Dünyadaki otoriter yöneticileri “sarı yelekliler” korkusu sardı diyebiliriz. Bilindiği gibi “sarı yelekliler” Fransa’da ortaya çıkan bir protesto hareketi. Protestoların nedeni akaryakıt zamları, hayat pahalılığı, artan vergiler vs. Diğer bazı Avrupa ülkelerinde de protestolar oluyor. İnsanların yasalar çerçevesinde toplu olarak gösteri yapması temel demokratik haklardan biridir. Demokrasilerde insanlar özgürce protesto gösterisi yapabilir. Otoriter, totaliter rejimler ise protesto gösterilerinden korkarlar. İzin vermezler. Fransa’daki protestolara maalesef şiddet de karıştı. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron sorunu sadece polis gücü ile çözmek yerine protestocularla diyaloğa girdi. Akaryakıt fiyatlarındaki zamları askıya aldı. Asgari ücrete 100 euro zam yapılacağı, 2 bin euro’nun altındaki emeklilik maaşlarından artık kesinti yapılmayacağı gibi ekonomik tedbirler açıkladı. Fransa Başbakanı Édouard Philippe “Halkı dinlemedik ve hata yaptık” diyerek özeleştiride bulundu. İşte doğru yaklaşım. Bu yazının konusu Fransa değil, Fransa’daki prostestoların başka ülkelere yansımalarıdır.
Türkiye’de iktidar yanlısı basın olayı Avrupa’nın sorunu olarak yansıttı. Önce protestolara destek verdi. “Avrupa’da sarı yelekliler korkusu” türü başlıklar kullanıldı. “Sarı Yelekliler ve AB’nin geleceği” başlıklı analizler yapıldı. Fransız polisinin göstericilere karşı tavrı eleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ülkelerini “demokrasi dersinden sınıfta kalmakla” suçladı. Ama protestoların Türkiye’ye sıçraması korkusu hemen kendini belli etti. Sonuçta Türkiye de ciddi ekonomik sorunlar yaşıyor. Türkiye Anayasası’nın 34. maddesi “Herkes önceden izin almadan silahsız, saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” der. Buna rağmen olası protestolara karşı tehditler başladı. MHP Başkanı Devlet Bahçeli “Fransa’yı baştan ayağa saran ve diğer Avrupa ülkelerine sıçrayan sarı yelek terörüne özenen varsa, bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini de şimdiden ifade etmek isterim. Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalıdır” dedi. Bu durum karşısında gazeteci Fatih Portokal “Türkiye’de barışçı gösteri yapmak ne yazık ki mümkün değil. Çünkü kimse sokağa çıkamaz. Çıkarsa karşısında devleti bulur. Hadi, zamları protesto etmek için barışçı gösteri yapalım, sokağa çıkalım bakalım çıkabilecek miyiz? Bakalım kaç kişi çıkacak korkudan, endişeden, görelim” dedi ve Cumhurbaşkanından şu cevabı aldı: “Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni.” Anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu da payını aldı, “kaçacak delik araması” önerildi. Böylece Türkiye demokrasi dersinde 10 üzerinden 10 almış oldu. Sınıfta kalmadı. Basında yer alan haberlere göre İçişleri Bakanlığı sarı yelek üretiminde ve satışında artış olup olmadığını araştırmış. Belli ki korku var. Tehditlerin bollaşmasında seçim hesaplarının da payı var elbette.
Sarı yelek korkusu sadece Türkiye’ye özgü değil. Mısır’da sarı yelek satışı yasaklandı. İş güvenliği malzemeleri satan dükkanları dolaşan polis dükkan sahiplerini sarı yelek satmamaları konusunda uyarmış. Polisin uyarısı sonrasında dükkan sahipleri sarı yelek satışını durdurmuşlar. Mısırlı insan hakları savunucusu avukat Muhammed Ramadan, Fransa’daki göstericilerle dayanışma amacıyla sarı yelek giydi. Çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşınca gözaltına alındı. Ürdün’de ise “sarı yelekliler” protestosu yaşandı. Hükümet tarafından kısa süre önce kabul edilen gelir vergisi yasası İrbid kentinde sarı yelek giyerek protesto edildi. Başkent Amman’da hükümet binası yakınında gelir vergisi yasası protesto edildi. Tam 8 yıl önce, 17 Aralık 2010’da Tunus’ta Muhammed Buazizi protesto olarak kendini yakmış, bu olay bir çok Arap ülkesinde ayaklanmaları tetiklemişti. “Arap Baharı” olarak anılan bu ayaklanmalardan sonra demokrasiye geçebilen tek ülke Tunus oldu ama ülke ciddi ekonomik sorunlar yaşıyor. Tunuslular Fransa’dan esinlendiler fakat sarı yerine kırmızı rengi tercih ettiler. “Les Gilets Rouges” (Kırmızı Yelekliler) ülkede protesto eylemleri yapıyorlar. Irak’ta gösteriler oldu. Burkina Faso’nun başkenti Vagadugu’da da benzin fiyatlarına son aylarda yapılan yüzde 12’lik zam nedeniyle insanlar kırmızı yeleklerle protestoda bulundu.
Globalleşen dünyada bir ülkede başlayan protesto hareketlerinin benzeri sorunlar yaşayan başka ülkelere sıçrayabileceğini biliyoruz. Baskıcı rejimler böylesi olaylardan çok korkarlar. İnsanların barışçı protesto gösterisi yapmasını hak olarak değil, tehdit olarak görürler. Fransa ve Avrupa, protestoları demokrasi çerçevesinde çözümleyecektir. Sorun otoriter rejimlerde.