Beş yıl önce eski erkek arkadaşı tarafından başından vurulan ve mucizevi şekilde hayatta kalan Mutlu Kaya’nın evine gittiğimizde bizi ablası Songül Kaya karşılıyor. 2015’te Songül Kaya’yla Diyarbakır Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesi önünde röportaj yapmıştık. O gün konuştuğumuz Mutlu Kaya’nın diğer ablası Dilek Kaya ise artık hayatta değil.
Mutlu Kaya, katıldığı bir ses yarışmasıyla tanınmıştı. Erkek arkadaşının saldırısı nedeniyle bugün vücudunun büyük bölümünü kullanmakta güçlük çekiyor, zor duyulabilen bir sesle konuşuyor. Cinayet işleyenlere verilen cezaların hafif olmasından şikayetçi.
Oturma odasına girdiğimizde, annesi uzun saçlarını örüyordu. Bugün 22 yaşında olan Mutlu, “Hoş geldiniz” diyerek oturduğu yerden bize gülümsedi.
58 gün yoğun bakımda kalan genç kadının yaşaması ise tedaviyi yapan doktorların ifadesine göre bir mucizeydi.
Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde ailesiyle birlikte yaşayan Mutlu Kaya, destek olmadan hareket edemiyor. Oturduğu sandalyeden kalkıp köşedeki koltuğa oturmasına kuzeni yardımcı oluyor.
Kısa mesafeyi minik adımlarla birkaç dakikada zor kat edebiliyor. Dizlerini güçlükle büktüğü için koltuğa oturması da kolay değil.
Mutlu’nun düzenli bir fizik tedavi görmesi gerekiyor. Ama bu da imkansızlıklar yüzünden yarım kalmış durumda. Tedavi giderleri çok yüksek ve ailenin imkanları çok sınırlı.
Ablası Songül, kasları zayıflamasın diye Mutlu’ya sık sık egzersiz yaptırdıklarını söylüyor. Songül, imkansızlıklar nedeniyle pratik çözümlere başvurmak zorunda kaldıklarını söylüyor:
“Mutlu’yu, günde birkaç defa yaşadığımız bu yedi katlı apartmanın merdivenlerinden indirip çıkarıyoruz”
Ablası ve avukatı da kadın cinayeti kurbanı
Ablasını katili, ifadesinde Dilek ile bir haftadır aynı evde yaşadığını ve onu aldattığı için genç kadını vurduğunu iddia etmişti.
Mutlu Kaya, “Bizimle her şeyini paylaşan ablam, birlikte yaşayacağı insanı mı gizleyecekti? O sabah ablam buradan gitti, o cani adresi ablamın bir arkadaşından almış, daha az ceza almak için öyle bir ifade verdi, biz bunu kabul etmiyoruz” diyor.
Mutlu’nun hayatı, Veysi Ercan isimli kişinin sıktığı dört kurşundan birinin başına isabet etmesiyle alt üst oldu. O kurşun hala beyninde duruyor ve ameliyatı çok riskli.
Mutlu Kaya kendisini vuran Ercan ile lisede tanışmış. Yaşı küçük olduğu için tehdit ve baskıları sindirmiş, ailesine anlatmamış.
“Ya benimsin, ya kara toprağın diyordu. Ağabeyime söyleyebilirdim ama onun ağabeyime zarar vermesinden korktum, sustum” diye anlatıyor o günleri.
Ses yarışmasına katıldıktan sonra tehditler artmış.
O gece ise ablasına ait eve gelen Veysi Ercan, dışarıya çıkmazsa tüm ailesine zarar vereceğini söylemiş:
“Dışarıya çıktığımda yalvarırım beni bırak dedim ama o gözünü kırpmadan ateş etti.”
Veysi Ercan, adam öldürmeye teşebbüsten 15 yıl hapis cezası aldı ama indirimlerle birlikte dokuz yılda serbest kala bileceği hesaplanıyor. Bu durum Mutlu’yu tedirgin ediyor.
“Şu an ellerim ve ayaklarım tutmuyor, yemeğimi yiyemiyorum, saçlarımı tarayamıyorum, yürüyemiyorum, şarkı söyleyemiyorum. Ölüden tek farkım, nefes alabilmem.
“Beş yıldır şu pencere kenarında oturuyorum, biri olmasa oturduğum yerden kalkamıyorum bile. O cani ise üç dört yıl sonra serbest kalacak, gezecek. Peki benim hayatım ne olacak, gençliğimi bana kim ger verecek?”
Tüm konuşması boyunca adalet vurgusunu öne çıkaran Mutlu’nun canını en fazla yakan konular, ablasını da kurban verdiği kadın cinayetleri.
“Daha birkaç gün önce Pınar Gültekin canice öldürüldü. Münevver Karabulut öldürüldüğünde küçüktüm ama hala unutamıyorum. Kadın cinayetleri birkaç gün konuşulup unutuluyor. Adamlar biliyor, 10 yıl yatıp çıkacaklar. Yasalar cezalar caydırıcı olmadığı için ölümler devam ediyor” diyor.
Geçen yıl eşi tarafından çocuklarının gözleri önünde öldürülen Diyarbakır Barosu’ndan Müzeyyen Boylu, Mutlu Kaya’nın avukatıymış. Müzeyyen Boylu’yu hatırlatan Mutlu, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Avukattı ama kocasının onu öldüreceğini beklemiyordu. Pınar, Özgecan, Dilek Ablam çok güzel genç kadınlardı, hepimiz sağlıklı ve canlıydık, ama onlar öldü, ben nefes alan bir ölüye döndüm. Yaşadıklarımız her kadının başına gelebilir. Benim şahsi avukatım da öldürüldü, bugün hepimiz bir adayız.”
“Tetiği çekmek için güçlü olmak gerekmiyor. Adamlar 10 yıl ceza alacaklarını bildikleri için öldürüyorlar” diyen Mutlu, bu salondan tüm dünyaya sesini duyurmaya çalışıyor ve adalet için çabalamaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini söylüyor.
“Kadın kadının kahramanıdır”
Yasaları çıkaran politikacıların kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete karşı üç maymunu oynadığını savunuyor.
“Bu yasaları çıkaranların kızları bunları yaşasa, buna izin verirler mi, sanmıyorum. Biz de Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz, bizi de evlatlarınız, ciğeriniz olarak görün. Bizi anlamanız için illa sizin de yaşamanız mı gerekiyor?”
Kadın cinayetlerinin ardından yapılan yorumlar ise onu en çok üzen konuların başında geliyor:
“Pınar’ın ardından yapılan acımasız yorumlar vardı, ya bırakın, Allah’tan korkun, öldü, daha ne olsun! Yok efendim evine gitmeseydi, sevgili olmasaydı. Biz sadece yaşamak istiyoruz, sevgilisi kocası, nişanlı oldu diye bu erkeklere öldürme hakkı vermiyor. Kadın sevmiş, sevgili olmuş, kadın kötü mü etmiş? Mutlu olmak, yuva kurmak istemiş. Kadın kötü bile olsa, kimsenin onu öldürmeye hakkı yok!”
Ablası Songül Kaya’nın “Kadın kadının kahramanıdır” sözü ise Mutlu Kaya’nın hayatının sloganı haline gelmiş.
Bundan sonra Dilek ablası ve şiddete kurban giden kadınlar için mücadele edeceğini, adaletin yerine gelmesi için savaşacağını belirten Mutlu, önümüzdeki yıl Hukuk Fakültesi’ni kazanmak için sınava hazırlandığını söylüyor ve ekliyor:
“Şarkı söyleyemiyorum ama söyleyeceğim. Bundan sonraki en büyük amacım kadınlar için, ablam için, kendim için adaletin sağlanması.”