Çeyrek final maçında iki gol atarak takımını 2019 FIFA Kadınlar Dünya Kupası’nda yarı finale taşıyan ABD Milli Takımı kaptanı Megan Rapinoe’e “Onur Haftası”nda gösterdiği yüksek performans hakkındaki fikirleri soruldu.
Rapinoe, ev sahibi Fransa karşısında 2-1 kazandıkları maç sonrası sorulan soruya, “Aferin gaylere! Bu şampiyonayı, takımınızda gayler olmadan kazanamazsınız. Bu hep böyle olmuştur. Bu bilimsel bir durum” cevabını verdi.
Amerikalı yıldız oyuncunun cevabı ile ilgili uzun bir bilimsel tartışma yapılabilir ancak tartışmasız olan şey, onun kamuoyu önünde bu çıkışı yaparkenki rahatlığıydı.
LGBT bireylerin spor alanındaki haberlerine odaklanan Outsports sitesi, ABD’li futbolcu Rapinoe dahil turnuvada 38 eşcinsel futbolcu olduğunu yazdı.
Bu sayı, turnuvadaki toplam 552 oyuncunun yüzde 6,9’una denk geliyor.
Outsports sitesine göre, 38 açık eşcinsel oyuncu, FIFA turnuvaları tarihinde bir rekora işaret ediyor.
2015 yılında Kanada’da yapılan Kadınlar Dünya Kupası’nda bu sayı 23’tü.
Peki 2018’de Rusya’da düzenlenen Dünya Kupası’nda eşcinsel olduğunu açıklamış kaç erkek yer aldı?
Cevap: Sıfır.
Doğrusu, yüksek düzey erkek futbocular arasında, eşcinsel kimliğini açıklamış bir örnek bulunmuyor.
En çok bilinen örnek, 2014 yılında futboldan emekli olduktan sonra eşcinsel olduğunu açıklayan Alman Milli Takımı oyuncusu Thomas Hitzlsperger’di.
Chelsea’nin yıldızı Olivier Giroud, 2018 yılında Le Figaro gazetesine verdiği röportajda, soyunma odalarının “yüksek erkeklik hormonu, alaycılık ve ortak duşlardan oluştuğunu” söylemişti.
32 yaşındaki Fransız yıldız “Hassas bir durum evet, ama durum bu” şeklinde konuşmuştu.
LGBT haklarını savunmak için, futbol ayakkabısına gökkuşağı renklerinde bağcık takan Giroud, “Erkekler için eşcinsel olduklarını açıklamanın zorluğunu anlıyorum” diyerek sektör hakkındaki düşüncülerini de paylaştı.
Ancak bu durum sadece futbola özgü değil.
Yine Outsport dergisine göre, 10 bin erkek ve kadın sporcunun yer aldığı Rio Olimpiyatları’nda 28 dalda, eşcinsel olduğunu açıklamış 56 atlet yarıştı.
Ama futbol atmosferindeki tutarsızlıklar, diğer tüm popüler sporlara göre çok daha fazla.
İngiltere’de Durham Üniversitesi’nden akademisyen Stacey Pope, kadın futbolcuların eşcinsel kimliklerini açıklamak konusundaki cesaretlerine dikkat çekiyor.
BBC’ye konuşan Pope, “Erkeklerin durumunda ise, futbol tarihsel olarak ‘erilliğin kalesi’ olarak görülmüş durumda ve geçmiş örnekler de olumsuz algıyı ortaya koyuyor” diyor.
Stacey Pope’un atıf yaptığı Justin Fashanu, 1990 yılında, üst düzey İngiliz futbolunda eşcinsel olduğunu açıklayan ilk kişi olmuş, bu kimliği nedeniyle taraftar tacizine maruz kalmıştı.
Aslında kadın futbolcular da topa ilk vurmaya başladıklarından bu yana önyargılarla karşılaşıyor.
Futbol oynayan kadının eşcinsel olduğu algısı onlardan biri. Ancak Durham Üniversitesi’nden akademisyen Stacey Pope’a göre bunun, eşcinsel oyuncuların kimliklerini açıklamasında rolü olabilir:
“Futbol oynayan kadınlar kariyerleri süresince, etiketlenmek de dahil çok fazla engeli aşmak durumunda kalıyor. Kadın futbolundaki kucaklayıcı kültür de kimliklerin açıklanmasını kolaylaştırıyor.”
Bunun yanında erkek futbolundaki basmakalıp düşünceler kimliklerin açıklanması anlamında olumsuz bir ortam yaratıyor.
Buffalo Üniversitesi’nden akademisyen Susan Cahn, bu konudaki değerlendirmesini şöyle anlatıyor:
“Erkek futbolu, eşcinsellerin bu sporun gerektirdiğinden daha az erkek oldukları düşüncesi nedeniyle çok daha hoşgörüsüz.
“Ancak kadınlar diğer sporlar da dahil, daha fazla şekilde kimliklerini açıklamaya başladılar ki bu da durumu alışıldık hale getiriyor. Bu onların da tacize uğramadığı anlamına gelmiyor fakat oluşan bu dalga sayesinde, kadınlar açık bir şekilde cinsel kimliklerini ortaya koymaya başladılar.”
LGBT hakları savuncuları, futbol sektörünün homofobiyle mücadele etmekte eksik kaldığı görüşünde.
Kick It Out isimli vakfa göre, 2018 yılında İngiltere’deki stadyumlarda eşcinsellere karşı tacizler bir önceki yıla oranla yüzde 9 arttı.
Fifa’nın, Meksika gibi homofobik tezahuratlar yapan ulusal takım taraftarlarını geçmişte cezalandırdı. Ancak Fifa’nın disiplin yönetmeliğinde ırkçılık, din ve köken gibi tanımlar açıkça yer almakla birlikte homofobi açıkça belirtilmiyor.
Peki kadın futbolu bu kültürü değiştirebilir mi?
LGBT hakları savunucusu olan Stonewall grubundan Robbie De Santos bu soruya, “Kadınların, öne çıkarak LGBT’lerin görünür olmasında öncü rol oynaması fantastik bir şey. Desteklendiklerinde taraftara neler başarabildiklerini gösteriyorlar” yanıtını veriyor.
De Santos, “Pasif kalmamamız çok önemli. Her seviyeden birçok atletin halen kimliklerini açıklayamadıklarını biliyoruz” diyor.
Bunun bir örneği, Kadınlar Dünya Kupası’nı düzenleyen Fransa’nın ne erkeklerde ne de kadınlarda eşcinsel olduğunu açıklamış bir oyuncusu bulunması olabilir.
Akademisyen Susan Cahn, Kadınlar Dünya Kupası’nın kimliklerin açıklanmasındaki cesaretlendirici etkisinin çok olumlu olduğu görüşünü dile getiriyor.