Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde ciddi gerilime yol açan ‘Mavi Marmara’ olayı Londra Ekonomi Üniversitesi’nde düzenlenen panelde masaya yatırıldı.
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde ciddi gerilime yol açan ‘Mavi Marmara’ olayı Londra Ekonomi Üniversitesi’nde düzenlenen panelde masaya yatırıldı. Panelde, söz konusu olayda İsrail askerlerinin saldırısı sonucu hayatını kaybeden 18 yaşındaki Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan da bir konuşma gerçekleştirdi.
Stoke and White avukatlarından Rodney Dixon QC, tarih ve politika uzmanı Dr. John Chalcraft, Alexandra Lort-Phillips, İstanbul Selahattin Zaim Üniversitesi’nden uluslararası hukukçu Ali Emrah Bozbayındır’ın konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Gerry Simpson yaptı.
Ali Emrah Bozbayındır, ‘Mavi Marmara’da yaşanan olaylar nedeniyle mağdurların, gerek Türkiye’de gerekse Avrupa İnsan Hakları mahkemelerinde haklarını savunması gerektiğini belirtirken, Ahmet Doğan, “Oğlum Furkan, gerçekleşen saldırıda yaralandı. Fakat İsrail askerleri O’nu yaralı haldeyken öldürdü. Bu olay bizi derinden sarstı. Ben de ABD Başkanı Barack Obama’ya “Sizin başınıza böyle bir olay gelse nasıl bir mücadele verirdiniz?” diye bir mektup yazdım. Gelen yanıtta, süreçle alakalı olarak yapabilecekleri bir şey olmadığı yazıyordu. Bu geri bildirim de beni derinden sarstı.” dedi. Konuşmacılardan Rodney Dixon QC ise, Türkiye ile İsrail arasında yaşanan bu üzücü olayın sürekli gündemde tutulması gerektiğini ifade etti.
MAVİ MARMARA OLAYI NEDİR?
Hatırlanacağı üzere, 31 Mayıs 2010’da 700 mürettebatıyla Türkiye’den Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara isimli gemiye uluslararası sularda İsrail askerleri tarafından saldırı düzenlenmiş, 10 kişi yaşamını yitirmiş, 50’den fazla kişi de yaralanmıştı.
Bu tarihten sonra iki ülke ilişkileri ciddi manada gerilmiş, uzun süren müzakereler sonucunda İsrail, Mavi Marmara baskınında yaşamını yitirenler için 20 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmişti.
Mavi Marmara baskınında yaşamını yitirenlerin ailelerine tazminat ödenmesi, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmek için koyduğu üç şarttan birisiydi.