Muammer Kaddafi’nin iktidardan devrilmesi ve ülkenin kaosa sürüklenmesi sonrasında dünyanın Libya ile fazla ilgilendiği söylenemez. Unutulup gitti. Süreç içinde ülke doğu ve batı olarak ikiye bölündü. Aslında bu da yeni bir şey değil. Ülkede hep iki, hatta üç bölge vardı. Bunlar İngilizce’de Tripolitania, Cyrenaica ve Fezzan olarak bilinir. Libya, İtalyanların oluşturduğu bir entite. Üç bölgeyi bir araya getirerek birleştiren onlardı. Sömürge rüyaları görüyorlardı. Libya ismi 1903’te bir İtalyan coğrafyacı tarafından “yeniden keşfedildi” ve 1934’te İtalya’nın yönettiği bölgeye isim olarak verildi. 1951’de bağımsızlığını kazandığında Libya Krallığı oldu. 1969’da Kaddafi’nin darbe ile iktidara gelmesi sonrasında “cemahiriye” oldu. Kaddafi’nin devrilmesi sonrasında BM 2011’de ülkeyi Libya olarak tanıdı. Libya şimdi yeniden ilgi odağı haline geldi. Özellikle Türkiye ile imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırası onu manşetlere çıkardı. Libya’ya ilginin artmış olması ülkenin içindeki gelişmeleri fazla etkilemiyor. İç savaş devam ediyor. Bir tarafta BM tarafından tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti(UMH), diğer yanda General Halife Hafter’e bağlı askeri güçler var.
General Hafter, UMH hükümetini devirerek tüm Libya’ya hakim olma peşinde. Hafter, Bengazi şehrini kontrol ediyor. UMH hükümeti başkent Trablus’u kontrol ediyor. General Hafter geçen Nisan ayında ordusuna Trablus’a saldırı emri vermişti ama bir türlü şehri alamadı. Hafter’in gücü hava kuvvetlerinde. Savaş uçakları, helikopterleri var. İstediği yerleri bombalayabilir. Bu önemli bir üstünlük. Ancak kara gücü yeterli değil. Çoğu paralı asker. Bu nedenle fazla ilerleme sağlayamadılar. Peki, Hafter’in arkasında hangi ülkeler var? Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri. Son zamanlarda Rusya, Fransa. Rusya haricindeki tüm bu ülkeler Türkiye ile hasmane ilişkiler içinde. Rusya kendi çıkarlarına göre dost-rakip olabiliyor. Peki, BM tarafından tanınan ve Türkiye ile askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması da imzalayan UMH ve Başbakan Fayiz es-Serrac hükümetini hangi ülkeler destekliyor? Gerçek anlamda destekleyen tek ülke Türkiye. BM tarafından tanınmışlık beraberinde pek bir destek getirmiyor. Uluslararası topluluk UMH hükümetini yalnız bıraktı. ABD, AB, İtalya, Fransa “tarafları masaya getirerek anlaştırma” masalını tekrarlıyorlar. Şimdiye dek böylesi dört diplomatik girişim, müzakere sonuçsuz kaldı. Hafter, askeri zafer peşinde.
General Hafter, 12 Aralık’ta ordusunun sonucu belirleyecek bir savaşa başlayacağını, bunun emrini verdiğini söyledi. Amacı Trablus kentini tamamen kontrol altına almak ve UMH hükümetini ortadan kaldırmak. Türkiye’nin Libya’ya askeri yardımları artıracağını açıklamasını, asker gönderebileceğini ima etmesini bu çerçevede düşünmek gerek. Türkiye’nin önemli rakipleri Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri Hafter’i desteklerken ve şimdi Libya’nın Türkiye ile imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması nedeniyle yeni destekçiler ortaya çıkabilecekken Ankara sessiz kalır mı? Kalmaz. Zaten General Hafter’in Trablus’a saldırısının şimdiye dek başarısız kalmasında Türkiye’nin önemli payı olduğuna inanılıyor. Şimdi bu destek artacak gibi.
General Hafter, övünerek açıkladığı gibi çok kısa sürede bir milyondan fazla nüfusu olan Trablus’u ele geçirebilir mi? Bu çok zor. Hafter diplomasiye inanmıyor. “Askeri çözüm” istiyor. Bundan vazgeçmeyecek ama bir şeyi istemek başka, başarmak başka şeyler. Libya’daki iç savaş yakında bitmeyecek gibi. Ülkenin geleceği belirsizliğini koruyacak. Bu hem bir iç savaş, hem de vekalet savaşı. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Fransa tavırlarını değiştirmeyecekler. Kendi öıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar. Türkiye’nin tavrı da değişmez. Çok büyük önem verdiği deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının kaderi UMH hükümetinin ayakta kalmasına bağlı. Akdeniz enerji satrancında önemli bir hamle olarak görülen anlaşma Başbakan Fayiz es-Serrac hükümeti ile varlığını koruyabilir. Burada Libya’nın iç anlaşmazlıkları, iç savaşı ile Akdeniz enerji rekabetinin iç içe geçtiğini görüyoruz. Libya’ya artan ilginin nedeni bu.
Yazıya “Libya’nın geleceği” başlığını koyduk. Maalesef bu konuda kesin bir şey söylemek çok zor. Sanırım hiç kimse bu konuda öngörüde bulunamaz. Gelecek belirsiz. General Hafter’e inanırsak yakın gelecekte savaş var.