2017 yılı açısından Avrupa’da yapılacak üç seçim önemliydi. Bunlardan Hollanda ve Fransa seçimleri geride kaldı. Şimdi sıra Avrupa’nın en önemli ülkesi Almanya’da. 24 Eylül’de yapılacak Almanya parlamento seçimlerine bir ay kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’daki Türk seçmenlere nasıl tercih yapmaları gerektiği yönündeki çağrısı ve Almanya hükümetinin bunu iç işlerine müdahale sayarak sert tepki göstermesi olmasa konu pek gündeme gelmeyecek. Son zamanlarda Türkiye basınında Almanya hep ikili ilişkilerdeki gerginliklerle gündeme geliyor. Halbuki Almanya’da yapılacak seçimler önemli. Hollanda ve Fransa seçimlerinden farklı olarak bu seçimler Avrupa’da da çok konuşulmuyor. Nitekim The New York Times’da yazan Jochen Bittner Almanya seçimlerini “çok sessiz” olarak niteledi. Bunun nedeni bu seçimlerin sonuçlarının AB açısından risk oluşturmaması. Hollanda ve Fransa’da yükselen popülizm ciddi risk olarak algılanıyordu. Sonuçta her iki ülkede de seçim sonuçları AB’yi rahatlatıcı nitelikteydi. Almanya seçimlerinin sonuçları aşağı yukarı belli. Anketler Başbakan Angela Merkel ve partisinin seçimleri kazanacağını gösteriyor. Dördüncü kez Başbakan seçilmesi beklenen Bayan Merkel’in koalisyon ortağının hangi parti olacağı belli değil. Bunun dışında sürpriz beklenmiyor. Seçmenler Merkel’e “devam” diyecek gibi.
Almanya seçimlerinde esas yarış Başbakan Merkel ile Sosyal Demokrat Parti lideri Martin Schulz arasında olacak. Şu anda anketler Bayan Merkel’in Shulz’un epey önünde olduğunu gösteriyor. Son bir ankette Bayan Merkel ve partisi yüzde 39.5, Schulz ve partisi yüzde 24.5’te görünüyordu. Ancak kararsız seçmenlerin oranının yüksek olduğu gözlemleniyor. Kararsızların tercihi ne olacak? Belli ki seçmenlerin önemli bir kısmı üçüncü dönemini tamamlamakta olan Bayan Merkel’den memnun. Değişim istemiyorlar.
Mali kriz döneminde oynadığı önemli rol Almanya’nın önemini hem Avrupa’ya, hem de dünyaya gösterdi. Mali krize giren AB üyesi ülkelerin kurtarılmasında Almanya baş rolü oynadı. Bu süreç çok sanclı oldu. Almanya’ya yönelik tepkiler oluştu. Almanların da kurtarılan ülkelere yönelik tepkileri oluştu. AB dayanışması zarar gördü. Ama sonuçta kriz büyük oranda geride kaldı. Tüm bu süreci esas itibarıyla Bayan Merkel yönetti ve başarılı olduğu görülüyor. Güney Avrupa ülkelerindeki mali krizle birlikte Almanya’yı derinden etkileyen diğer olay mülteci krizi oldu. Bayan Merkel bu konuda da zor bir sınav verdi. Almanya iki yıl içinde bir milyon civarında mülteci kabul etti. Merkel hem ülkesinin kapılarını mültecilere açtı, hem de diğer AB ülkelerinin ortak bir AB politikası çerçevesinde konuya olumlu yaklaşmaları için çaba harcadı. Bu politikalar hem Almanya içinde, hem de Macaristan gibi bazı ülkelerde sert eleştiriler aldı. Sonuçta Türkiye ile imzalanan mülteci anlaşmasının da katkıları ile mülteci akını azaldı. Bayan Merkel bu konuda da siyasi olarak büyük zarar görmedi. İngiliz seçmenler çok daha az mülteci akını karşısında Brexit kararı alırken Alman seçmenler Bayan Merkel’e dördüncü dönem vermeye hazırlanıyor.
Mülteci krizinin Bayan Merkel’in seçimleri kazanma şansını azaltmaması konunun ortadan kalktığı anlamına gelmez. Mülteciler ve yabancılar konusunu işleyen “Almanya için Alternatif” hareketinin önümüzdeki seçimlerde ilk kez parlamentoya girmesi bekleniyor. Almanya’da parlamentoya girmek için baraj yüzde 5. Anketler mülteci ve yabancı alehtarlığı üzerinden siyaset yapan Alternatif hareketinin yüzde 8-10 civarında oy alacağını gösteriyor. Dolayısıyla yeni parlamentoda devamlı olarak mülteci konusunu gündeme getirerek tartışmak isteyecek bir parti olacak. Belki seçimlerin getireceği en önemli değişikliklerden biri bu olacak.
Almanya için önümüzdeki dönemde dış politika açısından yaşanacak gelişmeler de çok önemli. Dünyada hızlı değişimler yaşanıyor. Donald Trump yönetimindeki ABD eskisi gibi güvenilir bir müttefik mi? Rusya ile ilişkiler zor bir dönemden geçiyor. Rusya’nın Kırım’ı ilhakından sonra Almanya Rusya’ya karşı beklenenin ötesinde sert politikalar benimsedi. Bayan Merkel yeniden Başbakan olursa Rusya ile ilişkileri yönetmesi gerekecek. Çin, Hindistan gibi ülkelerin yükselişi de Almanya için önemli. Türkiye ile ilişkiler bir diğer önemli başlık. Bu ilişkiler çok zor bir dönemden geçiyor. Tabii AB’nin geleceği, Euro bölgesinin geleceği Almanya için en önemli konu. AB zorlukları aşmış gibi görünse de henüz yapılacak çok iş var. Brexit süreci ve İngiltere ile ilişkiler bir diğer önemli başlık. İngiltere yalpalarken, ne yapacağını bilemez, Brexit taraftarlarının argümanları bir bir çökerken Almanya istikrarlı bir şekilde yoluna devam edecek.