Bundan tam 70 yıl önce, 6 Ağustos 1945’te, ABD hava kuvvetlerine bağlı bir uçak Hiroşima’ya atom bombası attı. 9 Ağustos’ta hedefte Nagazaki kenti vardı. Böylece insanlık nükleer silahların korkunç yok etme gücü ile tanışmış oldu. Hiroşima ve Nagazaki’de atom bombası kullanılması sonucu sivil, asker ayrımı olmadan çok sayıda insan hayatını kaybetti. Hiroşima’da 140 bin, Nagazaki’de 70 bin insanın öldüğü tahmin ediliyor. Çok sayıda yaralanan ve daha sonra ölenler vardı. Radyasyonun etkisi sonucu insanlar bombalamadan çok sonra da ölmeye devam etti. Bu korkunç silah karşısında Japonya 15 Ağustos’ta teslim olmuş ve 8 Mayıs’ta Avrupa’da biten İkinci Dünya Savaşı Pasifik Bölgesi’nde de sona ermişti. ABD, Hiroşima ve Nagazaki’de ölen siviller için hiçbir zaman özür dilemedi. 70 yıl sonra Hiroşima ve Nagazaki’de hayatını kaybeden, yaralanan, acı çeken insanların anısı önünde saygıyla eğilir, “Hiroşimalar tekrarlanmasın” der, Nazım Hikmet’in “Kız Çocuğu” şiirini haykırıyoruz.Çocuklar öldürülmesin / şeker de yiyebilsinler.
Hiroşima ve Nagazaki’den sonra nükleer silahlar hiç kullanılmadı ama Soğuk Savaş çerçevesinde iki süper güç ABD ve SSCB silahlanma yarışına girdiler. Nükleer silahlarının sayısını ve kapasitesini geliştirdiler. Çin, İngiltere ve Fransa da nükleer silahlara sahip oldu. Kıtalararası balistik füzelerin geliştirilmesiyle iki süper güç birbirini yok etme potansiyeline ulaştılar. Nükleer silahlar dünyamızı çok kez yok edecek kapasitedeydi. Bu hala geçerlidir. 1962 Küba krizinde nükleer bir savaşa çok yaklaşıldı ama sonuçta akıl, mantık üstün geldi. Kriz aşıldı. Daha sonra “yumuşama” politikaları çerçevesinde ABD ve SSCB nükleer silahlarda indirim pazarlıklarına başladılar. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile durum değişti. SSCB’nin nükleer silahları Rusya Federasyonu’nun elinde toplandı. Ukrayna, Kazakistan ve Beyaz Rusya nükleer silahlardan arındırıldı. Günümüzde nükleer silahlara sahip ülkeler ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan ve (resmen kabul veya reddetmese de) İsrail’dir. Kuzey Kore’nin nükleer denemeler yaptığı biliniyor.
1970’te yürürlüğe giren “Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması” isminden de anlaşılacağı gibi nükleer silahların ve bununla ilgili teknolojilerin yayılmasını engellemeyi amaçlıyor. Anlaşmaya taraf olan ülkeler nükleer silahlara sahip olmama, nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanma taahhüdünde bulunuyorlar. Nükleer silahlara sahip ülkeler de başka ülkelerin nükleer silahlara sahip olmalarına yardımcı olmayacakları taahhüdünde bulunuyorlar. Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi uluslararası topluluğun temel politikalarından biridir. Nükleer silah geliştirmeye çalışan ülkeler cezalandırılır. Hindistan ve Pakistan bu engeli aşmayı başardılar ve nükleer kulübün üyesi oldular. Kuzey Kore’ye çok sıkı yaptırımlar uygulanıyor. Üzerinde en çok konuşulan diğer ülke İran’dı. İran’ın nükleer programına ilişkin müzakereler başarı ile sonuçlandı ve İran’ın nükleer silah geliştirmesi engellenmiş oldu. İran’la varılan anlaşma, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi çabalarında ciddi bir başarıdır.
Hiroşima ve Nagazaki trajedilerinin 70. yıldönümünde nükleer silahların yayılmasının önlenmesi çabalarına tam destek verirken dünyanın nükleer silahlardan arındırılması hedefini de önümüze koymalıyız. İnsanlık olarak nükleer silahlara ihtiyacımız yoktur. Nükleer silahların 70 yıldır kullanılmamış olması nükleer felaket tehlikesini ortadan kaldırmaz. Binlerce nükleer başlığın var olması bizi daha güvenli kılmıyor. Nükleer silahlar güvenliğimize, insanlığın, dünyamızın varlığına yönelik en büyük tehlikedir. “Nükleer savaş olmaz” diye kendimizi avutabiliriz ama Ukrayna nedeniyle Batı ve Rusya arasında yaşanan gerginlik tehlikeleri hatırlatıyor. Hindistan’la Pakistan arasında yaşanacak bir nükleer savaşın neden olacağı soğuma ve tarımın bundan etkilenmesi sonucu 2 milyar insanın açlıktan ölebileceği tahmin ediliyor. Teröristlerin böylesi silahları ele geçirmeye çalıştığını da unutmamalıyız.
Nükleer silahlara sahip ülkeler bu silahların sayısını azaltabilirler. Özellikle ABD ve Rusya kendi güvenliklerini tehlikeye sokmadan bunu yapabilirler. Dolayısıyla nükleer silahların yayılmasının engellenmesi, var olan nükleer silahların sayısının azaltılması ve nükleer silahsızlanma hedef olarak önümüzde duruyor. Başkan Obama, 5 Nisan 2009’da Prag’ta yaptığı önemli bir konuşmada dünyada binlerce nükleer silahın var olmasının Soğuk Savaş’ın en tehlikeli mirası olduğunu söylemişti. Nükleer silahlardan vazgeçmeyi hedef olarak ortaya koymuştu. (I state clearly and with conviction America’s commitment to seek the peace and security of a world without nuclear weapons.) Nükleer silah kullanmış tek ülke olarak ABD’nin bu konuda liderlik yapacağını söylemişti.
Hiroşima ve Nagazaki felaketinin 70. yıldönümünde Başkan Obama’nın ne söyleyeceğini birlikte göreceğiz. Prag’ta yaptığı vaadlere bağlı kalmasında büyük yarar var.