Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist ve Demokratlar Grubu’ndan Portekizli milletvekili Ana Gomes ile İngiliz aşırı sağcı politikacı Nigel Farage Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri konusunda Euronews Türkçe’nin sorularını cevapladı.
Brüksel’de gerçekleşen AB liderler zirvesinin yapıldığı Avrupa Birliği Konseyi’nde Euronews Türkçe’ye konuşan aşırı sağcı İngiliz Avrupa Milletvekili Nigel Farage “Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği’ne girmesi zorlaştı hatta imkansızlaştı.” diye konuştu.
Farage, “Zaten Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin parçası olması taraftarı değildim.” dedi.
“Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda ilerlemesini isterdik” diyen Ana Gomes ise Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin Türk halkına fayda sağlamayacağını ileri sürdü.
Tüm gücün tek bir kişinin elinde bulunmasının demokratik olmadığını söyleyen Gomes, “Türkiye‘yi geçmişten bu yana ‘boğan’ bir kişiden söz ediyoruz. Türkiye’yi yanlış yola saptırdı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne dönük bir yolda ilerlemesini isterdik. Türkiye belli bir süre zarfında AB yolunda ilerledi. İnsan hakları, demokrasi için Kopenhag kriterlerine uyulması büyük önem taşıyor.” ifadelerini kullandı.
SAYIN ERDOĞAN, DARBE GİRİŞİMİNİ MUHALEFETİ SUSTURMAK İÇİN KULLANDI
2005 yılında Avrupa Birliği-Türkiye müzakerelerinin başlaması için olumlu yönde oy kullandığını belirten Ana Gomes, “2016 darbe girişiminden sonra durumun daha vahim hale geldiğini” söyledi: “Evet oyu kullanmamın sebebi hapisten yeni çıkan Leyla Zana’nın söyledikleriydi. Türkiye Avrupa Birliği yolunda gitmezse insan hakları ve demokrasi konusunda gerileyecek demişti. Endişe verici olaylara şahit olsak da her şeyin düzeleceğini düşünüyordum. Ümitliydim. Türkiye’de birçok gazeteci tutuklu. Darbe girişiminden sonra durum daha da vahim hale geldi. Sayın Erdoğan’ın darbe girişimini muhalefeti susturmak için kullandığını düşünüyorum. Daha önce birlikte çalıştıkları Gülen cemaatinden kişiler, Kürtler, gençler hedef alındı. Gezi eylemlerinde bu baskının başlangıcı görülmüştü. Türkiye’de Gezi eylemlerine katılan insanlar ile tanıştım. Muhalefetin Avrupalı düşüncelere sahip olduğunu gördüm.”
AB, GÖÇ KONUSUNDA SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMEDİ
Avrupa Parlamentosu’nun her yıl Türkiye ile ilgili ilerleme raporu yayınladığını ifade eden Ana Gomes ”Üyelik müzakerelerinin askıya alındığını biliyoruz. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Konseyi ve Avrupa Komisyonu arasında insan haklarına verilmesi gereken önem konusunda denge sorunu var. Bunun birçok jeopolitik ve ekonomik sebepleri var. Türkiye ile sığınmacı anlaşması yapmak Avrupa Birliği için utanç verici bir durum. Zira AB göç konusunda sorumluluklarını yerine getirmedi. Umarım Avrupa Birliği mülteci kampı düşüncesini onaylamaz. Türkiye modelini Tunus, Fas, Libya gibi ülkelere uygulamaya çalışıyorlar. Bu felaket olur. Ayrıca Avrupa Birliği’nin bu kamplara kaynak ayırması gerekecek. Bu kabul edilemez bir durum. Avrupa Birliği’nin sonu olur.” ifadelerini kullandı.
AP İİÇİN “HRİSTİYAN BİR KULÜP” ELEŞTİRİLERİ KABUL EDİLEMEZ
Türkiye konularının genelde Avrupa Parlamentosu’nda tartışıldığını söyleyen Ana Gomes “Ceza evinde bulunan İnsan hakları aktivistlerini Avrupa Parlamentosu’nda tartışıyoruz. Birçok Avrupa milletvekili cezaevinde bulunan veya yargılanan kişileri ziyaret etti. Dayanışma içerisinde olduklarını gösterdiler. Daha fazlasını yapmak durumundayız.” dedi.
Avrupa Birliği’ne “Hristiyan bir kulüp” olduğu yönündeki eleştirilerin “kabul edilemez” olduğunu ifade eden Ana Gomes, “Aşırı sağcıların bu argümanları aynı zamanda Avrupa karşıtı argümanlar. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini istiyorum. Ancak insan haklarına uyulması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
AP İNSAN HAKLARI KOMİTESİ EYLÜL AYINDA TÜRKİYE’YE GİDECEK
AP İnsan Hakları Komitesi’nde yer alan Avrupa milletvekillerinin Eylül ayında Türkiye’ye gideceğini belirten Gomes sözlerini şöyle sürdürdü: “Her zaman her şey mümkün. Umudumu yitirmiş değilim. Erdoğan son yıllarda elini güçlendirdi, eleştiriyi yok etti. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor kendisi de yok olabilir. Türkiye’de canlı güçler var. Manipüle edilen seçimlerde Sayın Demirtaş hapishanedeydi. Avrupa Birliği’nin de söylediği gibi adil bir seçim değildi. Muhalefet partisi her şeye rağmen yüzde 30 oy oranına ulaştı. Ümitliyim. STK’lar ile ele ele çalışmak durumundayız. Her şey değişebilir. Türk halkı ekonomik gidişattan memnun değil. Bu durum baskıların sona ermesini sağlayabilir.” ifadelerine yer verdi.(EURONEWS)