Şanlıurfa’da Milattan Önce 6 binli yıllardan günümüze kadar kesintisiz yerleşim yeri olan ve bir dönem Asurlular ile Emevilere başkentlik yapan Harran Örenyeri’ndeki kazılar devam ediyor.
Şanlıurfa’da Milattan Önce 6 binli yıllardan günümüze kadar kesintisiz yerleşim yeri olan ve bir dönem Asurlular ile Emevilere başkentlik yapan Harran Örenyeri’ndeki kazılar devam ediyor.
Dünyanın en eski yerleşim yerleri arasında gösterilen Şanlıurfa’daki Harran Örenyeri’nde, bu yılki kazılarda yaklaşık bin yıl önceye ait olduğu tahmin edilen “Miskçi dükkanı” ve çok sayıda süslü hoş koku kabı bulundu.
Milattan Önce 6 binli yıllardan günümüze kadar kesintisiz yerleşim yeri olan ve bir dönem Asurlular ile Emevilere başkentlik yapan Harran Örenyeri’ndeki kazılar devam ediyor.
Bu yılki kazılarda yaklaşık bin yıl önceye ait olduğu tahmin edilen “Miskçi dükkanı” kalıntıları ve hoş koku kapları olan 300’ün üzerinde süslü kürevi konik kap gün yüzüne çıkarıldı.
Harran Örenyeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, yaptığı açıklamada, söz konusu ören yerinin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ve bunu ortaya çıkarmak için titizlikle çalıştıklarını söyledi.
Kazılarda bugüne kadar önemli bulgulara ulaştıklarını hatırlatan Önal, bu yılki kazılarda ise Ulu Camii Külliyesi’nde bir miskçi dükkanı ve çeşitli kaplar bulduklarını anlattı
O DÖNEMDE TEMİZLİĞE VERİLEN ÖNEMİN GÖSTERGESİ
Prof. Dr. Önal, kazı çalışmalarında Ulu Cami Külliyesi’nde bir miskçi dükkanı bulduklarına işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Buradaki dikdörtgen planlı odada hoş koku kapları olan yüzlerce kürevi konik kaplar elde ettik. Bu kaplarla birlikte bazalt çanak ve pitos parçaları da meydana çıkarıldı. Kürevi konik kaplar yaklaşık 10 santimetre yüksekliğinde ve pişmiş topraktan yapılmış olup, sık dokulu kalın ve sert hamurludur. Formundan dolayı ‘Kürevi-konik’ olarak isimlendirilir. Bu kapların dış yüzeyinde damla motifi, örgü veya stilize bitkisel desenlerden oluşan aplike unsurlar ile damla biçimi kabara, elips, stilize yaprak, çiçek, örgü ve küçük rozetlerden oluşan kalıp baskısı desenleri görülür.
Yüzlerce kürevi konik kabın tek bir odada bazalt çanakla ve pitoslarla birlikte bulunması, kazı alanındaki diğer odalarda da ele geçmesi, ayrıca bu odanın hamam, şadırvan, cami ve çarşı yakınında olması, bu kapların hoş koku kabı olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır. Tüm bunlar İslamiyet’in o döneminde de temizliğe, güzel, hoş kokuya ne kadar önem verildiğini bize gösteriyor. Günümüzde ferahlamak ve misafire ikram etmek geleneğinde kullanılan kolonyanın benzeri olarak bin yıl önce Harran’da içi hoş koku dolu bu kürevi konik kapları görmekteyiz. Bu kapların yaygın kullanımı, zenginlik ve hoş koku kullanma geleneğine bağlanabilir”.