Day-Mer Kültür ve Sanat Festivali kapsamında “Kültür ve sanatta işçi sınıfının izleri” paneli gerçekleşti.
Kuzey Londra Toplum Merkezi’nde 5 Temmuz Cuma günü saat 19.00’da gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Sena Kartal üstlenirken, konuşmacılar ise yazar Aydın Çubukçu, yapımcı Mike Simpson ve yönetmen Suat Eroğlu oldu.
Onlarca kişinin katıldığı panelde tarihten günümüze kültür ve sanatta işçi sınıfının izleri tartışıldı.
Panelde açılışı yapan yapımcı Mike Simpson, İngiltere’de ve dünyada işçi grevlerini anlatan 3 farklı belgesel filmlerinin kısa özetlerini izlettirerek, “İşçi sınıfını anlatan filmleri ancak sendikalarda ya da DAY MER gibi sınıfsal mücadele odaklı STK’lerde gösterebiliyoruz” dedi.
Simpson’ın ardından söz verilen yönetmen Suat Eroğlu ise sinemada işçi sınıfı kültürünün en önemli yapıtlarını derlediği sunumuyla dünya ve Türkiye sinemasından örnekler verdi.
Eroğlu, İngiliz sinemasında işçi sınıfını anlatan Ken Loach filmlerinin önemine değinip, Türk sinemasından da Ömer Lütfi Akad’ın en önemli üçlemesi olan Düğün, Gelin ve Diyet filmleri üzerinde durdu.
Eroğlu ayrıca dünya sinemasından işçi sınıfını anlatan ve mutlaka izlenmesi gereken filmleri de paneli dinleyenlerle paylaştı.
Panelin son konuşmacısı olan yazar Aydın Çubukçu ise işçi sınıfının toplumsal yapısı ve içinde buldurduğu dinamiklerle sanatın her dalında özne olduğunu ifade ederek, tarihsel sürecinden bahsetti.
Çubukçu konuşmasında Balzac, Victor Hugo ve Charles Dickens gibi dünyaca ünlü yazarların işçi sınıfından olmamalarına rağmen yaşadıkları dönemlerde bu sınıfı en iyi anlatan ve onları diğer sınıflara en iyi tanıtan eserlere imza attıklarını dile getirdi.
İşçi sınıfının edebiyatta kendisini anlatmasının Sovyet devriminden sonra gerçekleştiğini belirten Çubukçu, o dönemde ise Gorki’nin eserlerinin buna en iyi örnek olduğunu söyledi.