İngiltere ve Avrupa Birliği (AB), Brexit sonrası ilişkilerinin geleceğine yönelik siyasi bildiri metninin taslağı üzerinde uzlaştı. Böylece, İngiltere’nin AB üyeliğinden ayrılmasına yönelik anlaşmaya hafta sonu son şeklinin verilmesinin de önü açılmış oldu.
Brüksel dönüşü Londra’da gazetecilere kısa bir açıklama yapan İngiltere Başbakanı Theresa May, üzerinde uzlaşılan son metni ülkesi için “doğru anlaşma” olarak nitelendirdi.
Tüm kabine üyelerini daha önce telekonferansla bilgilendirdiği açıklanan May bugün Avam Kamarası’nda da bir konuşma yapacak.
‘EŞİT ŞARTLARDA GENİŞ ÇAĞLI BİR EKONOMİK ORTAKLIK’
AB Konseyi’nden yapılan açıklamada da; ticaret, güvenlik ve diğer alanlarda ilişkilerin nasıl olacağına dair siyasi bildiri üzerinde “ilke anlaşmasına” varıldığı belirtildi.
Taslak anlaşma AB üyelerinin Brüksel’deki daimi temsilcilerine sunuldu.
Yasal bağlayıcılığı olmayan metinde, tarafların gelecekte eşit şartlarda geniş çaplı bir ekonomik ortaklık kurmalarından söz ediliyor.
Ayrıca İngiltere’nin Brexit sonrası bağımsız bir ticaret politikasına sahip olacağı kaydediliyor.
Londra ve Brüksel, 29 Mart 2019’da İngiltere’nin AB’den ayrılma koşullarına yönelik taslak metin üzerinde halihazırda anlaşma sağlamıştı.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da attığı Twitter mesajında, “AB ile İngiltere arasındaki İlişkilerin Geleceğine Yönelik Siyasi Beyanname’nin taslağını AB’nin 27 üyesine az önce yolladım. Komisyon Başkanı, bana müzakereci düzeyinde üzerinde anlaşma sağlandığı ve siyasi düzeyde de ilkesel olarak üzerinde uzlaşıldığını ve liderlerin onayına bağlı olduğunu bildirdi” dedi.
Ayrılma anlaşması ve siyasi beyannamenin Pazar günü yapılacak olan AB Zirvesi’nde onaylanması halinde başbakanın da dikkatini anlaşmanın İngiltere Parlamentosu’nda kabul edilmesine yönelik çabalara yoğunlaştırması bekleniyor. Şu anda parlamentoda anlaşma lehine bir çoğunluk olmadığı belirtiliyor.
Söz konusu açıklamalar, dün akşam May ile Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker arasında Brüksel’de yapılan görüşmenin ardından geldi.
İngiltere’de Başbakanlık, hukuki açıdan bağlayıcı olan üyelikten ayrılma anlaşmasının onayı öncesinde ilişkilerin geleceğine yönelik çerçeve üzerinde uzlaşma sağlanması gerektiğini savunuyordu.
