Türkiye’nin ardından Ermenistan’dan da Türkiye ile normalleşme sürecinin başladığı açıklaması geldi. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, normalleşme sürecine “ön şartsız hazır oldukları mesajı verdi.
Türkiye ile Ermenistan 1990’lı yıllarda kesilen diplomatik ilişkileri başlatmak için karşılıklı adımlar atmaya hazırlanıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Ermenistan ile normalleşme sürecinin başladığı yönündeki açıklamasının ardından Ermenistan’dan da bu yönde bir açıklama geldi.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vahan Hunanyan, sosyal medya platformu Facebook üzerinden yaptığı açıklamada Ermenistan’ın “Türkiye ile ilişkileri normalleştirmeye ön şartsız hazır olduğunu” belirtti. Hunanyan, bu doğrultuda Ankara ile diyaloğu yürütmek üzere özel bir temsilci atanacağını ifade etti. Hunanyan, “Türkiye Dışişleri Bakanı’nın ilişkilerin normalleşmesi amacıyla özel temsilci atanmasına ilişkin açıklamasını olumlu değerlendiriyor, Ermeni tarafının da diyalog için özel temsilci atayacağını teyit ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu: Azerbaycan’la birlikte karar veririz
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da dün akşam TBMM’de yaptığı açıklamada Ermenistan ile normalleşme sürecinin başladığını duyurmuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta’nın Ermenistan ilişkileri üzerine yönelttiği soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, “Özel temsilci atıyoruz, büyükelçilik değil. İleride normalleşirse Ermenistan bu son yaşananlardan ders alıp barışı, huzuru tercih ederse yarın büyükelçilik de açılabilir bu normalleşme sürecinde. Bu konuda da yine Azerbaycan’la birlikte karar veririz” dedi. Çavuşoğlu, süreçteki her konunun “Azerbaycan’la koordine edildiğini” belirtti.
1993 yılında sınırları karşılıklı olarak kapatan Ermenistan ile Türkiye arasında diplomatik ilişki bulunmuyor. Nikol Paşinyan liderliğindeki Ermenistan hükümeti, Ağustos ayında açıklanan hükümet programında “Türkiye ile ilişkileri düzeltmeye yönelik çaba sarf etmeye hazır olunduğu” ifadelerine yer vermişti. Açıklamada, Türkiye’nin Dağlık Karabağ’da 44 gün sğren savaşa müdahil olmasının bölgesel “barış ve istikrarı tehdit ettiği” belirtilmişti.
