kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
34,6623
EURO
36,4261
STERLIN
43,6852
BITCOIN
$93.348
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
6°C
LONDRA
6°C
Orta şiddetli yağmur
Perşembe Kapalı
9°C
Cuma Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
12°C
Cumartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
12°C
Pazar orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C

İçselleştirilmiş kadın düşmanlığı

30.11.2015
0
A+
A-

“Şu dünyada kadının kadına yaptığını hiçbir canlı birbirine yapmıyor.

 

Ufuk Genç

*UFUK GENÇ

“Şu dünyada kadının kadına yaptığını hiçbir canlı birbirine yapmıyor.” Gerek kadınlar gerekse de erkekler tarafından yapılan bu şekilde genellemeleri zaman zaman duyarız. Bu tip kimi yorumlar toplumdaki klişeleşmiş bakış açısının tembel bir kopyası olabileceği gibi gerçekten yaşanmış kişisel tatsız olaylara da dayanabilir. Aslında içselleştirilmiş kadın düşmanlığının (internalized misogyny) bir parçası olan kadının kadına düşmanlığı toplum içinde yaygın olarak erkeklerden kaynaklanan kadın düşmanlığının sadece bir yansıması.

Bu yazımda daha önce Londra Gazete’de erkeklerin kadın düşmanlığı ile ilgili yayınlanan yazımın bir devamı olan ve Kadının Kadına Düşmanlığının konuşma terapisindeki yansımasını konu alacağım.

Depresyonla ilgili yazımda hayatını kısmen konu aldığım ve bana uzun bir süre terapiye gelen Hatice, yıllar süren baskılar ve mutsuzluğun ardından kocasının akrabaları tarafından cinsel tacize de uğrayınca artık yeter demişti. Evi terketmeye kalktığında ise kocasının ailesi tarafından kurulan ve onu “eğer ailemizin adına leke sürersen seni yaşadığına pişman ederiz” diyerek susması için tehdit eden aile heyetinin başında bir kadın olması, olayın Hatice üstündeki etkisini daha da arttırmıştı.

Elbette bu sadece Hatice’nin başına gelen bir durum değil. Terapiye gelen özellikle ev içi şiddet görmüş kadınların en çok sıkıntı çektikleri konulardan bir tanesi eşinin annesi, kendi annesi, çoğu zaman kocasının bazen de kendi kız kardeşleri, kimi zaman da teyze ve halalarından kadın olarak benzeri deneyimler yaşamış olduklarından dolayı destek yerine tam tersine susması, katlanması için nerdeyse daha fazla baskı görmeleri.

 

Londra_Sayfa14 o-erkeklerin-agzini-burnunu-kirmak-isteyece

Bu konuda yaptığı araştırmada Psikolog Prof D. Szymanski * erkeklerin kadın düşmanlığının en korkunç etkilerinden birinin böylesi ortamlarda büyüyen kadınların çok küçük yaştan itibaren kendilerinden nefret  etmeyi öğrendiklerini yazıyor. Bu nefret kendi bedenlerinin görüntüsüyle ilgili sorunlara, beslenmeyle ilgili psikolojik rahatsızlıklara, aşırı diyet saplantısına yol açabildiği gibi taciz hatta ırza geçme durumlarında bile kendilerini suçlamaya yol açabiliyor.

Kendinden nefret aynı zamanda diğer kadınlarla ilgili yargılarını da etkiliyor. Başka kadınların giyim kuşam tercihleri, ilişkilerini nasıl yaşadıkları, kendi alanlarında başarıya ulaşmışlarsa nasıl yaptıkları eleştiri, saldırı malzemesi olabiliyor. Nasıl kadın düşmanlığını yoğun bir şekilde yaşayan bir erkek kadınlarla derin sevgiye dayanan uzun süreli ilişki kuramıyorsa , diğer kadınlara düşmanca yaklaşan bir kadın da hemcinsleriyle kalıcı ve sağlam arkadaşlık kurmakta zorlanıyor.

Szymanski aynı araştırmasında kadın düşmanlığını kendinden nefret ve başka kadınlara saldırı olarak yaşayan kadınların depresyona yakalanmalarınn daha olası olduğunu belirtiyor.

Kadınlardan gelen bu nefretin Hatice gibi zaten erkekler tarafından hem ev içi şiddet hem de taciz ve diğer baskılar gören kadınlar üstündeki yansıması ise tüm insanlara karşı tam bir güven kaybı. Depresyon ve benzeri rahatsızlıklarda iyileşme süreci de işte tam bu nokta da başlıyor. Terapide kullanılan yöntemlerin hemen çoğu danışanla terapist arasında güven oluşumu başladıktan sonra ancak işe yarıyor.

Not: Bu yazıda terapi sürecini ve hayat öyküsünü paylaştığım danışanımdan izin alınmıştır aynı zamanda kimliğini saklamak için isim de dahil olmak üzere kimi ayrıntılar değiştirilmiştir.

*Szymanski, D. M., Gupta, A., Carr, E. R., & Stewart, D. (2009). Internalized misogyny as a moderator of the link between sexist events and women’s psychological distress.

 

Ufuk Genc

Psikoterapist

UKCP

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.