydi. Halen 13 ülkenin taahütleri ile fon 9 milyar dolara ulaştı.

Bu yazıda BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2 Kasım’da açıklanan son raporundaki bulgulara kısaca değinmek istiyorum. Bilindiği gibi IPCC iklim değişikliği konusunda bilimsel raporlar hazırlıyor. Son 14 ay içinde 4 rapor hazırladı. Bu raporlarda iklim değişikliğinin çeşitli yönleri inceleniyor ve ne yapılması gerektiği konusunda öneriler sunuluyor. Raporların sonuncusu Sentez Raporu (the Synthesis Report) olarak isimlendirildi. Rapor, daha önce açıklanan 3 raporun bulgularını biraraya getirerek bir sentez oluşturuyor.

Vardığımız noktada insanlık olarak bir seçim yapmamız gerektiği tartışma götürmüyor. IPCC Başkanı Rajendra K. Pachauri’nin de yazdığı gibi ya iklim değişikliğinden kaynaklanan büyük tehlikeyi görmezden gelerek şimdiki gibi yolumuzda devam edeceğiz (business as usual), ya da iklim değişikliğini azaltacak çalışmalar içine gireceğiz. Bu çalışmaların başarılı olabilmesi için güçlü bir uluslararası işbirliği zorunludur. ABD, Çin, AB, Hindistan gibi büyük aktörlerin yanısıra diğer ülkelerin de bu çalışmalara katkı koymaları gerekir.

Rajendra K. Pachauri “How to avoid the climate change storm?” başlıklı yazısında şunları aktarıyor: IPCC’nin Sentez Raporu iklim değişikliğinin insan eylemlerinden kaynaklandığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Artık “sorumlu biz miyiz, değil miyiz?” tartışmalarının geride kalması gerekiyor. Sorumlu biziz. Çözümü de bizim üretmemiz gerekiyor. Rapora göre 1950’li yıllardan günümüze dek meydana gelen iklim değişikliğinin milyonlarca yıllık geçmişte benzeri yok. Atmosfer ve okyanuslardaki ısınma, buzul ve kar düzeyindeki azalma, deniz seviyesindeki yükselme, atmosferde biriken karbondioksit oranları son 800 bin yıl içinde en üst düzeydedir. Dünya 800 bin yıldır şimdiki oranları görmedi. Bu veriler karşısında alarm zillerinin çalması gerekiyor. IPCC raporları işte bu görevi yerine getiriyor ve çözümler öneriyor.

Raporun ortaya koyduğu diğer nokta iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerin arttığı noktasıdır. Biz iklim değişiliğine yol açtıkça karşımıza çıkmakta olan riskler büyüyor, çoğalıyor. Sera gazı emisyonlarının devamı daha fazla ısınmaya yol açacak ve iklimde geri dönüşü zor değişiklikler yaşanacak. Bu durum insanlar ve eko-sistemler için çok ciddi sonuçlar doğuracak. Böylesi gelişmelerden en fazla zarar görecek ülkeler gelişmekte olan ülkeler olacak. Kısacası iklim değişikliğine karşı önlem almakta ne kadar gecikirsek ödeyeceğimiz fatura o kadar yüksek olacak.

IPCC raporuna göre en kötü senaryoya varmamak için hala bir miktar vaktimiz var. Bizden sonraki kuşaklara daha iyi bir gelecek bırakma konusunda seçeneklerimiz mevcut. Atmosfere saldığımız sera gazlarının miktarını azaltma ve ormanların yok olmasını önleme konularında yapmamız gerekenler var. Önümüzdeki dönemde teknolojide meydana gelecek gelişmeler bu konuda işimizi kolaylaştıracak. Ama şimdiki durumda da yapmamız gerekenler çok. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş bunlar arasında.

Gelecek ay Lima şehrinde iklim değişikliği konusunda müzakereler yapılacak. Bu müzakerelerin amacı gelecek yıl Paris’te yapılacak BM İklim Konferansına hazırlık yapmak. Paris konferansının başarılı olması için tüm ülkelerin çaba harcaması gerekecek. İnsanlık treni kaçırmamalı. Çok kritik bir aşamadayız. Vatandaşlar, sivil toplum örgütleri olarak bu konuda sesimizi yükselterek, duyarlılık yaratarak biz de katkıda bulunabiliriz. İklim değişikliği hepimizin ortak sorunudur. Çözüme hepimizin katkı koyması gerek.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.